Maliye Bakanlığı ve turizm

Devleti yönetmek için oluşturulan bakanlıkları incelediğimizde, belki de tüm diğer bakanlıkların varoluş sebebinin ülkenin ekonomik anlamda kazançlarının nasıl çoğaltılacağı temeli üzerine inşa edildiği görülmekte. Bu nedenle bakanlıklar arasında sonuç itibari ile halkın refahını yükseltmek için üzerine en büyük sorumluluk düşen bakanlık Maliye Bakanlığıdır. Bu bankalık, hem halkın refahını yükseltmek hem de  “adil ve hakkaniyetli” kararlar almak gibi bir sorumluluğu da bulunmaktadır.
Buradan hareketle, herkesin sezon başlamadan önce ahkam kestiği ve  “şu kadar milyon geceleme ve akabinde şu kadar milyar dolar girdi bekliyoruz” diye medya kuruluşlarında verdikleri demeçleri biraz inceleyelim. İnceleyelim ki neden sade vatandaşlarımızın üzerindeki vergi yükünün her geçen gün biraz daha arttığının nedenlerini çıplak gözle görelim.
Bize yıllarca turizm de model ülke olarak gösterilen İspanya’dan misal verecek olursak, İspanya da hiçbir tatil köyü işletmesi önüne denk gelen  “plajı veya kumsalı babasının malı gibi kullanma hakkına sahip değil”. Bu nedenle de plajların işletmeciliği hala devlet tarafından yapılmakta ve Anayasal olarak tüm İspanya halkının kullanımına sunulmakta. İşletmeler kendi işletme sınırları dahilinde işletmecilik yapmakta. Eğer işletme her şey dahil sistemle çalışıyorsa (ki İspanya da her şey dahil hizmet veren konaklama tesisi bulmakta artık imkansız gibi) sadece işletmesinin içerisinde bu hizmeti verebilmekte, sahilde de her şey dahil uygulaması (sahilin işletmeciliği devlette olduğundan) yapılamamakta. 
Toplumda devletin elindeki mallar özelleştirilince her şey günlük gülistanlık olacak devletin vergi gelirleri kat kat artacak gibi bir algı oluşturulmuştu. Bırakın gelirlerin artmasını ne kadar gelir elde edildiğine dair güvenilir bir kayıt sistemi bile kurulamadı. Kurulamadı demek belki biraz masun kalır “kurulmadı” dersek daha doğru olur diye düşünüyorum, çünkü her şeyin bilişim teknolojisi ve onun nimetleri sayesinde kayıt altına alındığı bir dünyada, kayıtsızlık var ise burada sorumlu olan devlet edenlerdir diye bakmak gerekir.
Maliye Bakanlığı öncelikli olarak ülke sınırları içerisinde bulunan ve ülke yasalarına göre çalışmak zorunda olan yabancılara ait tatil köylerine girmeyi ve buraları denetlemeyi kendisine ilke edinmelidir. Eğer tatil köylerine varıncaya kadar gördüğü tüm küçük işletmeleri denetleyen maliyenin, binlerce insana konaklama hizmeti verilen tatil köylerinin içerisine girip neler döndüğünü incelemek gibi bir zorunluluğu vardır.
Turizm hareketlerini kontrol altına alamayan bir Maliye Bakanlığı, dolayısı ile bu sektördeki ticari faaliyetlerinde nasıl vergilendirilmesi gerektiği konusunda bilgi sahibi olamaz. Genelde gözlemlediğim ve daha önceleri defalarca yazmama rağmen değişmeyen olgu, turizm bölgelerinde görev yapan Maliye personelinin turizm sektörü ve faaliyetleri ile ilgili konulardan bihaber olmaları. Turizm araçlarını durdurduklarında ne soracaklarını bilmeyen bir yapı ile karşı karşıyayız. Çimento taşıyan kamyoncu esnafına ne soracağını bilen Maliyecimiz her nedense turist taşıyan araçlara ne soracağını bilmiyor. O zaman burada büyük bir zafiyet var demektir, Maliye Bakanlığı özellikle turizm bölgelerinde çalışan personelini daha bir iyi eğitimden geçirmelidir. Sezonluk görevlendirmelerle, turizm bölgelerindeki personel açığını giderme ve denetimlerden daha iyi sonuçlar almak için bunların yapılması zorunludur.
O zaman vergilendirilmiş bir turizm sektöründen bahsedebiliriz ve sade vatandaşımızın üzerindeki vergi yükü de bir nebze olsun azaltılmış olur.

 

Yazarın Diğer Yazıları