Mankutlaştırıldık

Sirin bir beldemizdeki Arif Nihat Asya İlköğretim Okulunu ziyaretimde öğrencilerle değişik konularda sohbet ettik. Karşılıklı sohbette okullarının adının nereden geldiği, Arif Nihat Asya isminin ne anlam ifade ettiğini sordum. Çocukların cevabı ise “galiba okulumuzu yaptıran amcanın adı” oldu. Verilen cevaplar yüreğimi burktu. Bir eğitimci olarak beni utandırdı.
Bir başka beldemizde ise Anadolu Lisesi öğrencileri arasında yapılan ankette ünlü Türk edebiyatçıları sorulur. Ne acı ki Bayrak Şairi Arif Nihat Asya’yı bilen çıkmaz. İstiklâl marşımızın yazarı Mehmet Akif’i bilen bir kişidir. Bilinenlerini siz tahmin edersiniz.
Haberlerini takip ettiğim bir kanal ise, halkın arasına inerek vatandaşlara bilinmesi gerekenler konusunda sorular yöneltip aldığı cevapları halka duyuruyor. Programının birinde sokakta halkımıza İstiklâl marşımızın yazarını sordu, bilen yok. İstiklâl marşımızı sordu bir kıtasını dahi okuyan bulunamadı...
Aynı televizyon kanalı başka bir programında ise yine sokağa inerek millî bayramlarımızın adını veya tarih vererek o tarihlerde neler yapıldığını soruyor. Verilen cevaplara bakıldığında kahrolmamak elde değil. Millî bayram yerine dinî bayram ismi, tarihlerde ise susmak. Soru yöneltilenler arasında bulunan ve cevaplayamayan lise öğrencilerine ne demeli. Halen okulda eğitim görenimizle, okulu çoktan bitirip değişik alanda hayatını idame ettirenimiz aynı. Bu da gösteriyor ki hepimiz aynıyız, yok birbirimizden farkımız. Çünkü aynı kaynağın sularıyız.
Bütün bunları bilmiyormuşçasına vekilin biri çıkıp böyle bayram kutlanmaz diyor. O vekilin daha sonraki söylediklerinden çıkarılan ise bir şeylerin iyisini bulma değil de olanın da unutturulması olduğunu düşünüyorum. Efendim boşuna kendinizi yormayın bu şekliyle bile kutladığı bayramı bilmiyorlar.
Eğer siz okullarınızda çocuklarınıza geçmişimizde iz bırakmış, ömrünü bizi biz yapmaya adamış insanlarımızı değil de ideolojinize hizmet verenleri ön plana çıkarıp tanıtırsanız, yüz temel eser olarak çocuklara tavsiye ettiğiniz eserlerde Atatürk’e diktatör denenleri öne çıkarırsanız elbette sonuç bu olacaktır.
Türklüğü çağrıştıran, Türklük şuuru veren eserleri Türkçülüğe karşıyım diye tu kaka yaparsan. İstiklâl marşında “ırkıma” kelimesi geçiyor diye Mehmet Akif’i suçlar, marşımız okunurken oturursan bu sonuç kaçınılmazdır.
Millî bayramlar kutlanırken, işin özüne inmeden birkaç şiir, birkaç oyunla geçiştirirsen akıllarda kalan elbette eğlence olacaktır. Komşularla sıfır sorun politikası uyguluyorum diye tarihini öğretmezsen. Senin insanın başka milletlerin hayranı olurken, birileri kendi ülkende yüzüne baka baka sana işgalci der.
Sokağa çıkıldığında dedesini ve bayramlarını bilmiyor da, bölücü ve terör örgütlerinin liderleri ile adını biliyorsa, siz bu insanlara iyi bir eğitim verdiğinizden söz edemezsiniz. Şayet iyi bir eğitim verdiğinizi iddia ediyorsanız, ya cahilsiniz veya böyle yapmanız gerektiği içindir.
Demek ki bir yerde aksaklıklar var.  Her konuda olduğu gibi bu konunun sorumlusu da ülkeyi idare edenlerdir.
Aziz Türk halkı sıkıntılarınız olabilir. Yorgun ve bitap düşmüş de olabilirsiniz. Haklı olduğunuz davanızda kendinizi yalnız da bulabilirsiniz. Unutmayın ki milletinin geleceği için Atatürk de yola yalnız çıktı.
Sevgili öğretmenlerim; müfredatınız uygun olmayabilir. Konu dışına çıktınız diye soruşturmaya da uğrayabilirsiniz. Farklı sıkıntılarınız da olabilir. Unutmayın ki siz eğitimcisiniz. Doğruyu, iyiyi, güzeli, sevgiyi öğretmekle mükellefsiniz. Gereğini yapmayıp yarınlarda uşaklık etmeyi hiç düşündünüz mü?
Bir ülkede haksızlar kadar hatta daha fazla haklı olmadığı müddetçe o ülke batmaya mahkûmdur. Yarınlarda yetişen nesil dedelerimizi bize niçin öğretmediniz diye yakanıza yapışınca ne diyeceksiniz. Elbirliği ile kafanıza vura vura sizi özellikle Mankurtlaştırdık mı diyeceksiniz.

Yazarın Diğer Yazıları