Marmaris körfezi biterse!

Birkaç yıl önce, “Marmaris’te yaşadığım dönemlerdeki kişisel gözlemlerimle, bu şekilde hiçbir önlem alınmadan devam edilmesi halinde Marmaris Körfezinin önümüzdeki 20-30 yıllık süreçte yaşanmaz bir hal alacağını söylemiştim”. O dönemdeki yazımda da bu yaşanmazlığı meydana getirecek en önemli unsurların başında, “çanak şeklinde bir coğrafyanın tam ortasında kurulmuş olan Marmaris’i çevreleyen dağlardan körfeze doğrudan ulaşan dere yataklarından yağmursuları ile taşınan alüvyonların” geldiğinden bahsetmiştim.

Deniz Bilimleri konusunda araştırma yapan bilim adamlarının Marmaris Körfezi’nde yaptıkları su ve deniz tabanı araştırmaları, benim iyi niyetli olarak gözleme dayalı tahmin ettiğim sürecin o kadar da uzun olmadığını ortaya koydu. 10 - 15 yıl sonra Marmaris Körfezi’nin “bataklığa dönüşme ihtimali” kuvvetli bir öngörü olarak karşımızda duruyor.

Peki bu duruma neden olan noktaları biraz irdeleyelim.

Belki de dünyanın en güzel coğrafyalarından birine sahip olan Marmaris, hemen arkasındaki dağ sırları ve buralardan körfeze doğrudan ulaşan dere yatakları ve bu dere yataklarından yağmursuları ile taşınan alüvyonların her geçen yıl miktarının artması nedeni ile büyük bir tehlike ile karşı karşıya.

Belediyelerin dere yataklarını geçmişte yaşanan su baskınlarını göz önünde bulundurarak, ıslah çalışmaları başlatmaları iyi niyetli ve üzerlerine düşen görevi yerine getirdikleri anlamına gelse de, aslında nihai bir çözüm olarak görülmemelidir.

Özellikle yoğun yapılaşma nedeni ile yeşilin hemen hiç kalmadığı Marmaris ve civarında, kısa süreli bir yağmur yağdığında bile caddeler sular altında kalabilmektedir. Çünkü yağan yağmuru çekecek toprak parçası binaların altında yok olduğundan, yağan yağmurun toprak tarafından emilimi azami seviyelere düşmüş durumda.

Antik dönem yerleşimlerinin nasıl yok oldukları incelenmiş olsa idi, devlet edenlerin turizm sektörünün hızla gelişmesi ile birlikte Marmaris ve benzeri yerleşim alanlarına bugünkü şekli ile onay vermemeleri gerektiğini biliyor olurlardı. Ama ne yazık ki, insanlar ve devletler tarihi olay ve gerçeklerden ders almadıkları için “tarih tekerrür etmekten bıkmıyor”. Yalnızca İçmeler Beldesi tarafından denize giriş ve çıkışın olduğu Marmaris Körfezi, eğer körfezin doğusundaki Yalancıboğaz mevkiinden açılacak geniş ve derin bir kanalla denizle ikinci bağlantı noktası sağlanmazsa, maalesef körfezin önümüzdeki yıllarda yavaş yavaş “bataklığa” döndüğünü göreceğiz.

Bugünden tedbirler alınarak Akdeniz Bölgesi’nin ve dünyanın belki de en güzel yerleşimlerinden birisi olan Marmaris’i ve onlarca milyar dolar harcanarak yapılan binlerce turizm tesisini kurtarabiliriz.

“Ben dememiş miydim?” sözü, çok hoş bir söz değildir. Böylesi bir meselede kişisel haklılıklar önemli değildir. Önemli olan sorunu görüp yetkilileri uyarmak ve kamuoyu baskısı oluşturmaktır.

Buradan devlet edenlerimize ve Marmaris Körfezi civarında yaşayan tüm vatandaşlarımıza harekete geçmeleri ve Yalancıboğaz mevkiinden açılacak büyük ve derin bir kanalla körfeze yaşama hakkı sağlanması konusunda kamuoyu oluşturmalarını öneriyorum.

İçmeler tarafından gelen deniz suyu akıntıları, körfezin doğusundan tekrar Akdeniz’e çıkamadığı sürece, Marmaris Körfezi yavaş yavaş ölmeye mahkum edilmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları