Maskeler düştü düşüyor

Gündem sihirbazları doğru-yanlış demeden her gün ayrı bir haberle kamuoyunu oyalar. Böylece vatandaş doğruluğunu araştıramadığı haberlerden bir süre sonra bunalır. Önüne konulan şablon zırhına girerek gerçekliğinacı veren dürtmelerinden kurtulur ve kendi rutin yaşantısına döner. Sistemin istediği tam da budur. Düşmanlara karşı ülkesini savunan dindar ve milliyetçi bir iktidar ve bunu devirmekiçin her türlü ihaneti işleyen vatan hainleri vardır! Ayrıca düzenli aralıklarla damardan milli
ve manevi propagandalar enjekte edilir ki hipnozdan çıkmasınlar... Eğer başka bir hipnozun tesirinde değilse,kişiler gösterilenlere inanmaya direnerek iradesiniözgür kılabilir. Hipnozu bozan en temel dürtüise açlıktır. Fransız ve Rus devrimleri aç kitlelerin eseridir. Yoksulluk sınırındaki toplumlar bir şekilde yönetilebilirler ama açlık eşiğinin altına düşülürse ortada düzen kalmaz. İktidarları gaflete düşüren şey; yoksulluk ve açlık limitleri arasındaki belirsizliktir. Saltanattaki şatafat ve dalkavukların çektiği yağlar, saray ehlinin gözünü boyar. Kristal kadehler veya altın varaklı bardaklardan keyif alırken aç kitleler gün gelir sarayın kapısına dayanır. Asalet yoksunu, sonradan görme iseniz ezeli düşmanlarınızın elinde piyon olursunuz. Bir yandan şeytan, vücüdunuzdaki tüm deliklerden girip çıkarak sizi zevk ve heveslerin esiri haline getirir. Bir yandan da insanlık tarihinin en köklü Birleşik Krallığı, saltanat tutkunuz sayesinde ülkenizi bir kere daha paspas eder. Asıl hipnoz seansının sürekliliği için zihinsel travmalar kaşınır ve bilinçaltına yeni acılar yüklenir. Önce tarihinizden nefret eder, atalarınızdan utanırsınız. Batılılar gibi olursanız kurtulacağınız telkin edilir. Fakat demokrasinin de kurumlaşmaması gerekir! Kendi kendinizi yönetmeye dair umutların yeşermemesi istenir. Sorgulamaya kalkar, direnir ve bağımsızlıkta ısrar ederseniz, “vesayet rejimine” nasıl da ihtiyaç duyduğunuz periyodik darbelerle kafanıza vurularak toplumsal hafızanıza kazınır. İnandığınız tüm değerler teker teker itibarsızlaştırılır. Demokrasinin size bol geldiğini düşünür, milliyetçiliğin faşizme evrileceğini zanneder ve dindarlığın yobazlığa dönüşeceğine şartlandırılırsınız. İnsani, milli ve manevi değerler ile bunları temsil konumundakilerin ayrı olduğunu mu iddia ediyorsunuz? Perde ardındaki yapımcının sizin için hazırlattığı yeni senaryolar vardır! Bakın; 28 Şubat dindarlara darbeydi bugün darbe doğrudan dine vuruluyor. Dün İslamcılar suçluydu şimdilerde İslam... 28 Şubat’ta modern makyajlı kurt postu giymiş tilkiler ahkâm kesiyordu bugün kuzu görünümlü çakallar terör estiriyor... Öte yandan dün darbecinin bir tavrı, raconu, kuralı, duruşu vardı. Ne yapıp ne yapmayacağını öngörebilir, durumunuzu ona göre ayarlayabilirdiniz. Dünküler “Yol kenarında park edilmez işareti varsa, ya işareti kaldırın ya da park etmeyin” diyerek açıkça niyetini belli ediyordu.
“Yani anayasada laiklik ilkesi varsa ya bunu değiştirin yahut gereğini yapın” diyordu! Bugün sözünün arkasında durmayan, sabahtan akşama ağız değiştiren, özetle Şarklı şaşkınlara mahsus oynaklıkta kıvıran lar var karşımızda. Ne çağdaş yasalara uyuyor, ne de dini kurallara riayet ediyor. Önce temel hukuk kurallarını çiğniyor, ardından buna yasal kılıfuyduracak hukukçular ve dini fetva verecek ulema devreye sokuluyor. İktidarın değişim hızına ayak uyduramayan yargı kurumları ise özür dilemek zorunda kalıyor. Mısır’da İslam alemine laiklik dikte ederken, memlekette halife havalarına girip biat bekliyor! İsrail aleyhine nutuklar atarken, gemicikleri ticareti katlıyor. İsrail Türkiye’ye vize uygularken
mütekabiliyet esasını es geçip pasaportu Tel Aviv’den onaylılara sınırını vizesiz açıyor, ama aynı kapıyı Filistinlilerin yüzüne kapıyor. Usta gazeteci yazarlarımızdan Ahmet Takan’ın ifadesiyle, tuzun kokmuş halini tanımlayan “dinbaz” bir güruh eliyle dini değerler ayaklar altına alınıyor, sevgiye ve güvene dayanan “din” ile samimi “dindarlar” da zan altında bırakılıyor. Elbette bu son illüzyonun da bir vadesi var. Yeter ki biz gözbağcılara direnelim. Maskeleri düştü düşüyor!

Yazarın Diğer Yazıları