MEB’de zulüm tescillendi

Öğretmenler ve memurlar için 2014 yılı zulümlerle, hak gasplarıyla ve emeklerinin çalındığı bir yıl,  daha açık bir ifadeyle kapkara bir yıl olarak geçti. Memurlar, 123 TL’ye mahkûm edilerek ve enflasyon farkı hakları çalınarak Cumhuriyet tarihi boyunca en büyük aldatılma ve kumpasla karşı karşıya bırakıldı. Öğretmenlerin idari görevle ilgili kazanılmış bütün hakları ellerinden alınarak yandaşlara peşkeş çekildi.
O kadar ileriye varıldı ki, 74 bin idarecinin kazanılmış hakları bir kanunla sıfırlandı. Hakları çalınan eğitimciler ve üye oldukları sendikalar yargıya başvurarak haklarının iadesini istedi. İşin enteresan tarafı, MEB mahkeme kararlarını uygulamamakta ısrar ederek tarihte görülmeyen hukuksuzluk örneklerini sergilemekte bir beis görmemektedir.
Nitekim MEB, sözlü/mülakat sınavlarını esas alarak yaptığı şube müdürlüğü atamalarını Danıştay ve Yerel İdari Mahkemeler iptal etmesine rağmen bu kararları uygulamamakta ısrar etmektedir.
İdari Yargılama Usul Kanunun 28. maddesinde  “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez”.  Yine aynı kanunun 52. maddesine göre de;  “Temyiz veya itiraz yoluna başvurulmuş olması, hâkim, mahkeme veya Danıştay kararlarının yürütülmesini durdurmaz”   denilmesine rağmen MEB, kendini kanun koyucu zan ederek yargı kararlarını uygulamamaktaki ısrarını sürdürmektedir.
Okul müdürlerini görevden alma ve yeni okul müdürü atamalarındaki mülakat yolsuzluğu bütün kamuoyunun malumudur. Zulmü fersah fersah aşıp işkenceye dönüşen bu konudaki uygulamalar enteresan bir noktaya doğru gitmektedir.
Nitekim İstanbul’da Beykoz ilçesine bağlı Okul ve Kurum müdürlüklerinde dört yıllık görev süresini dolduran okul müdürleri, Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmeliğin ekinde yer alan  “Görev Süreleri Uzatılacak Eğitim Kurumu Müdürleri Değerlendirme Formu” üzerinden sözde değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Ancak değerlendirmeler hukuk ve hakkaniyetle bağdaşmayan bir anlayışla yapıldığından; başarılı, tecrübeli, liyakat sahibi, çalışkan okul müdürlerinin görevlerine son verildi. Taraflı ve hakkaniyete uygun değerlendirme yapmayan Beykoz İlçe Milli Eğitim Müdürü Kazım Bozbay, Beykoz İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Ahmet Güner hakkında, görevi kötüye kullanma ve irtikâp suçlaması ile sendikamız Türk Eğitim-Sen ve haksızlığa uğrayan üyelerimiz tarafından Kaymakamlığa ve Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuldu.
Bu konuda Milli Eğitim müfettişlerince yapılan ön incelemede; “Beykoz İlçe Milli Eğitim Müdürü Kazım BOZBAY’ın şube müdürü Necla ÇAĞLAYAN’ın okul müdürlerinin değerlendirilmesi ile ilgili Ek-1 formlarının, Necla ÇAĞLAYAN tarafından doldurulmasına engel olduğu, formda Necla ÇAĞLAYAN’ın doldurması gereken bölümü doldurduğu, bu fiiliyle görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine sebep olduğu,
Beykoz İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Ahmet GÜNER’in Şube Müdürü Necla ÇAĞLAYAN’ın okul müdürlerinin değerlendirilmesi ile ilgili Ek-1 formundaki, Necla ÇAĞLAYAN’ın doldurması gereken bölümü doldurduğu, okul müdürlerinin değerlendirilmesinde objektif davranmadığı, bu fiilleriyle görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle,  kişilerin mağduriyetine sebep olduğu, Beykoz İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Necla ÇAĞLAYAN’ın kendi doldurması gereken okul müdürlerine ait ek 1 formundaki bölümleri Milli Eğitim Müdürü Kazım BOZBAY’ın ve Şube Müdürü Ahmet GÜNER’in doldurmasına müsaade, bu fiiliyle görevlerinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kişilerin mağduriyetine sebep olduğu” belirtilerek bu üç kişi hakkında  “soruşturma izni verilmesi” talep edildi.

 

Yazarın Diğer Yazıları