Medya Arkası (20.01.2017)

Medya Arkası (20.01.2017)
Köşe yazarlarının gündeminde İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi'nde 6 ay içinde 115 çocuğun doğum yapması skandalı vardı. İşte günün öne çıkan yazıları:

Sadece bir hastanede mi olmuştur? / Fatih Altaylı / Habertürk

İSTANBUL’da bir hastaneye 115 “hamile çocuk”un başvurduğu ortaya çıktı.

Yasal olarak hastanelerin küçük yaştaki gebelikleri yetkili mercilere bildirmeleri gerekirken bunu yapmamışlar.

Rezaleti ortaya çıkaran ise görevli bir kadının dikkati, bu dikkat sonrası olayı takip etmesi ve sonuç alamayınca medyaya bildirmesi.

Açıklamalardan anladığımız kadarıyla, hastane olayı “normalleştirmiş”.

“Evet bildirmemiz gerek ama bu bölgede çok Suriyeli yaşıyor. Çok sayıda böyle olay var. Bizim için vaka-i adiyeden oldu bu iş” demeye getirmişler.

Şimdi her yerde “115 hamile çocuk” haberleri var. Ve bunların önemli bir bölümü, aile içi istismarın kurbanı olmuş.

Ben ise şunu merak ediyorum.

Bu sayı sadece “tek bir” hastanede ortaya çıkan rezaletin sayısı.

İstanbul’un bir ilçesindeki tek bir hastanenin.

Ya diğer hastaneler.

Ya “olayı takip eden” bir görevlinin olmadığı diğer hastaneler.

Acaba Sağlık Bakanlığı bu araştırmayı genişletiyor mu?

Tüm hastanelerdeki benzer ve gizlenmiş vakalar araştırılıyor mu?

Yoksa ortaya çıkabilecek “binlerce”, belki de “on binlerce” gebe çocuk rezaleti yaşanmasın diye mesele tek hastaneyle sınırlı tutulup üstünkörü bir soruşturmayla kapatılacak mı?

İclal’e ne yapmalı? / Ahmet Hakan / Hürriyet

ÖYLE BECERİKSİZLER Kİ

İSTANBUL’da bir hastanede 115 hamile kız çocuğunun hamile olduğu ortaya çıkmış.

Türkiye ayağa kalkmış.

Hadi insanlık namına bir şeyler yapmak aklına gelmiyor.

Bari aldığın ağır hasarı telafi etmek adına da olsa...

CHP İstanbul İl Yönetimi olarak dayansana o hastanenin kapısına...

Yapsana açıklamanı...

Sahip çıksana o kızlara.

Sahip çıksana olayı ortaya çıkaran kahraman çalışana.

Ben böyle beceriksizlik, ben böyle iş bilmezlik, ben böyle siyaset bilmezlik görmedim arkadaş!

AK Parti-MHP ittifakına bir Saadet dest / Akif Beki / Karar

AKIL AKILDAN ÜSTÜN MADEM

AK Parti ile MHP, muhtemelen istikşafi görüşmelerinde çok yakınlaşma ve ısınma turları atacak daha.

Madem ki yapacakları ilk iş, kuracakları ittifakın önündeki yasal engeli kaldırmak ve bir kanuni model geliştirmek...

Benden duymuş olmasınlar ama haberleri olsun, Saadet Partisi’nin bu konuda bir önerisi var.

Genel Başkan Temel Karamollaoğlu’nun son medya buluşmasına katılmıştım, dağıttıkları kitapçıkta açıkça yazıyor.

Partilerin, kanuna karşı hile yapmak yerine dürüst ve şeffaf faaliyet gösterebilmeleri için seçim ittifakının serbest bırakılmasından yanalar.

Belki komisyon, istikşafi çalışmaları kapsamında Saadet’le de temasa geçip tekliflerini sormak ister.

Henüz düzenleme için bir formül bulup bulmadıklarını, somut bir taslaklarının olup olmadığını bilmiyorum ama konuya kafa yordukları kesin. Neden kapıları çalınıp katkıları alınmasın ki!

Hamile çocuklar / Yılmaz Özdil / Sözcü

Sapıklara af kanunu çıkarmayı başaramayan hükümetimiz ne yaptı? İmamlara resmi nikah kıyma yetkisi verdi. * Ve, İstanbul'da ortaya çıktı… Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne son beş ayda 15 yaşından küçük 115 hamile çocuk getirilmiş, polise bildirilmemiş, basına yansıyana kadar soruşturma bile açılmamış, üstü örtülmüş, sırf bu hastaneye yılda 500'ün üzerinde hamile çocuk getiriliyormuş. * Bu ‘milli utanç' vesilesiyle tekrar soruyorum… Bu çocuklara imam nikahını kimler kıydı? Bu çocukların sapık heriflerin koynuna sokulmasına kimler dinimiz adına onay verdi? * Sayın hükümetimiz tarafından resmi nikah kıyma yetkisi verilen imamlar olmasa, Türkiye bu dünya çapındaki ‘hamile çocuklar' utancını yaşar mıydı? 

Rezil ve alçak bir adam!.. / Ümit Zileli / Korkusuz

Biliyorsunuz ülkemizde kadına şiddet sıradan vaka haline gelmiş durumda…
Gün geçmiyor ki, şiddete, tecavüze uğrayan, cinayete kurban giden bir ya da bir kaç kadın haberi gazetelere televizyonlara haber olmasın. Bırakın haber olmayı, başlı başına kadına uygulanan alçakça eylemleri konu edinen programlar bile var!..
Küçük yaşta, başlık karşılığı koca heriflerle evlendirilen, kuma olarak satılan, işkenceye dayanamayıp evine dönmek isteyince “aile meclisi” kararıyla infaz edilen kızların öykülerini okuyor, izliyoruz her gün… Son olarak İstanbul’daki bir hastanede 2017’nin ilk beş ayında 115 küçük kıza hamile teşhisi konulduğu yansıdı medyaya. Üstelik yasa gereği bu durumun ilgili makamlara bildirilmesi gerekirken hasır altı edildiğini de utanç içinde öğrendik. Bu skandalı ortaya çıkaran hastane personeli İclal K. Asıl rakamın çok daha fazla olduğunu şu sözlerle anlattı:
-Yılda 400-500 hamile çocuk geliyor!..
Peki, İclal vicdanının sesine uyarak bu iğrençliği meydana çıkardığı için madalya mı aldı, “aferin” mi denildi?.. Hayır, tam tersine dışlandı, görev yeri değiştirildi, hastane dışında bulunan bir sağlık merkezine gönderildi, iyi mi!..
Sosyal medyada yapılan paylaşımlar, sapıklıklar ise bir başka vahşet!.. Vazgeçtim sıradan sapıklardan, öğretmen, avukat, önemli makamları işgal eden bürokrat kılıklı herif-i naşeriflerin minnacık kızlarla ilgili “sapkınlığın zirvesi” denebilecek  mesajları gerçekten insan olanın midesini bulandıracak denli bayağı ve ahlaksızca!..
-Bunlara yakışacak bir sıfat dahi bulamıyorum; yaratık lafı bile az kalır!..

Halk müziği... / Melih Aşık / Milliyet

Kültür Bakanı Numan Kurtulmuş’un Çaykovski takıntısını önce Ertuğrul Özkök yazmıştı. Ertesi gün Kültür Bakanlığı Basın Müşaviri Osman Yılmaz onu arıyor.
Neler söylediğini Özkök şöyle anlatıyor:
“Sinan Çetin’in güya tek parti döneminde, devletin asker zoruyla kafalarına silah dayayıp insanlara zorla klasik müzik dinlettiğini anlatan bir kısa filmi var...
Haksız bir filmdir ve bir döneme atılan en büyük iftiralardan biridir.
Bakanlık işte bu berbat vodvili, düzenlediği toplantılarda vatandaşlara seyrettiriyormuş...”
Sözü geçen filmde jandarma bir evi basıyor. Silahları evdekilere doğrultuyor:
“Ne yapıyorsunuz lan siz burada?”
“Türkü söylüyoruz...”
“Ne türküsü?”
“Halk türküsü...”
Jandarma diyor ki:
- Yassak... Türkü dinlemek yassak... Bundan böyle klasik müzik dinleyeceksiniz.”
   

Kültür Bakanı anlaşılan... Atatürk’ün 1924 yılından başlayarak Anadolu’ya halk müziği derlemeleri için heyetler gönderdiğini, 1936’da Macar besteci Bela Bartok’u halk müziği derlemeleri için Türkiye’ye davet ettiğini, Adnan Saygun, Ulvi Cemal Erkin, Halil Bedii Yönetken, Muzaffer Sarısözen gibi müzik adamlarının halk müziği derlemeleri için yıllarca Anadolu’yu karış karış gezdiğini bilmiyor. Bilse Sinan Çetin’in yalanlarını vatandaşa kültür diye izletir miydi?