Medya Arkası (22.01.2018)

Medya Arkası (22.01.2018)
Köşe yazarlarının gündeminde Afrin operasyonu vardı. İşte günün öne çıkan yazıları:

Gelin fotoğraftaki tek eksiği bulalım / Ahmet Hakan / Hürriyet

BİR PRENSİP ÖNERİSİ
DEVLETİMİZİ yönetenler...

“Afrin operasyonu” gibi...

Milletin tamamının arkasında olmasını bekledikleri önemli bir askeri operasyonla ilgili her türden bilgilendirmeyi...

Partilerinin il kongrelerinde yapmak yerine...

Milletin tamamını kuşatacak platformlarda yapmayı tercih etseler...

Amaca çok daha uygun davranmış olmazlar mı?

SAVAŞA HAYIR MESELESİ
BAKIYORUZ:

PYD ilerleyince...

PYD, ABD ile ortak ordu kurunca...

PYD kantonları birleştirmek için vurmaya kalkışınca...

PYD, kendisi gibi düşünmeyenleri yurtlarından kovunca...

“SAVAŞA HAYIR” demeyi aklına getirmeyenler...

Sınırında bir oldubittiye izin vermemek adına...

Yanı başında bir PKK bölgesinin oluşumunu engellemek adına...

“Afrin operasyonu” yapılınca...

“SAVAŞA HAYIR” demeye başladılar.

Savaşa hayır derken bile aşiretçilik yapılıyor yani.

Zeytin Dalı! / Necati Doğru / Sözcü

Zeytin Dalı. Ferah bir alan sever. Bakım, özen ister. Rüzgarla cilveleşir. Yağmurla evlenir. Güneşi içer. Toprağı nimet sayar. Şu dünya yüzünde, yüz binlerce ağaç içinde zeytin ağacından başka; “huzur ve kardeşlik, eşitlik ve barışı simgeleyen” başka bir ağaç yoktur.

 Kendinden doğar. Hürdür. Özgürdür. Kimseye boyun eğmez. Zeytin Dalı, bizim Ortadoğu'ya “küresel güçlerin sömürücü yıkımını bitirip durduran” hediyemiz olsun. Zeytin Dalı; bölge ülkelerinin sahip olduğu petrol, doğal gaz, su ve insan kaynaklarını bir araya getirip, savaşsız, sömürüsüz ortak zenginlik yaratan ve barış içinde bölüşen medeniyet adımı olsun. Bunu başarmak! Vatana borcumuz olsun. Dünyaya armağanımız olsun. Batı medeniyeti! Medeniyet nedir, görsün. 

Afrin harekatı neden şimdi? / Mehmet Tezkan / Milliyet

Afrin harekatı neden yapıldı? Neden şimdi? Türkiye saldırı altında mıydı?

En iyi tespiti Moskova yaptı:

‘ABD yüzünden. ABD yönetiminin provokatif adımları neden oldu.’

Ne tür provokasyon!. ABD’nin 30 bin kişilik sınır koruma gücü oluşturacağını açıklaması, bu gücün yarısının PYD/YPG’den oluşacağını ilan etmesi..

ABD‘nin bu adımı Ankara’yı hem sinirlendirdi, hem sevindirdi..

Önce durum tespiti yapalım.. ABD yıllardır PYD/YPG güçlerine silah yardımı yapıyor.. Ankara Washington’u uyarıyor ama ikna edemiyor..  Çünkü..

Ankara, YPG ile PKK iç içe dese de.. YPG de terör örgütü diye iddia etse de ne Washington, ne Moskova, ne  de Avrupa başkentleri kabul ediyor..

Batı, PYD/YPG yapılanmasını IŞİD’e karşı savaşan gerilla gücü olarak görüyor..Daha ötesi..

ABD de Rusya da bölgede etkin olmak için  Kürtlerin örgütlü gücü PYD’ye destek veriyor.. Başta Fransa olmak üzere Avrupa da..

Afrin’deki yapılanma 2014 yılından beri Ankara’yı rahatsız ediyordu.. Orada Araplar vardı, orada Türkmenler vardı ama hakim güç PYD olmuştu.. PKK militanları da yerleşmişti..

Ankara, müdahale etmek istiyor ama destek bulamıyordu..

ABD’nin sınır gücü  altında 30 bin kişilik ordu kurma kararı dengeleri değiştirdi..

ABD bunu niye yaptı?

Üç temel hedefi vardı..

BİR:  Suriye’deki Rusya’nın gücünü dengelemek.. 

İKİ : İran’ın Tahran, Bağdat, Şam’dan Lübnan’a kadar uzanan Şii hattını  PYD/YPG yapısıyla kırmak…

ÜÇ:  Suriye’nin yeniden  yapılanmasında söz sahibi olmak..

‘PKK koridoru’... ABD’nin öncelikli hedefi Türkiye mi? / Orhan Bursalı / Cumhuriyet

Rusya izin verdi ve Afrin’e operasyon başladı. Dikkat edin, Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı Moskova’ya gittiler. Haritalar üzerinde tartıştılar, Türkiye’nin hedefleri üzerinde bilgi alışverişi sonucu Moskova izin verdi. Kim bilir belki de Beştepe’den bir sözlü mesaj da götürdüler. Bu görüşme önemli, içeriğini değil sonuçlarını biliyoruz. Ama Suriye’nin toprak bütünlüğü üzerinde durulduğu kesin. Nitekim, hükümet bu konuyu önemle vurguluyor.
Aslında Afrin Operasyonu, Suriye ve Rusya’nın da işine geliyor. Onlara da yarıyor. İznin temelinde bu var. Çünkü ABD’nin Suriye’yi PKK güçleriyle bölme operasyonunun batı kanadındaki parçası olan Afrin’i ABD ve PKK/PYD’den “kurtarmak” işini TSK üstlendi. Suriye ve Rusya için yeme de yanında yat.
Bu anlamdan bakarsanız, Türkiye’ye bir “vekâlet” üstlenmiş bile diyebilirsiniz. Ama Türkiye’nin, içeride yıllardır kanlı savaş verdiği, iç güvenlik tehdidi olarak ilan ettiği PKK ile 900 km boyunca “sınırdaş” olmasına yol açacak “Afrin Bölgesi”nin Ankara için ayrı bir önem taşıdığı açık. Operasyon, “kuşatılmışlık” endişesi yaratmıştır. PKK’nin, içeride sürdürdüğü “iç savaş”a, Suriye’deki egemen pozisyonundan alacağı güçle sınır boyunca hız kazandırması, şüphesiz ki ciddi bir “güvenlik sorunu” yaratıyor. PKK’ye hoş bakanların, yazar çizerken bu konuyu es geçmeleri şüphesiz ki doğaldır. PKK ile bir “barış”, “anlaşma” yapılmış değil ki?!
Es geçilen başka bir nokta, Suriye’nin “bütünlüğü”dür. ABD ve ABD severlerin de bu bütünlüğü es geçmeleri doğaldır. ABD’nin Suriye’yi parçalamak politikasını görmemek ya körlük veya daha doğrusu ABD politikasının uzantısı olmaktan kaynaklanır. Bunlara göre ABD masum bir şekilde orada duruyor, gel dersen gelir, git dersen gider. Ehh, PKK’ye de yardımcı olması kötü müdür!?

Afrin’in şifreleri dışarıda İdlib, içeride seçim... / Zeynep Gürcanlı  / Sözcü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adeta davul zurna ile ilan ettiği Afrin Operasyonu başladı.
Operasyonun adı, hem Afrin’de çokça yetişen zeytine atıfla, hem de tüm dünyaya bunun bir “işgal değil terörle mücadele operasyonu” olduğunu anlatmak için “Zeytin Dalı” konuldu.
Suriye topraklarında canını-kanını ortaya koyan Mehmetçik’e selam edip, hepsinin burunları bile kanamadan dönmesini dileyip, bundan sonrasında neler olabileceğine bir bakalım.

Öncelikle operasyonun zamanlaması: Tam da Esad ordusu, Rus ve İran desteğini de alıp, İdlib’de AKP hükümetinin desteklediği cihatçı gruplara karşı harekete geçtikten hemen sonra başladı operasyon.
Ocak sonunda yapılacak ve Suriye’deki muhalif grupları bir araya getirecek Soçi toplantısından da hemen önce.
Ruslar, bir yandan Esad’la birlikte Türkiye’nin desteklediği cihatçıları yerle bir ederken, diğer yandan da Ankara’yı YPG-PYD’yi Soçi’ye dahil etmek için iknaya çalışıyorlardı. Bugüne kadar pek çok isim değiştirip, pek çok kılığa giren YPG-PYD (en doğrusu aslında PKK), Soçi’de de yeni bir isimle arz-ı endam etmeye hazırlanıyordu.
Afrin operasyonu ile Ankara bunun önünü kesmek için adım attı.
Ancak elbette bunun bir “bedeli” de olacak.
O bedelin İdlib olması kuvvetle muhtemel. İdlib’deki Ebu Zuhur Havaalanı kritik önemde… Esad ordusu aralık ayı sonu itibarıyla burayı ele geçirmek için uğraşıp duruyor. Şam yönetiminin Ebu Zuhur’u almasını, Türkiye destekli cihatçı gruplar engelliyordu.
Son birkaç gün içinde, İdlib’in güneyindeki bu cihatçı gruplar Afrin yönüne doğru kaydırılmaya başlandı. Kısacası, İdlib’de Esad ordusunun önü açıldı.
Buna bir de, AKP hükümetinin hiç yapmadığını yapıp, Zeytin Dalı operasyonu başlamadan önce Esad yönetimini bu operasyon konusunda bilgilendirmesini ekleyin.