Medya Arkası (23.08.2017)

Medya Arkası (23.08.2017)
Köşe yazarlarının gündeminde FETÖ'nün şifreli haberleşme programı olan ByLock'tan gözaltına alınan Konyaspor Başkanı Ahmet Şan vardı. İşte günün öne çıkan yazıları:

İktidar cephesinde neler oluyor? / Mehmet Tezkan / Milliyet

İktidardaki parti MHP’nin de desteğiyle rejim değişikliğine gitti..

Yeni anayasal düzen 2019’un kasım ayında yapılacak cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimiyle yürürlüğe girecek..

HSYK yapılanmasını bir kenara koyarsak..

Anayasa değişikliğinin bir maddesi referandumun hemen ardından yürürlüğe girdi..

Nedir o?

Cumhurbaşkanının partili olması..

Cumhurbaşkanı’nın ısrarıyla oldu..

Madem rejim 2019 yılında değişecek, başbakanlık makamı o tarihte kalkacak, partili başkan modeline de o tarihte geçilebilirdi..

Melez rejim, ara rejim tercih edilmezdi..

***

Şöyle bir durum ortaya çıktı..

Başbakan var.. Başbakan parti genel başkanı olmadığı için öteki partilerin genel başkanları muhatabı mı değil mi belli değil..

Muhatabı soru işareti..

Cumhurbaşkanı aynı zamanda partisinin genel başkanı.. Siyasette muhatabı kim, belli değil..

Aynı zamanda devlet başkanı olduğu için, muhatabı soru işareti..

Kısaca..

Karışık bi durum..

***

Gelelim bu karışık durum, bu ara rejim neden tercih edildi meselesine..

Çok geçmeden anladık..

Cumhur-başkanı partisinden memnun değil.. Metal yorgunluğu olduğunu söyledi.. Darılmak gücenmek yok, değişim şart mesajını verdi..

***

15 yıl iktidarda olmanın verdiği yorgunluk var.. Ev, araba değiştirme var.. Zenginleşme var.. Sınıf atlama var.. Geldiği çevreden kopma var.. Tepeden bakma var..

Yerel yöneticilerin nereden nereye geldiğini AKP seçmeni görüyor, biliyor..

Yıllar içinde kızgınlıklar, kırgınlıklar oluşmuş..

Kıskançlıklar başlamış..

Cumhurbaşkanı bu kadroyla seçimi alamayacağını gördü.. Zaten açık açık söylüyor..

AKP’yi baştan başa değiştirmek istiyor..

Seçime yeni AKP’yle girmek istiyor..

Yeni rejime, yeni parti yapısıyla geçmek niyetinde

AKP’yi yeni rejime hazırlamaya çalışıyor..

Yakında ‘Yeni Türkiye’ye yeni AKP’ sloganını duyabiliriz..

***

Önce ilçeler değişecek, sonra iller değişecek, kongrede genel merkez yönetimi değişecek, yerel seçimde belediye başkan adayları değişecek..

Karşımıza adı aynı, kadroları yeni bir parti çıkacak..

Gördüğüm kadarıyla iktidar cephesinde olup bitenin özeti bu...
 

Konyalı Mehmet’ten utanır biraz insan... / Yılmaz Özdil / Sözcü

Milli mücadele'nin son şehidi Konyalı Mehmet'ten utanmadan İzmir Marşı'na dil uzatan, kendi tribünlerinde İzmir Marşı söylenmediği için gurur duyan Konyaspor başkanında bylock çıktı iyi mi!


Allah'ın tokadı yok dedikleri, işte budur.

Konya'daki somut ibret bir kez daha göstermiştir ki… İzmir Marşı “vatan ve namus”un turnusol kağıdıdır.

Eğer biri İzmir Marşı'ndan rahatsız oluyorsa…

Telefonunda olmasa bile, ruhunda bylock vardır! 

Hürriyet’in aklı başına yeni geldi / Can Ataklı / Korkusuz 

ATATÜRK DÜŞMANLARI DA ZATEN HEP FETÖ'CÜ

Atiker Konyaspor Başkanı Ahmet Şan dün sabah “FETÖ'cü” olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. Şan ifadesinin alınmasından sonra serbest bırakıldı. Konya'nın zenginlerinden olan Ahmet Şan'ın serbest bırakılması bana hiç şaşırtıcı gelmedi.

Çünkü kural bozulmadı. Parası olan FETÖ'cü de olsa içeride kalmıyor. Ama burada benim ilgimi çeken bir başka nokta var. Konyaspor Başkanı'nı  “Bugün Türkiye'de maaselef tüm statlar İzmir Marşı'nı söylüyor. Konya hariç” sözleriyle tanıyor. Atatürk'e olan tepkisini bu sözlerle dile getiren Konyaspor Başkanı AKP çevrelerinden büyük alkış almıştı. Ancak bu kişi şimdi FETÖ'cü çıktı. Son zamanlarda yaşadıklarımız insanı ister istemez “aşırı kuşkucu” yapıyor.

Ahmet Şan'ın FETÖ'cü olduğunun Atatürk aleyhine sözlerinden sonra ortaya çıkması bende ciddi şüphe yarattı. Yani sanki “Atatürk düşmanı olanlar da FETÖ'cü” denmek isteniyor gibi. AKP bu FETÖ olayında her daim “sütten çıkmış kaşık kadar ak” ya. 

Konyaspor Başkanı ile konuşanlar tutuklanır mı? / Nedim Şener / Posta

Elbette kafalar karıştı; madem Bylock FETÖ ile mücadelede en önemli delillerden birisi, Konyaspor Başkanı nasıl serbest bırakılıyor?

Ya da şöyle soralım; madem serbest bırakılacak kadar masum, Ahmet Şan neden gözaltına alındı?

FETÖ ile ilgisi olmayan insanların tutuklanması gibi FETÖ ile mücadeleyi sulandıran şeylerden birisi de bu tür çifte standartlar.

Hatırlayacaksınız bir süre önce de İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Kavurmacı serbest bırakılmıştı, tepkiler üzerine sonradan tutuklandı.

Soru belki anlamsız 

Şimdi asıl meseleye geliyorum.

Bylock kullanıcısı olduğu ortaya çıkan Konyaspor Başkanı Ahmet Şan ile konuşanlar, ona mesaj atanlar, onun mesaj attıkları tutuklanır mı?

Kim bilir kimler vardır irtibatta oldukları arasında; diğer kulüp başkanları, futbolcular, Federasyon yetkilileri, siyasetçiler…

Listeyi uzatmak mümkün.

Tekrar sorayım, bu kişiler Ahmet Şan ile görüştü diye gözaltına alınıp tutuklanır mı?

Biliyorum soru size belki de çok anlamsız geldi. Ama Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu ile Cumhuriyet yazarı Kadri Gürsel'in tutuklanmasının gerekçelerinden birisi tam da bu. Yani Bylock kullanıcılarıyla irtibatta bulunmak.

Kadri Gürsel Bylock kullanıcısı 92 FETÖ şüphelisi şahıs ile iletişim kaydı ile suçlanıyor.

İddianameye göre, Murat Sabuncu'nun ise 13 Bylock kullanıcısı şüpheli ile ve haklarında FETÖ'den soruşturma bulunan 10 kişiyle iletişim kaydı var.

Bu irtibatların tamamına yakını da Bylock kullanıcısı FETÖ’cülerin tek taraflı olarak gönderdiği ve suçlanan gazeteciler tarafından cevaplanmamış mesajlar.

Racon kesenler aranıyor / Kemal Öztürk / Yeni Şafak

Üç gündür ‘kim bu racon kesenler?’ sorusunu sormaya devam ediyor insanlar. O da ne? AK Partili bir vekil çıkıp, ‘baş şüpheli tetikçiyi kast etmedi, kıymayın ona’ diye ortaya atıyor naçiz bedenini.

Peki kimi kast etti Reis?

Gören de Tapınak Şovalyeleri gibi gizli bir örgütten bahsediyoruz da adamlar bulunamıyor sanacak. Değil.

Başbakan Binali Yıldırım’dan tutun, genel başkan yardımcılarına, bakanlardan tutun, milletvekillerine, oradan tutun Diyanet İşleri eski Başkanı'na, sonra da bizim gibi gazetecilere kadar, AK Parti’ye gönül vermiş, devlete, millete hizmet etmiş insanlara saldıranlar kabak gibi ortada aslında.

Hadi bu racon kesenler araziye uydu, başını kuma soktu, görünmez olduğunu zannediyor, üstüne alınmıyor.

Tamam da bu insanlara televizyonlarında program yaptıran, gazetelerinde yazdıran, gizli haber siteleri açtırıp orada istihdam eden, para veren, besleyenler neden Reis’in sözünü dinlemiyor peki?

‘Benim adıma racon kesemezsin, konuşamazsın, AK Parti adına söz söyleyemezsin’ denen insanlar nasıl oluyor da hala mevzilerini koruyorlar?

İstanbul yaşanmaz hale gelirken... / Candaş Tolga Işık / Posta

İstanbul’da 1 ay önce yazın ortasında tarihte eşi benzerine rastlanmamış bir sel baskını yaşandı, arabaların camlarını parçalayan, binaları kurşun gibi delik deşik eden bir dolu yağdı.

Doğal afet sayılabilecek bu görüntülerin ardından dün İstanbul Büyükşehir Belediyesi vatandaşları ikinci kez bu sefer “dolu” ve “hortum” riskine karşı uyardı.

Ağustos ayında dolu ve hortum!!!

Amerika’da duymaya alıştığımız türden bu afetlerin İstanbul’a gelişini Belediye şöyle izah ediyordu:

“Gezegenimiz mevsim dengesinin dışına çıktı. Biz çevreyi kirletirsek, çevreye saygı göstermezsek gezegen yaşanmaz hale gelir.”

İstanbul’da nüfus 15 milyona yaklaşıyor. İstanbul’daki araç sayısı 4 milyona yaklaşıyor. İstanbul’da plazalar, AVM’ler, rezidanslar, inşaatlar velhasıl beton alanlar hızla büyürken bu gidişle kavşaklar dışında yeşil alan kalmayacak.

Velhasıl Belediye haklı...

Tıpkı bu gezegen gibi bu şehir de yaşanmaz hale geliyor.

Temmuz günü sel baskını da ondan ağustos günü hortum da...

Gel gör ki Belediye’nin işi sadece vatandaşı uyarmak değil, İstanbul her geçen gün daha da yaşanmaz bir şehir haline gelirken buna seyirci kalmamak!

Hukuk devleti insan boğazlamaz / Mehmet Y. Yılmaz / Hürriyet 

Fetullahçıların, yurtdışında bir diyaspora oluşturma çabalarına değindi, bununla mücadele edilmesinin gerekliliğinin altını çizdi.

Bu söyledikleri bir gerçeğin ifadesi.

Fetullahçıların amaçları belli:

Yurtdışındaki bağlantılarını ve ilişkilerini kullanarak, darbeye kalkışmış olduklarını perdelemeye, Türkiye aleyhine bir kamuoyu oluşturarak Türkiye’ye iade edilmeleri tehlikesini bertaraf etmeye çalışıyorlar.

Bakan Albayrak, “(Fetullahçıları) gittiğiniz ülkelerde görüyorsunuzdur. Yerinizde olsam zor sabrederim, gördüğüm yerde boğazlarım yani” diye sözlerine devam etti.

Tabii Bakan’ın birisini elleriyle boğazlama ihtimali de düşük, insanlara “fiilen bu eylemi önermediğini” de düşünmek istiyorum.

Ancak şunu söylemeliyim ki bu tür konuşmalar, hele de bakan düzeyinde yapılırsa bu Fetullahçıların çizmek istedikleri Türkiye portresini güçlendirir.

Türkiye’deki idamın geri getirilmesi tartışmalarını da hatırlatarak “Görüyorsunuz işte, orada bizi elleriyle boğacağından söz eden bakanlar bile var” propagandasına gaz verirler.

Öte yandan Bakan’ın bu sözleri, modern bir devletin suçlular karşısında takınacağı tavır da değildir.

Bir hukuk devletinde suç ve ceza kanunlarla belirlenir. Fetullahçıların işledikleri suçun karşılığında ne tür cezalara çarptırılabilecekleri de kanunlarda yazılı. 

Mahkemeler de bunun uygulanması için var zaten.

Bu türden “kişisel intikam” sözleri, kabile devletlerinde belki uygulanabilir ama hukuk devleti intikam almaz.

Dediğim gibi suçu cezalandırır ama bunu yaparken intikamcı bir tavır içinde olmaz.