Medya Arkası (23.09.2017)

Medya Arkası (23.09.2017)
Köşe yazarlarının gündeminde Peşmerge yönetiminin 25 Eylül'de sözde bağımsız 'Kürdistan' için yapacağı referandum vardı. İşte günün öne çıkan yazıları:

Bir adım içeri girerseniz dünya karşınıza dikilir / Ertuğrul Özkök / Hürriyet

BİZ ZATEN BUNLARA DEVLET MUAMELESİ YAPMIYOR MUYDUK

- Barzani Ankara’ya geldiğinde, Türk bayrağının yanına çektiğimiz o bayrak neydi?

Basbayağı bir Kürt devleti bayrağı değil miydi...

- O bayrağı çekip Barzani’ye devlet başkanı muamelesi yaparken, Irak’a sorduk mu...

- Kuzey Irak petrolünü alıp, Yumurtalık’tan tankerlere doldurup dünyaya satmaya çalışırken Irak’a sorduk mu...

- O tankerler ta Meksika Körfezi’nden geri çevrilirken, yani öteki ülkeler Kuzey Irak’a o ülkenin parçası muamelesi yaparken, biz ne muamelesi yapıyorduk...

Açık konuşalım...

Biz epeydir oraya basbayağı Kürdistan muamelesi yapıp, Barzani’yi de onun başkanı olarak kabul ediyorduk...

 

Barzani ve referandum sonuçları... / Yılmaz Özdil / Sözcü

Barzani bağımsızlık referandumu yapıyor… Barzani'nin odasındaki haritada, işte bu şehirlerimiz Kürdistan sınırları içinde gösteriliyor.
*
Barzani'nin televizyon kanalı Rudaw, her akşam hava durumu yayınlıyor,
Barzani'nin odasındaki bu harita gösteriliyor, bu şehirlerimiz Kürdistan şehirleri
olarak sayılıyor. Şehirlerimizin isimleri Malatya, Erzurum, Kars gibi Türkçe değil,
Kürtçe başka başka isimlerle değiştirilmiş olarak sunuluyor. Barzani'nin Türkiye
haritasını bölen bu televizyon kanalı, Türksat'tan yayın yapıyor! Sözcü'nün
Cumhuriyet'in, Türk basınının canına okunurken, bu kepazeliğin sinyali bile
kesilmiyor.
*
Yukarıda verdiğim yüzdeler ise, Türkiye'de yapılan son referandumun sonuçları…
İnsan hakikaten üzülüyor.
*
“Gazi”antep yüzde 62
“Şanlı”urfa yüzde 71
“Kahraman”maraş yüzde 74
İnsan kahroluyor.

Bu nasıl molla bu nasıl Barzani? / Ahmet Hakan / Hürriyet

Mesut Barzani’nin babası Molla Mustafa Barzani’nin Dilman köyündeki karargâhında çekilmiş bir fotoğraf.

Fotoğrafta önde Molla Barzani var, arkada ise Sophia Loren’e benzeyen bir hanımefendinin duvara asılmış bir posteri var.

Biraz asker dolabı kapağına asılan posterleri, biraz da gurbette bekâr kalmış inşaat işçisi odasına asılan posterleri andırıyor.

*

İnsan sormadan edemiyor:

Yahu bu nasıl molla?

Hadi mollalığı falan geçtik...

Dünya siyaset sahnesinde yer alma çabasında olan önemli birinin karargâhının duvarını neden böyle bir fotoğraf süsler?

Nedir? Ne iştir?

Hasbinallah!

Hasbinallah!

Dostumuz Trump hangi jesti yaptı? / Can Ataklı / Korkusuz

TEZKERE TSK'NIN ELİNİ NASIL GÜÇLENDİRİR?

Melis bugün olağanüstü toplanarak “yabancı bir ülkeye asker gönderme tezkeresini” görüşecek. Hükümet daha önce verilmiş yetkinin bir yıl daha uzatılmasını istiyor. Gerekçe olarak da Barzani'nin referandumunu ve Suriye'deki karışık durumu gösteriyor. MHP zaten “savaş” dediniz mi hemen üzerine atladığı için “ben varım” dedi. CHP ise garip bir açıklama yaptı. Diyor ki CHP “Eğer tezkere askerin elini güçlendirecekse evet deriz.” Askerin elinin güçlenmesi ne demek? Eğer Türkiye Irak veya Suriye'de bir askeri operasyon yapacaksa bunu askeriyle yapacak. Askerin eli güçlü değil mi? Ne olursa askerin eli güçlenecek acaba? Askerin eli neye karşı güçlenecek? Askerin eli güçlü değil mi yoksa ya da değilse neden? Belli ki CHP yönetiminin kafası karışık biraz. Oysa asıl amaç bu tezkerenin “Türkiye'nin yararına olup olmadığının” belirlenmesi olmalı. Eğer askerin yurtdışına gönderilmesi Türkiye'nin çıkarına uygunsa zaten buna kimse karşı çıkmaz ve “askerin eli güçlü mü?” diye bir soru da sormaz. Yok eğer askerin yurtdışına gönderilmesi Türkiye'nin çıkarına aykırıysa zaten o zaman bu tezkereye destek verilmesi mümkün değildir.

"İslami terör" kimin projesi? / Candaş Tolga Işık / Posta

AK Partili muhteremlere tavsiyem müfredata saçma sapan siyasi-ideolojik eklemeler yapacaklarına, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki gün Amerika Birleşik Devletleri’nde yaptığı konuşmanın bu bölümünü koysunlar.

Erdoğan’ın sorduğu bu soru umarım genç zihinlerde bir farkındalık yaratır.

Zira “İslami terör” kavramının yaratıcısı da bizzat ulusal istihbarat teşkilatı marifetiyle dünya üzerindeki “İslami” terör örgütlerinin tamamını kurdurup, destekleyen de Amerikan devletinden başkası değildir.

İyi geçen görüşmeden beklentilerim / Fatih Altaylı / Habertürk

Bir kez daha ABD Başkanı ile Türkiye Cumhurbaşkanı arasındaki görüşme “çok iyi geçti”.

Ben zaten ömrü hayatımda “kötü” geçen görüşme görmedim. 

Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı övmüş ve “Çok zor bir bölgede çok önemli işler yapıyor” demiş.

Görüşme çok iyi geçtiğine göre şimdi şu beklentiler içinde olabiliriz:

- Amerika Birleşik Devletleri ve Pentagon, Türkiye’nin ve dünyanın terör örgütü olarak tanımladığı YPG’ye on binlerce ton silah vermekten vazgeçecek.

- ABD, bundan böyle PKK uzantısı örgüte, uçağı olmayan IŞİD’e karşı kullanılmak üzere uçaksavar füzesi yollamayacak.

- PKK’lıların altında bundan böyle Humvee’leri görmeyeceğiz.

- ABD’li askerler bundan böyle PKK’lılarla el ele, kol kola poz vermeyecek. ABD’li askerlerin üniformalarının kollarında PKK amblemi görmeyeceğiz.

- Türkiye Cumhurbaşkanı’nın korumaları hakkında ABD’de açılan dava takipsizlikle sonuçlanacak.

- Dava hukuk meselesidir ve ABD yargısı bağımsızdır dense bile en azından yargıyla alakası olmayan Türkiye’ye silah satışı konusundaki ambargo kaldırılacak.

- FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in iadesi konusunda ciddi adımlar atılması olasılığı güçlenecek.

- Eski Bakan Zafer Çağlayan hakkındaki yolsuzluk suçlamaları Zarrabdavasından çıkarılacak.

Bunların tamamından vazgeçtim, bir teki bile gerçekle- şirse görüşme gerçekten iyi geçmiş demektir.

Hadi bakalım hayırlısı, bekleyelim, görelim.