MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
“Gel tezkere” TBMM’ye de...

ABD planı içinde milli strateji uygulamak mümkün değildir

Erdoğan’ın ABD planına “askeri, siyasi, her türlü destek vereceğini” ilan etmesiyle birlikte hazırlıklar başladı.
Bir yandan kamuoyu, “askeri destek vermeyeceğiz” sözünden “her türlü destek verilmesine” dönüşe hazırlanıyor; AK-Medya’da “ABD’ye ağır şartlar sunulduğu” türünden haberler servis ediliyor...
Diğer yandan, Yalçın Akdoğan’ın “askeri destek kurşun sıkmak değildir” gibi sözleri ve “güvenli bölge insani yardım esaslıdır” türünden haberlerle ABD planına itiraz eden AKP tabanının gazı alınıyor...
Dahası Abdülkadir Selvi gibi AKP tabanında etkili olan isimler şunları yazıyor: “Türkiye 1 Mart tezkeresini reddederek onurlu dış politika uyguladı. Yeni Türkiye’ye ilk adım o gün atılmış oldu.” 
Erdoğan’ın tezkereyi geçirtmek için nasıl çabaladığı ortadayken bu kadar açık bir yalana başvurduklarına göre, dönüşü anlatmakta demek zorlanıyorlar. Zira bu iş Libya örneğinde olduğu gibi kolay olmuyor! ABD, TSK’nin tampon bölgeyi kendi hedeflerine dönüştüreceğinden endişe ederek, AKP’yi güvenli bölgeye ikna ediyor...
Gerçi işlevi bakımından tampon ile güvenli bölge aynıdır ama Washington birincisi “Türkiye’nin değil koalisyonun tamponu olsun” diye, ikincisi de “alınamayacak BM kararıyla uğraşmamak için” Erdoğan’ı güvenli bölgeye ikna etmiş görünüyor. Ahmet Davutoğlu’nun genişleterek ve iki ayrı şekilde TBMM’ye getireceği tezkereler de önce güvenli bölge, sonra da Esad’a karşı kara harekatı içindir!
TSK’nin bu noktada uyanık olması lazımdır!
Şam’la anlaşmadan ve ABD planına dahil olarak Suriye toprağında yapacağınız her eylem, niyetiniz ne olursa olsun, sizi en sonunda bir kara harekatına götürecektir.
3 yıldır o kara harekatını yapmanız için Reyhanlı’da bomba patlatanlar, uçağınızı kışkırtıcı uçuşlara zorlayanlar, Akçakale’ye top düşürenler, siz Suriye topraklarında “güvenli bölge” inşa tuzağına düştüğünüzde kimbilir neler yaparlar!
Pentagon sözcüsü Tuğg. John Kirby’nin “Türkiye zorunlu ortak”, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin “Türkiye ön cephede olacak” demesi bundandır.
ABD’nin planı, TSK için girdap gibidir!
Tezkere, Türkiye’nin bağımsız kararı olarak değil, ABD’nin planı içinde yer almak üzere çıkartılıyor!
Kuşkusuz tıpkı 1 Mart’taki gibi, “öyle de olsa böyle de olsa ABD yapacağını yapacak, bari dışında kalmayalım” diye düşünen askerler vardır. Kuşkusuz bugün de ABD planına destek verirken, aynı zamanda PYD’nin kantonlarına müdahale edebileceğini sanan askerler vardır.
Ama ABD planı içinde bu mümkün değildir!..
Mehmet Ali Güller / Aydınlık

+++

Yargıda eşekli demokrasi

AKP’li vekil Mahir Ünal, 12 Ekim’de yapılacak Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) seçiminde istedikleri yapının oluşmaması halinde “seçimi gayrimeşru göreceklerini” söylüyor!..
12’nci Tayyip “Sandık demokrasinin namusudur” dediğine göre, sandığı gayrimeşru sayarak demokrasiyi namusundan da etmiş olacaklar!..
* * * 
Şu 13 yıllık dönemde demokrasinin ırzına çok geçilmişti de, bu kadar açık şekilde ve önceden ilan edildiği hiç görülmemişti!..
(...)
Peki, HSYK’yı istedikleri gibi dizayn etmek için anayasa değişikliğini bunlar yapmamış mıydı?..
Anayasa değişikliği yaptılar ve o dönemdeki HSYK seçimlerinde YARSAV’ın karşısına çıkan iktidara yakın Demokrat Yargı Derneği’nin Eş Başkanı Orhan Gazi Ertekin de bu anayasa değişikliğine “Yetmez ama evet” diyenlerdendi...
Ama gelin görün ki HSYK seçimleri öncesinde bir kıdemli yargıç “Adalet Bakanlığı eşeği aday gösterse ona oy veririm” deyince, Orhan Gazi Ertekin “Eşekli Demokrasi” kitabını yazmak durumunda kalmıştı!..
(...)
Aslında seçimle filan uğraşmaya ne gerek var?..
HSYK üyelerini atama yoluyla göreve getirsinler, “eşekli demokrasi” gerçekleşmiş olur!..
Bu toplumu eşek yerine koyduktan sonra neden olmasın?!.
Mehmet Türker / Sözcü

+++

Görün demokratlıklarını

(...) İktidarın listesi Yargıtay kontenjanı için yapılan seçimi kazanamadı.
AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal o zaman konuştu:
 “Bizim istediğimiz yapı oluşmazsa, yapılan seçimleri tanımaz, HSYK’yi gayri meşru sayarız.” 
 Ardından Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın sesi duyuldu;
 “Kaderimizi 12 kişinin seçimi değil, 55 milyonun seçimi belirler.” 
Ardından Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş sözü aldı:
 “Yargı bağımsızlığı millet iradesinin üstüne çıkamaz. Hukuk da milli iradeyi yok sayamaz.” 
Bütün bu tehditlerin üzerine dünkü Cumhuriyet’te Emine Kaplan’ın haberi geldi; Yeni HSYK seçiminden iktidar istediği sonucu alamazsa zam teklifi rafa kalkacak.
* * *
Bu iktidar mensupları 12 yıldır sandık ve milli iradeye saygıdan söz ediyorlar...
Şimdi ne diyorlar; sandıkta kazanırsak sonuçlara saygılıyız, kazanamazsak seçimi gayri meşru sayarız... Görün demokratlıklarını...
Melih Aşık / Milliyet

+++

Yasak özgürlüğü

AKP’nin “Yeni Türkiyesi” artık iyice biçimlendi:
 “Yasak Özgürlüğünün” egemen olduğu “Zalim bir Korku İmparatorluğu” ! 
Yasalarla ve uygulamalarla sınırlanan ve kısıtlanan  “Hukuk Devleti” ... 
Yasalarla ve uygulamalarla sınırlanan ve kısıtlanan  “Fikir Özgürlüğü” ... 
Yasalarla ve uygulamalarla sınırlanan ve kısıtlanan  “Medya Özgürlüğü” ... 
Yasalarla ve uygulamalarla sınırlanan ve kısıtlanan  “Üniversite Özgürlüğü” ... 
Yasalarla ve uygulamalarla sınırlanan ve kısıtlanan  “Özel Teşebbüs Özgürlüğü” ... 
Yasalarla ve uygulamalarla sınırlanan ve kısıtlanan  “Sivil Toplum Kuruluşları” özgürlüğü... 
Yasalarla ve uygulamalarla sınırlanan ve kısıtlanan  “Yaşam tarzı, yeme içme özgürlüğü” ... 
* * *
Bütün bu eylemler yetmiyor: 
Muhalefete azar ve gözdağı... 
Adalet mekanizmasına azar, tehdit ve gözdağı... 
Medyaya sürekli ayar verme...
Üniversitelerde tam bir baskı ve tehdit ortamı... 
Özel teşebbüse maliye baskısı, ihale baskısına ek olarak, azar ve gözdağı... 
Sivil Toplum Kuruluşlarına müdahale, azar ve ayar verme... 
İçki üzerinden hakaret söylemleri... 
Muhalif belediyelere yapılan baskı ve baskınlara ek olarak eleştiriler... 
* * *
En son örnek, zaten susturulmuş olan üniversitelerin birinde Prof. Hayrettin Ökçesiz’in başına gelenler: 
Cumhuriyet’in tekzip edilmeyen haberine göre: 
Prof. Dr. Hayrettin Ökçesiz, YSK’nin 15 Ağustos’ta cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlarını açıklanmasına rağmen, Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlık ve AKP Genel Başkanlığı görevlerini sürdürmesi nedeniyle Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. 
Görev yaptığı ... üniversitesi ise bu nedenle Prof. Dr. Hayrettin Ökçesiz hakkında disiplin soruşturması başlattı. 
Yeni eğitim ve öğretim yılı için Prof. Dr. Ökçesiz’e ders görevlendirilmesi de yapılmadı. 
* * *
9 yaşındaki çocukların başlarının  örtülmesine özgürlük ama üniversite öğretim üyelerine eylem ve söylem yasağı ve cezası: 
İşte zulmün ve korkunun egemen olduğu “Yeni Türkiye” !
Emre Kongar / Cumhuriyet