MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
MEDYA POLEMİK

Akbaba taktiği

(...) Sykes şunları yazdı:
 “Türkiye diye bir ülke artık var olmamalı. İzmir, Yunanlıların olacaktır. Adana İtalyan, Güney Toroslar ve Kuzey Suriye Fransız, Filistin ve Mezopotamya İngiliz ve geri kalan, İstanbul da dahil, Rus... Ben Ayasofya’da Te Deum (Allah Baba- Oğul İsa-Kutsal Ruh üçlemesini övmek için kilisede söylenen ilahi) ve Hz. Ömer Camii’nde (Mardin’de) bir Nunc Dimittis okuyacağım. Bunu bütün kahraman küçük uluslar şerefine Galce, Lehçe, Keltçe ve Ermenice okuyacağız...” 
(Barışa Son Veren Barış- Ortadoğu Nasıl Yaratıldı. 1914-1922 David Fromkin. Sayfa 140)

***

Sykes’in yazdığı gibi oldu.
Mezopotmya, Filistin, Suriye ve Anadolu paylaşıldı.
Sadece Türkler, Kurtuluş Savaşı verince Ayasofya’da ve Hz. Ömer Camii’nde üçlemeye övgü ilahileri okuyamadılar. İzmir, Yunanlıların olamadı. Adana ile Güney Toroslar da kursaklarında düğümlendi.
100 yıl sonra bugün.
Liderliği ABD yapıyor.
Akbabalar yine Orta Doğu’da bu kez 100 yıl önce çizdikleri haritayı yeniden değiştirip; petrol rezverleri, doğal gaz yatakları ve akarsu havzalarını kendi çıkarları için koruyacak  “Büyük Kürdistan Devletini” kuruyorlar. ABD, PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD’ye 24 ton silah sattı. Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın  “PKK ile PYD eşittir... Kobani’den bize ne?” tezi bir gecede çöktü. ABD Başkanı Obama telefon etti, PKK’ya Türkiye’den Kobani’ye geçiş izni çıktı.
Akbaba, rica etmez.
Emir verir.
Ama gazetelere rica yazılır.
Obama, rica etti!
Erdoğan, çark etti.
Orta Doğu’da 100 yıl önce aynı ellerin çizdiği haritalar 100 yıl sonra yine aynı eller tarafından değiştirilip  “Büyük Kürdistan kurulurken” Türkiye’ye akbabaların kuklası rolü uygun görüldü.

***

Akbabaların taktiğidir.
İç ihanetçi bulurlar.
İyi kullanırlar.
Mekke Şerifi Hüseyin, Osmanlı İmparatorluğu’nda Emir olarak daha fazla güç ve özerklik istiyordu. O dönemin iç ihanetçisi yapıldı. Modern silahlarla donattılar. Hüseyin, Hicaz isyanını başlattı. Mekke ve Taif’teki Türk garnizonlarına, Medine ile Cidde Limanı’na saldırdı. İngiliz Kraliyet Donanması’nın gemileri denizden top ateşiyle ve İngiliz uçakları da hava bombardımanıyla destek verdiler. Gerçekte Mekke ile Taif’i İngiliz mermi ve bombaları ele geçiriyordu fakat bunu Hüseyin aşiret ordusu başarmış gibi sunuyorlardı.
Akbaba taktiği buydu...
Necati Doğru / Sözcü

“İngiliz anahtarı” önemli bir alettir!

(...) Kuzey Irak, ABD ve diğer emperyallerin Irak’ı sudan sebeblerle işgali ve yağmalamasının ardından bölgesel yönetim olarak kontrollü bir bağımsızlaşma sürecine girdi. Şimdi, sırada, güney sınırlarımızın mücavir alanı olan bölge var. Suriye’nin demokrasiye acilen ihtiyaç duyduğuna dair ’gaipten haber alan güçler’, Suriye’yi harabe haline getirirken Kürt nüfusun yoğunlukta olduğu bölgeye farklı bir projeyi uyguladılar. Sözde ’kantonal yönetim’modellerini ilan ettiler ve fiilen uygulamaya koydular. Başbakan Davutoğlu, akillerle saatlerce süren -İmralı’daki teröristin konforu üzerine- toplantıyı yaptığı esnada ve de tam da Cumhurbaşkanı, PKK ve PYD’yi terör örgütü olarak eşdeğerde olduklarını açıkladığı sırada, ABD, PYD’yi meşrulaştırdı. Eşzamanlı olarak, Irak’ın yeni başbakanı Haydar Bağdadi de,  “PKK’ya karşı müdahalede bulunmayın, onlar IŞİD’e karşı savaşıyorlar”  diyerek Türkiye’yi uyardı. Yakında terör örgütü listesinden çıkarılması da gündeme gelebilir. 
(...)’İngiliz anahtarı’, önemli bir alettir, ölçüye göre sıkıştırmanın yanında gevşetmeye de yarar. Şimdilik, kuzey ve batıdan, Türkiye’nin güneydoğusunu kuşatıyor. Anglo-Amerikan yağmacılığı, Türkiye üzerinden, yeni bir Orta Doğu enerji planlaması yapıyor. Boğaz kıyısında, akiller ve yetkililer bizim terörist mahkûm ne olacak derdindeler... Bu devirde, meleklerin cinsiyetini tartışmak gibi bir şey değil mi?
Yalçın Bayer / Hürriyet

TRT’ye “akil” atama

İbrahim Şahin’in görevden alınmasıyla boşalan TRT Genel Müdürlüğü’ne, TRT Genel Müdür Yardımcısı Şenol Göka atandı. Göka, Tayyip Erdoğan’ın bizzat seçtiği  “Akiller” den Erol Göka’nın kardeşi.
TRT Ankara Radyosu Müdürü olduğu dönemde ses sanatçılarına kadar her kademede kadrolaşmaya gittiği ileri sürülen Göka’nın, Kent Radyo’da akil ağabeyine verdiği program da tartışma yaratmıştı.
Ankara Radyosu’nun bahçesine köpeği için yaptırdığı kulübe yüzünden de eleştiren Şenol Göka, son olarak Denizli’de, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve Vali Abdülkadir Demir’in eşlerinin başlarına düşen spot nedeniyle yaralandıkları Türkçe Sözlü Müzik Festivali’nde, Bakan korumasına tokat attığı ve sonrasında tartaklandığı iddialarıyla gündeme gelmişti. 

Balbay’dan Çankaya çağrısı

(...) 29 Ekim kutlamalarında yurttaşların akın edeceği başlıca mekân elbette Anıtkabir olacak. Halkın Cumhuriyeti kutlama mekânı olarak Anıtkabir’in ardından Çankaya Köşkü’nü binlerce yurtseverle doldurmaya ne dersiniz?
Mustafa Balbay / Cumhuriyet

“Cumhuriyet” hassasiyetinde CHP, MHP’nin gerisine düştü

MHP Genel Başkan Devlet Bahçeli, Beştepe’de yapılacak 29 Ekim Resepsiyonu’na gitmeyeceklerini, resepsiyonun Çankaya’da yapılmamasının Cumhuriyet’e hakaret olduğunu, Başbakan’ın Çankaya’ya taşınmasının ayrı bir acı olduğunu söyledi. Doğru bakış budur...
Konu Kemal Kılıçdaroğlu’na da Ahmet Hakan’ın son röportajında soruldu.
Sebebini şöyle açıkladı:
- Resepsiyonlara çok fazla ilgi göstermiyorum. İkincisi; biz Cumhurbaşkanıyla olan ilişkilerimizi çok resmi bir tonda tutacağız... O bir resepsiyon. Yani özel bir davet. Özel davete icabet etmeyeceğiz.
Kılıçdaroğlu’nun sözlerinde bir Cumhuriyet hassasiyeti yok... Bu açıdan MHP’nin gerisine düşmüş görünüyorlar.
Melih Aşık / Milliyet

Obama “dünya lideri”ni hipnotize mi etti?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afganistan’dan dönerken uçakta gazetecilere şunu söyledi:
 “PYD bizim için PKK ile eştir, o da bir terör örgütüdür. Amerika’nın böyle bir desteği, açıktan açığa söyleyerek bizden ’evet’ ifadesini, yaklaşımını beklemesi çok çok yanlış olur.” 
Sonra Kobani için de şöyle konuştu:
 “Niye illa Suriye, niye illa da Kobani diye sormak lazım. Irak’ın üçte biri gitti, acaba bu üçte birde niye hiç rahatsız değil bunlar. Varsa yoksa Kobani, neden? Bunlar manidar.” 
Ve uçaktan inmesinin üzerinden bir saat bile geçmeden Obama ile telefonda konuştu, bütün fikri değişti!
Amerika, Kobani’de PYD’ye uçaklar ile silah ve tıbbi malzeme yardımı yaptı, arkasından da Türkiye, sınırını Kuzey Iraklı peşmergelere açtı ki Kobani’ye yardıma gidebilsinler!
İşte bunu çok merak ediyorum: Nasıl bir zihin açıklığı geldi ki, uçaktan iner inmez bir telefon konuşmasıyla 180 derece dönüş yapabildi?
Acaba diyorum, Obama, telefonda “dünya liderini hipnotize edip” , söylediklerinin tam tersini mi yaptırdı?
Mehmet Y. Yılmaz / Hürriyet

“Bahçeli’yi kutluyorum” 

Yazılarımı izleyenler, MHP lideri Devlet Bahçeli hakkındaki düşüncelerimin pek olumlu olmadığını bilirler.
Ancak bu defaki durum öyle değil...
Devlet Bahçeli’yi yürekten alkışlıyorum.
MHP lideri, Tayyip Erdoğan’ın  “Beştepe”  adını verdiği yerdeki devasa sarayda ilk defa yapılacak 29 Ekim resepsiyonuna katılmayı düşünmediğini açıkladı.
Atatürk adını silmeye çalışan bir davranışa bundan güzel bir cevap olmaz!..
Rahmi Turan / Sözcü