MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
Soykırım lafazanları bunları da anlatın!

Büyük devrimci A. Gramsci’nin kavramıyla söylersek, ülkemizde  “kültürel hegemonya” yaşanıyor. Siyaset sadece kimlik politikaları üzerinden yapılıyor. Vahşi kapitalizmin payandası  “entel tahakküm” , Cumhuriyet’i yıkmak ve itibarıyla birlikte yaşamı yok etmek için kimlik siyasetini rehber edindi. Geçen hafta, Hrant Dink’i sömürerek  “soykırım” pankartı taşıdılar. Peki, gerçek ne? Bıkmadan usanmadan yazacağız ve inadına Strazburg’da olacağız...
(...)
Rus Kafkas Ordusu’nun Kurmay Başkanı olan Tümgeneral L. M. Bolhovitinov, 17 Mart 1916’da başkomutanlığına şu raporu gönderdi:
 “Bitlis Muhaberesi Komutanı Tümgeneral Abatsiyev şunları bildirdi: ’Birçoğu Türkiye Ermenisi olan Ermeni birliklerine gelince, Bitlis’in alınmasının üçüncü gününde gönüllülerin, Müslümanlara yönelik kesintisiz tecavüzlerinden dolayı bu birliği şehrin dışına çıkarmak zorunda kaldım...”
Komutan Abatsiyev, Tatvan’da 28 Türk çocuğunun Andranik komutasındaki Ermeni lejyonerler tarafından nasıl öldürüldüğünü ayrıntılarıyla açıkladı.
Rus General Bolhovitinov, Ermeni çetelerin ırkçı duygularla Müslüman halka karşı vahşi kırımlara giriştiğini, nüfusu cins, yaş ayırt etmeden ya imha ettiğini ya da sürdüğünü kayda geçirdi. Ve bu zalimlikler sistemli olarak tehcirden önce başlamıştı.
(...)
Ermeni tarihçi Lalayan’ın, Ermeni arşivlerinde yaptığı çalışmalara dayanarak hazırladığı istatistiki tabloda (1918-1920) Taşnak iktidarı döneminde, Kürtlerin yüzde 98’inin, Türklerin yüzde 77’sinin, Yezidilerin de yüzde 40’ının imha edildiğini ortaya çıkardı.
“Soykırım”  lafazanları bunları dile getirmiyor. (...)
Kaçaznuni ne diyor
Ermenistan’ın ilk başbakanı ve Taşnak Partisi’nin kurucusu olan Ovanes Kaçaznuni,1923 yılında partisinin kongresine sunduğu raporda ciddi bir özeleştiri yaptı. Şu fikirleri savundu:
- Kayıtsız şartsız Rusya’ya bağlandık.
- Denizden denize Ermenistan projesi emperyalist bir talepti.
- İngiliz işgali umutlarımızı tekrar yeşertti.
- Tehcir amaca uygundu.
- Kendi dışımızda suçlu aramayalım.
- Müslüman nüfusu katlettik.
- Türkiye, savunma içgüdüsüyle hareket etti.
- Ermenistan’da Taşnak diktatörlüğü kurduk.
- Terör eylemlerimiz Batı kamuoyunu kazanmaya yönelikti.
- Partimize intiharı öneriyorum. (Ovanes Kaçaznuni, Taşnak Partisi’nin Yapacağı Bir Şey Yok, Kaynak Yayınları)
(...)
Osmanlı’nın “soykırım”  yapmadığını biz Cumhuriyetçiler büyük bir mücadeleyle savunurken sözde Osmanlıcıların neden hiç sesi çıkmıyor?..
Soner Yalçın Sözcü

Bakalım “bazı CHP’liler” bu mektuptan utanacak mı!
Ben 55 yıldır Amerika’da Ermenilerin soykırımı iddialarına karşı burada yaşayan bir avuç Türk vatandaşı ile savaş verirken, CHP’nin adeta soykırımı destekleyen yürüyüşüne lanet ediyorum.
Eminim ki bu kara cahillerin hiçbiri 1915 yılında neler olmuştur araştırmamışlar, okumamışlardır.
Daha geçen hafta Amerikalı tarih profesörü Dr. Edward Erickson, San Diego şehrinde Ottomans&Armenians başlıklı kitabı için yaptığı konuşmada 1. Dünya Savaşı’nda yaşanan olayların soykırım olmadığını Osmanlı ve Rus arşivlerine dayanarak vurguladı ve telef olanların sayısının da öyle iddia edildiği gibi 1.5 milyon olmayıp 350 ile 500 bin arasında olduğunu vurguladı.
Toplantı salonunu Ermeniler doldurmuştu ve profesörü Türkiye’den para almakla itham etmeye kalktılar, taşkınlık yaptılar. Dr. Erickson onlara birkaç Ermeni yazarının isimlerini ve yazdıkları kitapların başlıklarını da vererek,  “Okuyunuz önce, asılsız iddialarla karşıma gelmeyiniz”  dedi.
Şimdi, bir Amerikalı Türkiye’ye gidiyor, araştırmalar yapıyor ve Amerika’daki çok kuvvetli Ermeni toplumuna karşı,  “İddialarınız doğru değildir” diyor ve bir adım bile geri adım atmıyor... (Yılmaz EROLGAÇ San Diego-CALIFORNIA)
Yalçın Bayer Hürriyet
 

Almanya’dan “diaspora”ya ret
1915 tehcirinin soykırım olarak tanınması kampanyası yürüten Almanya’daki Ermeni lobisi ve Ermenistan Devleti, Alman Parlamentosu’nun bu konuda bir karar alınması ve anma oturumu yapması girişiminde bulundular.
Bu konuda hükümete Sol Parti tarafından soru önergeleri verildi.
Alman Dışişleri Bakanlığı önergelere şu dört maddelik önemli yanıtı verdi:
- 1915-1916 olayları hakkında bir değerlendirme yapmak öncelikle Türkiye ve Ermenistan‘ın sorunudur.
- Bu konunun araştırılması için bir  “Tarihçiler Komisyonu” nun kurulmasını doğru bir yaklaşım olarak görmekteyiz.
- Soykırımla ilgili Birleşmiş Milletler Konvansiyonu 1951’de yürürlüğe girmiştir. Almanya bu kararı 1955’te imzalamıştır. Bu sözleşme geriye dönük olarak uygulanamaz.
- 1915-1916 olaylarının 100. yılı nedeniyle Ermeni diasporası tarafından yapılacak girişimler tarafımıza iletildi. Ancak Almanya hükümeti bu konuda herhangi bir anma eylemi düşünmemektedir...
Melih Aşık Milliyet