MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
Ancak o bayrağın altında durursan “adam” sayarlar seni

Bayrağımızdaki “hilalin” aslında  “tevhidi” temsil ettiğini Başbakan çok güzel açıkladı... Bayrağın yıldızı; deniz kestanelerini temsil ediyor zaten...

Kırmızısı; boyadır sonuçta...
Türk’ü temsil eden yeri kaldı:
Direği... T.C.
Tevhid-i Cumhuri’dir aslı
Kısaltınca baktılar T.C. oldu...
İşin gerçeği...
19 Mayıs; Hafız Cemil Efendi’nin doğum günü...
30 Ağustos; Kestane Bayramı...
10 Kasım; Kurtuluş Günü...
29 Ekim; İbriğin İcadı...
23 Nisan; Halifeliğin Kabulü...
Bunların tümü gerçek derken nereden biliyorum?... Çünkü hiçbiri doğru değil... Başbakan yerine koyunca millet, çıkıp kürsüden kendi ülkesinin bayrağı ile ilgili bir şey söylediğinde, ciddiye alınıyor ne de olsa... “İslami (tevhidi) temsil ediyor diye, 28 Şubat’ta yurtseverler hilali bayraktan çıkartmak istediler” diyor...
Ciddi bir iddia...
Tek sorun var; böyle bir şeyi gören, duyan, okuyan, hatırlayan hiç kimse yok...
Böyle bir şey olmamış yani...
Ama uydurmuş da değil...
O an, o işi kendisi yapıyor aslında... Bayraktaki hilalin  “Tevhidi temsil ettiğini”  söyleyerek, aşırmak istiyor bayrağın hilalini...
Eğer laikliği savunuyorsanız...
Hilal gitti tevhide...
Önce bayrağı yamaçlardan sildiler... Sonra bayrak satıcısını dövdüler, oturup ağladı...
Arkasından balkonuna asanı kadını karakola götürdüler, yürekli kadınmış, giderken bayrağını eline alıp gitti... Peşinden direkten indirip bayrağı yakanları oturup seyrettiler...
Yüreklerdeki sızılı bayrak sevdasını anladıkça, bütününü yürütmekten vazgeçip, parça parça aşırmaya niyetlendi işte...
O bayrak; laik, çağdaş, bağımsız, demokrat Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağıdır...
Ay yıldızı; aydınlığı temsil eder...
Kırmızısı; uğruna dökülen kandır... Dalgalanışı; özgürlüğümüz...
Ancak altında durursan  “adam” sayarlar seni
Bekir Coşkun / Sözcü


Ülkeyi PKK’ya “paket servis” yapıyorlar

HDP Eşbaşkanı Demirtaş  “Sayın Başbakan eğer Kobani’ye selam gönderirken samimiyse o halde Rojava’nın statüsünün tanınması ve Kobani’nin yeniden inşasında samimi bir görev üstlenebilir...” PYD’nin Eşbaşkanı Asya Abdullah  “Kobani’nin yeniden kurulması için Türkiye üzerinden bir yardım koridoru açılmalı.”
Strateji uzmanı Cahit Dilek:  “Oh ne âlâ, hem önce Suriye sonra da Türkiye’nin bölünmesine yol açacak Rojava adını verdikleri bölgenin özerk yapısını tanıyalım hem de bölgeyi yeniden inşa edip kendi ellerimizle teslim edelim!”
Stratejist Cahit Dilek devam ediyor:
- Onların kastı tabii ki Kuzey Kürdistan dedikleri Türkiye’nin güneydoğusuyla Batı Kürdistan dedikleri Suriye’nin kuzeyinin bir şekilde sınırlarının kaldırılması ve sonrasında birleştirilmesi. Yoksa nerede görülmüş bir devletin içinden neyin ve kimlerin geçeceğini bilmediği bir koridoru serbest geçişe açması... Bu açıklamalar gösteriyor ki PKK /KCK/PYD cephesi yine insani duyguları ve değerleri istismar ederek Türkiye’yi uluslararası arenada baskı altına alacak bir kampanyayı başlatmışlar. Tabii ki bu kampanya PKK/KCK’nın terör eylemleriyle de desteklenecek ve çözüm sürecinin yürümesi için yeni bir şart olarak masada hükümetin önüne konacaktır!
Melih Aşık / Milliyet


Erdoğan yandaşı gazetede “Başkanlığa” aykırı ses

Taşgetiren’in başına taş mı düştü acaba

(...) Acaba halkta başkanlık sistemi ile parlamenter sistem arasında, Türkiye’nin ihtiyacı olmak bakımından kesin tercihler oluşmuş mudur? Yani halkın önemli bir çoğunluğu, diyelim Tayyip Erdoğan’ın Başkanlığı kaçınılmaz gören argümanları üzerinde aynı heyecanla mutabakat halinde midir?
Ben henüz bu netleşmenin gerçekleştiği kanaatinde değilim.
Ahmet Taşgetiren / Star