MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
“Türbe Boşaltma Harekâtı Destanı”

Şanlı tarihimize bir yeni kahramanlık sayfası(!) daha ekledik.
IŞİD, höt dedi.
Al sana türbe dedik.
“Türk Ordusu Türbe Boşaltma Harekatı Destanı”  yazdı. Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı dahil hiçbir millet  “Süleyman Şah Türbesi’ni Boşaltma” benzeri bir askeri zafere(!) ulaşma şerefine bugüne kadar erişemedi.
Ankara neyse!
Süleyman Şah Türbesi de o!
İkisi de vatan toprağı.
Böyle söylüyorduk.
Dediğimizi tuttuk.
“Şah Operasyonu”  yaptık.
Kendi toprağını bırakıp çekilmekten bir üstün kahramanlık, askeri beceri, siyasi zafer, diplomatik başarı, Tayyip Erdoğan Efsanesi, Ahmet Davutoğlu destanı çıkarttık.
(...)
Hiç yalan yok!
Türk Ordusu, kendi egemenlik alanı altındaki Süleyman Şah Türbesi’nden ecdat mezarını taşımayı, nakliye sırasında bir erini trafik kazasına şehit vererek, üstün başarıyla bitirdi. IŞİD, bırakın kurşun atmayı, sapan taşı bile fırlatmadı. Tek bir çatışma yaşanmadı. Süleyman Şah Türbesi, Halep’in Karakozak Köyü’nde Türkiye sınırına zaten 30 kilometre yakınlıkta baraj gölü içinde bir adada duruyordu. Türk Ordusu, 30 kilometre yakınlıktaki bir karış toprağı korumayı göze almayarak, büyük kahramanlık destanı yazdı. Türkiye Cumhuriyeti 29 Ekim 1923’te kurulduğundan beri tarihinde ilk kez toprak kaybetmiş oldu. Dışarıda değerli emanet kalmadı. Türkiye’nin yurt dışındaki tek toprağı resmen boşaltılıp IŞİD militanlarına teslim edildi. Ve “her türlü takdirin fevkinde bu başarılı askeri harekatın” adı “Şah Operasyonu” koyulup övünerek Türk Milleti’ni salak, alık, aptal, yalansever yerine koydu.
* * *
Süleyman Şah Türbesi’nde nöbet tutan 40 askerimiz, IŞİD çekin gidin dediğine göre, otobüslerle sessiz sedasız taşınabilirlerdi fakat uçaklar alçaktan uçuruldu, 50 tank, 100 askeri araç karadan gönderildi. Niçin?
Türk Milleti’ni yalandan bir zafer sevinci yaşatıp aptal yerine koymak için.
Tarih yaptık!
Tarihçiler yazsın.
Tayyip Erdoğan gibi bir bölge liderine ve Ahmet Davutoğlu gibi stratejik derinliği olan bir başbakana sahip güçlü devlet (!) odur ki, tek bir kurşun atılmadan türbesini boşaltır gider!
Necati Doğru / Sözcü


Büyük Geri Çekiliş!

Yani, Suriye politikasının nasıl fosladığını biliyorduk da, bunun bir de  “büyük geri çekiliş”  ile sona ereceğini düşünmemiştik. Ordumuz kendisine verilen siyasi emrin gereğini bir geceyarısı operasyonuyla yerine getirdi ve Süleyman Şah Türbesi’ni  “değerli varlıklarıyla” aldı, arkada kalan binayı da yerle bir etti.
(...) Ne yani, ecdadımızın mezarını IŞİD’lilere mi teslim edecektik... Şimdi mezar daha güvenli ellerde, Kobani ve çevresindeki Kürt hısımlarımızın silahlı kuvvetlerinin güvencesinde...
AKP iktidarının şu mezar taşıma, mezar koruma, mezarlık yardımları, mezar bakımı, ölüleri gömme gibi işlemleri gerçekten çok başarılı bir şekilde yaptığını ve halkın memnuniyetini aldığını biliyoruz. Bu yeteneklerini ecdadın taşınma kararında ve bunun askeri planlanmasında da gösterdiler.
Tebrik ederiz.
İktidarın medyatörleri bu operasyonun başarısını sosyal medyadaki mesajlarıyla kutluyor... Akşam havai fişekler boğazda boy gösterir ve Ankara’dan ve İstanbul’dan artık kaç pare top atışları yapılır, bilmiyoruz...
Orhan Bursalı / Cumhuriyet

 

İktidarın “değerli itibarsızlığı”

Kim ne derse desin, gelinen noktada Türkiye’nin, Suriye ve Ortadoğu politikasında henüz tek bir kazanç yok, kayıpsa çok fazla.  
Türkiye’nin, iktidar sözcülerinin ifadesi ile ’değerli yalnızlık’(Nasıl bir şeyse!) içine girmiş olması dahi başlı başına büyük kayıp.
(...) Hamaset Türkiye’nin kayıplarını örtemiyor; en başta da itibarını.
Taha Akyol / Hürriyet


Kahramanlık değil seçim korkusu
(...) IŞİD seçim öncesinde herhangi bir nedenle türbeye saldırsa, askerleri şehit etse ya da rehin alsa ve mekanı tahrip etse idi, en beceriksiz ve tembel muhalefet bile gök kubbeyi bu iktidarın başına geçirirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “400 milletvekili” isteyerek Başbakan Davutoğlu için başarı çıtasını imkansız bir yüksekliğe koymuş olduğu bir konjonktürde hükümetin bu riski göze alması kesinlikle mümkün değildi. (...)  Dolayısıyla bu tahliye operasyonunu bir kahramanlık öyküsüymüş gibi takdim etmenin alemi yok.
Kadri Gürsel / Milliyet


Muhatap PKK!
Yandaş medyaya bakılırsa AKP yönetiminde Ankara Süleyman Şah’ın büyüklüğüne laik bir kahramanlık destanı yazmıştır.
Türk ordusu  Süleyman Şah Türbesi’ni bulunduğu yerden alarak yeni bir yere taşıdı.
Peki bu operasyon sırasında Ankara’nın muhatabı kimdi?
Uluslararası politika anlamında bölgede uyduları dolaşan ABD ve Rusya.
Coğrafyanın gerçekleri açısından PYD ve IŞİD.
Türk askerinin geçtiği bölge PYD’nin kontrolünde.
(...) Yani Süleyman Şah Türbesi dar ya da geniş kapsamlı sınırları ile Rojova’nın içinde olacak.
Yani Kürtler Suriye’de özerk ya da federal bir yapı elde ederlerse Ankara’nın muhatabı PYD yani PKK olacak...
Hüsnü Mahalli / Yurt


O kadar caydırıcıyız ki kendi karakolumuz bile barınamadı

Tahliye operasyonu sonrası Başbakan aynen şöyle dedi:
’Türkiye’nin caydırıcı gücünden herkes haberdar oldu.’
 Bir şey anlamadım, siz anladınız mı?
Nasıl bir caydırıcılıktır bu..
Kime gövde gösterisi yaptık.. Dünyaya mı, Esad’a mı, IŞİD’e mi?
Yaptığımız operasyonu adını koyalım.. Tanklarla gittik, karakolu tahliye ettik, binayı havaya uçurduk, geri döndük..
Caydırıcılık bunun neresinde..
Tutunamayacağını anlayınca geri çekiliyorsun.. Karakolunu tahliye ediyorsun..
Bunun adı caydırıcılık oluyor..
*
Aynı lafları IŞİD de söylerse..
Caydırıcı gücümüzü gördüler, Süleyman Şah Karakolu’nda kalmaktan vazgeçtiler. Askerlerini alıp gittiler. Buradaki varlığımızı kabul ettiler  derse ne cevap vereceğiz.. Hadi söyleyin..
Mehmet Tezkan / Milliyet


Güzel şeyler (de) oluyor!
AKP’li akil kadın köşesine veda etti

(...) Bugün, Yeni Şafak sayfalarında benim için ayrılan sürenin -belki de şimdilik- sonuna gelmiş bulunuyoruz. Yayında ve yapımda emeği geçen öyle çok dost var ki, hangisini saysam eksik kalacak....
Hilal Kaplan / Yeni Şafak