MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
Sağacak inek var çok şükür(!)


Muhabirimiz; limon ve elma kabuklarını atmayarak tasarruf yapan First Lady’nin Ak Saray’daki mutfağına girdi sevgili okurlar...
Tevazu içinde hakikaten...
Bizim evlerimiz gibi aynen, çok benziyor...
Öyle sanki lüksmüş, pahalıymış  gibi değil, sadelik ön planda...
*
En mühimi tasarruf...
Limon kabuğu olsun, elmanın kabuğu olsun atılmıyor, turşu yapılıyor, sirke yapılıyor tasarruf olarak...
Soğan kabukları biriktiriliyor, Muhafız Alayı’nın keplerinin boyanmasında...
Patates kabuğu ile patlıcan pürçüğünden fıstıklı kek... Zeytin çekirdeği ile hurma çekirdekleri atılmayarak, fırında sütlaç...
Kışın asla pahalı yaz sebzeleri gelmiyor sofraya, bir salata o kadar... Salatayı neyle yapıyorlar diyeceksiniz?..
Şehriye ilen...
Sarayda boş içecek kutuları atılmıyor...
O törende gördüğünüz baştan üçüncü Türk Devleti’ni temsilen askerin zırhı Fanta... Öndekinin kalkan ve dirseklikleri Pepsi... Dokuzuncu devleti temsil edenin miğferi çöpe atılmayan aile boyu Cola olunca, bedavaya yakın...
Soda kapakları da zaten paşaya yıldız...
*
Üç ölçek suya iki ölçek köy bulguru, kaynar suya döküldükten sonra içine hafif kuru soğan doğrandığında; fırında pirzola...
Tasarruf ve tevazu nedeniyle balkabağı üzerinde çalışılıyor, hem bal hem kabak dolması içinde var zaten hayırlısıyla...
*
Ekmek için fırın, domates için bostan, meyve için bahçe, et için ahır, ayran için keçi, tavuk için kümes yapıldı mütevazı saray mutfağına...
Maksat tasarruf olsun...
*
Yumurta diyelim...
Tasarruf olarak yumurtanın en küçüğü bulup seçildi; bıldırcın yumurtası... Bıldırcın çiftliği kuruldu ki ucuza gelsin... Bıldırcın çiftliği kurulunca bir bıldırcın müdürlüğü, bir bıldırcın müdürü, bir bıldırcın müdür muavini, bıldırcın özel kalem, bıldırcın sekreterya, bıldırcın giden evrak, bıldırcın gelen evrak...
Toplasan Hindi Genel Müdürlüğü kurmaktan daha ucuza geliyor...
*
 “Tasarruf bakımından sağacak inek hani?” diyeceksiniz...
Eee biz varız...
Bekir Coşkun Sözcü

AKP-PKK koalisyonu 
Bugünlerde konuşulan iki cümleden biri  “HDP barajı geçerse”  diye başlıyor.
PKK yandaşları dışında HDP’nin barajı geçmesinin AKP despotizmine çare olduğunu düşünenler var.
(...) Mevcut konjonktürde adına  “çözüm”  denilen çözümsüzlüğün iki kadim ortağı AKP ve PKK. “Yeni Türkiye”  palavrası ve yeni Anayasa yapımında da bu iki koalisyon ortağı var.
Bu koalisyon HDP barajı aşarsa bozulur mu?
Sanmıyorum.
HDP’ye yönelik umut besleyenlerin güvendiği olgular nedir diye baktığımda, Demirtaş’ın  “Seni başkan yaptırmayacağız”  ifadesinden başka bir vaat göremiyorum.
Peki, bu vaat gerçekçi mi?
Bir diğer soru da bu vaat kimin vaadi, HDP ve Demirtaş’ın mı, PKK’nın mı?
(...)
HDP, PKK’nın siyasal seksiyonudur.
PKK’dan bağımsız ve ayrı karar alma yetkisi de yoktur, iktidarı da yoktur.
Karayılan’ın  “esas olan silahlı güçlerdir”  ifadesi, bir gerçeğin beyanı olarak Apo’nun bile üstünde bir ifadedir.
HDP’de görev alacak tüm kişiler ve konumları (eş başkanlardan il başkanlarına belde sorumlularına kadar) Kandil onaylı olmak zorundadır. PKK’nın tasvip etmediği politikalar HDP için rüya bile olamaz.
(...) Bölgedeki istihbarat kaynaklarından intikal eden bilgilere göre;
12 Şubat 2015’te Twitter’da paylaştığım üzere, şehirlerdeki aylık PKK toplantılarında HPG-KCK yetkilileri arasında konuşulanlar şunlardı:
1- Apo’nun Diyarbakır cezaevine nakli. 
2- Başkanlık ve eyalet sistemi.
3- Bölgedeki eyalet (özerklik) kanunlarına göre Apo’nun çıkması.
(...)
Nitekim bu tweetimden 1 ay sonra 13 Mart’ta Yeniçağ Gazetesi’nde Ahmet Takan da, cezaevlerindeki PKK’lıların özerklik ilan etmeyi planladığı illerdeki cezaevlerine nakillerinin başladığını yazdı ki doğrudur.
Yani PKK, özerklik ve eyalet sistemiyle fevkalade uyumlu olduğundan başkanlık sistemini desteklemektedir.
Apo desteklemektedir.
Eğer PKK sistematik silahlı saldırılara başlamayacaksa, Anayasa’nın özerklik ve başkanlık istikametinde değiştirilmesi için AKP ile yine ittifak yapmak zorundadır.
O halde Demirtaş, Erdoğan’a nasıl  “Seni başkan yaptırmayacağız”  diyebiliyor?
Örgütün talimatı gereği seçim sürecinde AKP ile kanlı bıçaklı görünmek için.
AKP oylarında milliyetçi kayıplar olmaması için.
(...) Belki sizler  “Demirtaş rüzgarı” na kapılmış olabilirsiniz.
Ama örgütte öyle bir rüzgâr yok.
Oralarda rüzgârların yönünü HDP veya Kürtler değil, örgüt belirliyor.
Evvelce esemeden söndürülen Osman Baydemir rüzgârını unutmayın. 
Gültekin Avcı Bugün


“Sivil darbe” nin AKP’cesi
(...) “Sivil Darbe”, fiilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde uygulamaya kondu:
Erdoğan hem seçimlere başbakan olarak katıldı, hem de seçildikten sonra  “tarafsız Cumhurbaşkanı”  olarak parti genel başkanı yetkilerini kullanmaya bir süre devam etti...
O sırada hukuk otoriteleri bunu fiili bir “Sivil Darbe” olarak nitelemişti.
Bugün, Cumhurbaşkanlığı’nın resmen icrai bir kurum olduğu son  “örtülü ödenek” tahsisi ile onaylanmıştır... 
Anayasaya aykırı olan bu durumu Erdoğan da artık açıkça ifade ediyor:
 “Parlamenter rejim bekleme odasına alındı” diyor... 
(...) AKP’nin totaliter ideolojisini, otoriter söylem ve eylemlerini görmezden gelerek onu destekleyenlerin ve bugünlere getirenlerin, yaşadığımız sivil darbe sürecindeki sorumlulukları çok büyüktür... 
Şimdi yüksek sesle dile getirdikleri Erdoğan ve AKP eleştirileri, eskiden aynı sertlikte ifade ettikleri hayranlık ve övgülerini ve bugünkü bunalımdaki sorumluluklarını unutturamıyor...
Emre Kongar Cumhuriyet


İktidarın seçim yardımları başladı. Unutulmasın! Bedava peynir sadece fare kapanında oluyor.
Akif Kökçe Milliyet (AçıkPencere)