MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
İsrafı şaha kaldırdınız!

Onun için  “tetikçi ve Ankara’yı parsel parsel satan”  demişti. Zehir zemberekti sözleri. TV kameraları önünde;  “Terbiyesiz HaysiyetsizTetikçi Yalancı Kucağa oturucu Belediye Başkanı olmak için oy isterken bu yapının (Fethullah Gülen’in) kucağına oturmuştur. Bu yapıya Ankara’yı parsel parsel sattı. Yurt yerleri verdi. Zengin işadamlarına okullar yaptırdı. İmar planlarında değişiklik yaptı. Şimdi havlıyor. Bir yere (Tayyip Erdoğan’a) yaranmak istiyor. Oğlunu vekil yapmak istiyor”  dedi.

Dedi de ne oldu?

Partinin “Seçim Beyannamesi Okuma” toplantısında aynı salonda birlikteydiler. Ankara parselcisi, yapma plastik dinazor önünde propaganda fotoğrafı çektiriyor.

Demek ki israf var!

Söz israfı tavan yaptı!

Dün de tesadüf bu; “israf üzerine” konuştu ve  “13 yıldır iktidarımızın her tarafı altın yazılarla doludur ama israf konusunda karnemiz kırık. İsrafın önünü alsak, halktan vergi almamıza gerek kalmayacak” dedi.

*  *  *

Söylüyor!

Dinleyeni yok:

Sağlık Bakanlığı:

10 yıllığına plaza kiraladı.

2 yıl boş bekledi.

8.5 milyon TL ödedi.

Aile Bakanlığı:

Lüks bina kiraladı.

Aylık 765 bin TL kira.

150 bin TL stopaj.

Acil Durum Başkanlığı:

Lüks bina kiraladı.

Aylık 500 bin TL ödüyor.

Stopaj hariç.

Orman Genel Müdürlüğü:

Plaza kiraladı.

Aylık 312 bin TL.

Stopaj hariç.

Vergi Denetim Kurulu:

Lüks bina kiraladı.

Aylık 293 bin TL.

Stopaj hariç.

İlaç Kurumu:

Lüks bina kiraladı.

Aylık 353 bin TL.

Stopaj hariç.

Yurt Dışı Türkler Başkanlığı:

Lüks plaza kiraladı.

Aylık: 230 bin TL.

Stopaj hariç.

Basın Yayın G. Müdürlüğü:

Lüks bina kiraladı.

Aylık 250 bin TL.

Stopaj hariç.

Çevre Bakanlığı:

Lüks bina kiraladı.

Aylık 226 bin TL.

Stopaj hariç.

Turizm Bakanlığı:

Lüks bina kiraladı.

Aylık 230 bin TL.

Stopaj hariç.

()  Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, araştırma sonucunda “iktidar yandaşı işadamlarına devletten kiralama garantili plazalar yaptırıldığı”  gerçeğine de ulaştı. Lüks plaza yapıp, astronomik fiyata devlete kiralayan işadamlarının ismini tek tek sayıyorlar. İktidarın bakanı ise  “İsrafı önleyemedik”  diyor.

Bakan gerçeği saptırıyor.

 “İsrafı şaha kaldırdık”  demeliydi

Necati Doğru / Sözcü

 

Behramoğlu yine kızdıracak:

 

“HDP’ye destek vermek oportünizm mikrobunun sonucu olabilir!..”

 

“HDP’ye Oy Vermek” başlıklı geçen haftaki yazım olumlu karşılıkların yanı sıra olumsuz tepkilere yol açtı. () Seviyeyi görmek bakımından örnek olarak birkaç tanesine bakalım:

 “Lanet olsun senin şiirlerini okuduğum günlere. (...) Pis kalemini lütfen önümüzden çek. Kürt düşmanı çakma solcu. Seni göreceğime bildiğim düşmanı görmeyi tercih ederim. Kalemin batsın.”

 “Abi yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var, part-2 çıkacak mı yoksa o şiirden beri sığır gibi yatıyor musun”

 “Seninle aynı topraktan olduğumuz için ilk kez utanç duydum..”

 “Sizden âlâ faşist yok Ataol Bey’ciğim”  vb...

()

 Bu konuda benim biricik kaygım, yine pek çok yazımda dile getirdiğim gibi, bu coğrafyadaki biricik laik ve bütün eksiklerine karşın çağdaş ve uygar dünyanın üyesi bir ülkeyi, Türkiye’yi, dağılıp parçalanmaktan, yok olmaktan korumak duygusudur.

Bizdeki etnisite sorunları ne İspanya, Çekoslovakya, Balkanlar vb. ülkelerdeki ayrılma süreçleriyle, ne İrlanda vb. ülkelerin ayrılıkçı savaşımlarıyla, ne de Mozambik, Cezayir vb. gibi sömürge halkların bağımsızlık savaşlarıyla aynılık taşıyan, apayrı bir olgudur.

 Bu siyasal harekete yakın geçmişteki gibi “yetmez ama evet” mantığıyla destek isteyenlerin acınası durumu ise sanırım öncelikle “kişiliklerinde azımsanamayacak miktarda bulunan oportünizm mikrobu” nun sonucudur.

Ataol Behramoğlu / Cumhuriyet

*

AKP için kaçınılmaz sonun başlangıcı: Devalüasyon

 

YÜZDE 16.9, yıl başından bu yana Türk Lirası dolar karşısında bu oranda değer kaybediyor, bu çok ciddi bir devalüasyon:

- Türkiye’nin 402.4 milyar dolar dış borcu var. Bu borca üç buçuk ayda 171 milyar lira ek yük getiriyor, kişi başına yansıması 2.200 lira. Durup dururken senin, benim cebimden 2.200 lira çıkıyor.

- Reel sektörün 182.1 milyar lira açık pozisyonu var. Dolar artıyor, şirketlere 63.7 milyar lira kur farkı biniyor. Şirketin önünde üç yol var. Ya ürünlerine zam yapacak, ya işçi çıkaracak ya dükkânı kapatacak.

- Petrol ve doğalgaz başta, ithal edilen ne varsa, hepsi yüzde 16.9 oranında pahalı hale geliyor. Her türlü üretimi zincirleme etkileyen bir pahalılık, hayat herkes için daha pahalı, ücretler aynı oranda artmıyor.

()

Devalüasyon herkesin refahını aşağı çekiyor, “devalüasyon tarihi” de şaşmıyor. Güney Amerika’da, Afrika’da, Asya’da ve bizde, devalüasyonlar iktidarları götürüyor, bizde 1958, 70, 78, 80, 95, 2001 bunun örnekleri, aksini tarih yazmıyor. Buna artan işsizliği eklemek gerek.

Ne yolsuzluk iddiaları, ne hukukun çiğnenmesi, ne çözüm sürecinde başarısızlık, ne yandaşlara kıyak, hepsi ikinci planda, bunları götürecek olan devalüasyonla birlikte gelen ekonomik çöküntü. Hiçbir nutuk o çöküntüyü silmiyor.

Yalçın Doğan / Hürriyet

 

Masada hep zarar!

Papa Francesco’nun 1915 suçlamasını Avrupa Parlamentosu aynen takip etti... Sırada ABD  ve diğer ülkeler var... Kuşatma daralıyor. Sebeplerini MHP lideri Bahçeli özetliyor:

 “Erdoğan ve Davutoğlu’nun sözde soykırım yalanına dolambaçlı sözlerle umut vermesi bugünkü karanlık tablonun esas ve asıl azmettiricisidir. Erdoğan’ın geçtiğimiz yıl yayımladığı zillet dolu özür mektubu, Davutoğlu’nun Ermenilere verdiği sıcak mesajlar, bumerang gibi dönmüş ve Türkiye’yi vurmuştur...”

*  *  * 

İktidar dış  politikada sürekli yanlış yapıyor.. Libya Başbakanı Abdullah El Sani ülkesindeki iç savaştan Türkiye’yi sorumlu tutarak şöyle diyor:

- Türkiye Katar ’ınfinansmanlığı ile Libya’da terörizmi desteklemektedir.

Ankara Libya’da Sünnileri desteklediği için geride 4,5 milyar dolarlık yatırım ve 7 milyar alacak bırakarak oradan kovulduk. Mısır ’da Müslüman Kardeşler’i destekleme sevdası sonucu bu ülkedeki çıkarlarımızı tehlikeye attık.

Suriye’de Esad’ı devirip yerine Müslüman Kardeşler’i geçirme hayali şimdilik 2 milyon mülteciye ve 5 milyar dolar zarara neden oldu. Eğer Esad kaybederse iktidara oturacak El Kaide uzantıları bize en az bir milyon Alevi ve Hıristiyan sığınmacı daha gönderecek.

Masada tesadüfen de olsa kazandığımız tek oyun yok... Ne beceriklilik bu!

Melih Aşık / Milliyet