MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
Ölenler Türk olmayınca her şey açığa çıkıverdi!

15 Temmuz 1983.Paris Orly Havaalanı’nda sıradan bir günün başlangıcı.Yolcu ve bagaj kabulünde, yalnız THY ve Air France bankolarının önünde uzun kuyruklar var.

Çünkü yaz. Çünkü memlekete dönen gurbetçileri, turistleri THY ve Air France İstanbul’a uçuruyor.

Kalabalık var, ama olağanüstü bir durum yok.Her şey normal.

THY bankosunun önünde yarım saatten beri bekleyen büyük siyah valiz hariç.

Öğleye doğru, yeri göğü inleten büyük bir patlama.

Dördü Fransız, ikisi Türk, biri Amerikalı, biri İsveçli olmak üzere sekiz ölü ve çoğu Türk, 60 yaralı.

Gazeteci Ergun Çağatay, yaralılar arasındaydı.Aylarca yanık tedavisi gördü.

Daha bir gün önce, yani 14 Temmuz 1983 günü Brüksel’de, Türkiye Büyük Elçiliği İdari Ataşesi Duran Aksoy arabasının içindeyken uğradığı silahlı saldırıda ölmüştü.

Duran Aksoy’un daha cenazesi bile kalkmadan, Orly patlıyordu...

(...)

Havaalanındaki patlamanın tozu dumanı henüz dağılır ve Fransız polisi oraya buraya seğirtirken, ASALA hemen ertesi gün yaptığı bir açıklamayla suikastıüstlendi.Sonrasıçorap söküğü gibi ve olayın aydınlatılmasıçok hızlı gitti.Çünküölen ve yaralananların arasında çok sayıda Fransız ve başka “Batılılar” vardı.Başka bir deyişle ASALA bu sefer taşı baltaya vurmuş, zülfüyâre, yerele dokunmuştu. Kamuoyu öfkeliydi, İçişleri Bakanlığı ve güvenlik birimlerine baskı yapıyor, hesap soruyordu!

*  *  *

Teröristler, Fransa’ya 22-23 Mayıs tarihlerinde giriş yapmışlardı. Hem de Fransa’nın güvenlikten sorumlu Devlet Bakanı Joseph Franceschi’nin davetlisi olarak!

Tezgâh, masumane türden kurnazca kurulmuştu.

Devlet Bakanı Joseph Franceschi, aynı zamanda Ermeni nüfusun yoğun olduğu Alfortville’in belediye başkanıydı. (...) Batı’da işlediği diğer cinayetlerde olduğu gibi, Fransız istihbarat ağından da kolaylıkla geçmişti ASALA.

Ama öldürdükleri arasında ABD, Fransa ve Avrupa yurttaşları da yer alınca, failleri ve işbirlikçileriyle açığa çıkarılıp yakalanmak zorunda kaldılar!

Üstelik, yakalanan teröristlerin  “askeri şefi” Varujan Garbisyan, amaçlarının daha büyük bir katliam yapmak olduğunu itiraf etti.

(...)

Fransız polisi, teröristlerin kaldıkları yerlerde Sten tabancalar, el bombaları ve başka patlayıcılar da buldular.Ölenler Türk olmayınca, her şey gün ışığına çıkmıştı...

25 Temmuz 1983 tarihli Daily Telegraph, suikastışöyle yorumluyordu:

“Tarih ve mizaçları göstermektedir ki Türkler, katillerin belini kırmak için korkup geri çekilmeyecek, tam tersine düşmanın üzerine gideceklerdir. Ve bundan dolayı hangimiz Türkleri suçlayabilir?”

Mine Kırıkkanat / Cumhuriyet

*

Güncel Tehcir

 

New York’ta İkiz Kuleler 2001 yılında vuruldu.Amerika, kuleleri El Kaide vurdu diye Afganistan’a indi.Yüz binlerce insanıöldürdü.Oradan kitle imha silahları yalanıyla Irak’a geçti.Taş taşüstünde bırakmadı.Halkları diktatörlerden kurtarıyoruz diye Saddam’ın ardından Kaddafi, Mübarek, Esad’ın peşine düştü.İç savaşları kışkırttı.İslamcı teröristleri iç savaşlarda araç olarak kullandı. El Kaide ve uzantısı olan El Nusra, IŞİD ve Boko Haram gibi insanlık dışı organizmalar ABD’nin ve Avrupa’nın desteğiyle onun yarattığı bataklıkta üredi... Bugün Ortadoğu ve Afrika bir yandan iç savaş, bir yandan El Kaide uzantısıörgütlerin vahşeti ile kasıp kavruluyor.

Ölüm ve açlık korkusuna kapılan halk akın akın kaçıyor... Kaçanlar salkım salkım Akdeniz’e dökülüp boğuluyor.

Avrupa ülkeleri kurtarma örgütlenmesine para vermiyor.Çünkü sefalete sürüklediği insanları başına bela almak istemiyor.

Onların boğularak ölmesini gizliden onaylıyor.

Ortadoğu ve Afrika’da iç savaşlar yüzünden 57 milyon insanın evlerinden göç ettiği bildiriliyor.Bu da resmen bir zorunlu sürgün yani tehcirdir.

Bu insanlık suçunun faili ABD ve Avrupa, bugün savaşa ve sürgüne mahkûm ettiği milyonları görmezden gelerek, Osmanlı’da 100 yıl önce meydana gelmiş bir trajediyi istismar ederek vicdan gösterisi yapıyor.

İnsanların aklıyla (veya akılsızlığıyla) alay ediyorlar...

Melih Aşık / Milliyet

 

*

 

Prefabrik hacı(!)

 

Üsküdar’a prefabrik Kabe yaptılar...

Mümin kardeşimiz görünce dayanamadı demek, ihramını giyip geldi...

*

Ben size söyleyeyim, devlet büyüklerimiz oralarda biraz gözüksün; ertesi gün 50 bin kişi umreye gitmezse n’olsun...

Resmen  “Hac”  başlar...

Nitekim kimi vatandaşlar “Kabe’yi görünce etrafında dönmeye başladılar bile...

“Prefabrik hacı” oluyorsun...

(...)

Akdeniz’in üzeri ceset dolu...

20 metrelik tekneye 700 kişi binmiş, üç kamaralı tekneye de 300 kişi... İnsanlar lastik botlarla, kayıklarla, hurda teknelerle Müslüman ülkelerden Hristiyan ülkelere kaçıyorlar...

Her gün yüzlercesi denizde boğuluyor...

İşte; henüz insanların kaçmaya başlamadıkları tek Müslüman ülke Atatürk’ün laik Türkiye’sini, o ilkel ülkelere benzetmek istiyor dinci...

Ya din tüccarlarına direneceksin...

Ya da lastik botunu hazırla...

Bekir Coşkun / Sözcü

 

**

 

“Eyvah iktidar gidiyor”

 

Artış sadece iki puan, sosyal yardımların milli gelire oranı bugün yüzde 12.2 iken, CHP sosyal yardım paketi bu oranı yüzde 14.6’ya yükseltiyor. Bu bile AKP’de “Eyvah iktidar elden gidiyor” telaşına yol açıyor. (...)  Emekliler Finlandiya ve Macaristan’da milli gelirden yüzde 10, Almanya’da 10.6, İtalya’da 15.8, Avusturya’da yüzde 13.2 pay alırken, Türkiye’de sadece yüzde 7.5 pay alıyor. CHP programında yüzde 8.8’e çıkıyor, bu bile AKP’de “iktidar telaşını” yaratmaya yetiyor. Üç milyon yüz bin hane, on iki milyon seçmen ki (...)  o kitle sabit değil, farklı ulaşılırsa, oy tercihi değişebiliyor. CHP bunu yapıyor. AKP de kıyamet koparıyor, normaldir. (...)  AKP ilk kez bu ölçüde aciz, savunmaya çekiliyor...

Yalçın Doğan / Hürriyet

 

robinson-15cm-en.jpg