MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
Pis iki yüzlü

İçimizdeki  “Züppe Türkleri” boş verin. Onlar: Türk kimliği, pasaportu taşıyor. Türk ana ve babadan doğmalar. Ama kendilerini Türk saymıyorlar.

Yüzsüzce yazıyorlar.

Arsızca konuşuyorlar.

Soykırım yaptık.

Özür dileyelim.

“Türkleri günah keçisi yapıp” bizim üzerimizden  “günah çıkartma” fırsatçılığına sığınmış dünya korosuna katılıyorlar. Başta büyük dostumuz ABD ve diğer büyük dostlarımız ve NATO’daki müttefiklerimiz Almanya, Fransa, İngiltere ve yeni en değerli komşumuz Rusya hep bir ağızdan  “soykırım” sözcüğünü kullandılar.

Erivan’da buluştular.

Türk’ü kıyıcı ilan ettiler.

ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Rusya dünyaya hükmeden, yöneten ülkeler. Bunlar Hıristiyan dini taşıyorlar. Dinlerinde  “Günah Çıkartma” inancı var. Her türlü günahı işliyorsun, sonra da kilisede papazın dizi dibine gidip  “günah çıkartma”  pozisyonu alıyorsun.

Allah’ı aldatma.

Net sahtekarlık.

“Soykırım yaptınız, kabul edin, özür dileyin”  diyenlere bakıyorsun; 100 yıl önce Ermenilerin kanına girenler onlar. 1915 öncesinde Osmanlı’nın içinde en imtiyazlı, en zengin, en önde gelen, en itibarlı, değer verilen ve başüstünde tutulan insanlardı. Devlet yönetim kadrolarında Padişah’tan sonraki en yüksek kademelerde onların koltukları vardı, ticaretin kaymağını da yiyen onlardı. İngilizler, Fransızlar, Amerikalılar, Ruslar, Osmanlı’nın en krema tabakası Ermenileri, isyana, başkaldırmaya kışkırttılar.

Tehcir 1915’te oldu.

Kışkırtmaya 1860’da başladılar.

Ermeni’sin, üstünsün.

Ermeni’sin, özelsin.

Hıristiyan ileridir.

Müslüman geridir.

Hıristiyanlığı ilk kabul eden Ermeniler, bir İslam yönetimi altında olamaz diye nifak sokup ayrılık tohumu eken Fransız, İngiliz, Amerikalı, Rus oldu. Rus orduları Doğu Anadolu’ya saldırdığında Osmanlının gözbebeği Ermeniler silahlanmış Osmanlı Ordusu’na pusu kuruyor, Türk ve Kürt köylerini yakıp yıkıyordu.

Ermeni kanına giriciler.

ABD, İngiltere.

Fransa, Rusya.

Tehcire sebep olanlar.

Şimdi kendi işledikleri cinayet için  “Türkleri günah keçisi” yapıyorlar. En sahtekar olan da Almanlar. Birinci Dünya Savaşı yıllarında  “Ermenilerin tehcir edilmesi için Osmanlı’yı zorlayan”  Alman Genelkurmayı olmuştu. O savaşta Osmanlı Ordusu’nun yönetimi Alman Genelkurmayı’na verilmişti.

Tarihi belgeler açık.

Ermeniler tehcir edildi.

İngiltere’nin yüzündendir.

Fransa’nın yüzündendir.

ABD’nin yüzündendir.

Rusya’nın yüzündendir.

Ve Almanya’nın emriyledir.

Bunu biliyorlar.

Vicdan azabı içindeler.

Günah çıkartma ihtiyacı duyuyorlar fakat  “Türkleri günah keçisi” ilan edip, kendilerini aklayarak bizim sırtımızdan günah çıkartmaya soyunuyorlar.

Pis ikiyüzlü!

Necati Doğru / Sözcü

*

 

Şehit diplomatlarımız için Ankara’da bir kitabe bile yok

ASALA militanları tarafından katledilen Dışişleri mensuplarımız için düzenlenen dünkü yürüyüş Ulus’tan başladı... Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik’in konuşmasının ardından başlayan ağırbaşlı yürüyüşte göze ilk çarpanlar ellerinde şehit fotoğraflarıyla eski Dışişleri Bakanı Prof. Şükrü Sina Gürel... Onun hemen yanında eski müsteşar, CHP milletvekili Faruk Loğoğlu, eski Bonn büyükelçimiz ve eski ANAP milletvekili  Mehmet Ali İrtemçelik ile SBF’nin unutulmaz hocalarından Prof. TürkkayaAtaöv... Yürüyüşü izleyen Fahrettin Fidan arkadaşımız eski Dışişleri bakanlarının ortada görünmediğini ekliyor.

Peki partilerin yürüyüşe ilgisi? Büyük Birlik Partisi ve Saadet Partisi Genel Başkan düzeyinde yürüyüşteler. Vatan Partisi’ni temsilen em. Korg. İsmail Hakkı Pekin gelmiş. CHP’den de bir tek Dilek Akagün Yılmaz var.

Şehit diplomatlar ilk kez böyle bir yürüyüşle anılıyor. Emekli büyükelçilerden Sumru Noyan, Mülkiyeli şehit diplomatların bir biçimde anılması için Fakülte Dekanı’yla konuşacağını söylüyor. Erivan’da ASALA için dikilmiş bir anıt var. Ankara’da şehit diplomatlar için bir kitabe bile yok.                                                                              

Melih Aşık / Milliyet

 

 

*

 

Mikroplar Hücumda

Yer gök “Özür”  lâflarıyla çalkalanıyor.

1915’te Ermeni soykırımı yapmışız, Ermeni’lerden özür dilemeliymişiz.

(...)

İnsan bünyesi zayıflayınca nasıl mikroplar ortaya çıkar, bünyeyi kemirerek o vücudu tahrip ederse, bunlar da aynen mikroplar gibi bize saldırıyor.

Ulus olarak sıkılmış yumruk gibi birbirimize kenetlensek, dünyada hiçbir ülke Türkiye’ye bir şey yapamaz.

İktidar, insanlarımızı “Bizden olanlar”  ve  “Bizden olmayanlar” diye kutuplaştırmasa, evvel Allah dünya bize vız gelir ama...

Öyle değiliz maalesef!

Birbirimizi yemekle meşgulüz.

Durum böyle olunca, mikroplar acımasızca üzerimize saldırıyor!

*  *  *

Cumhuriyet’in ilk yıllarını düşünün.

Nüfusumuz 15 milyon kadardı. Yokluk içindeydik. Fakat başımız dikti...

O zaman bu devletler  “Soykırım” diyemiyordu.

Ağızlarından öfke köpükleri saçarak  “Soykırımı tanıyın!”  diye naralar atamıyorlardı.

Hepsi kuzu gibiydi. Çünkü başımızda Atatürk gibi bir lider vardı... Ve o, itibarımızla oynayanların itibarını bitirirdi!

Rahmi Turan / Sözcü

*

 

Meğer ne çok dostumuz varmış!

 

Soykırım gibi çürük kimi dayanakları olan bir iddianın peşine takıldılar.

Dostluk maskeleri düştü ve ama soykırımı tanıyarak bizi yalnız bırakan ülkelerdeki elçimizi merkeze çağırarak ya da Dışişleri Bakanlığı’nın diplomatik üslupla hakaret içerikli mesajlarıyla yetinmekten başka şu sıra yapacağımız bir şey de yok!

Bir umut işte; ola ki bu iktidar AP’nin soykırımın kararından sonraki beklenmedik gelişmelerle sarsılır ve...

... ülkeler arası dostluğu zamanı geldiğinde dost bildiğimiz ülkelerin böylesine kolaylıkla unutabilmesinden dersler çıkarır.

Tabii bu olasılık acaba sorusu ile sonuçlanıyor.

Çünkü Bay RTE, ulusal gurur günümüz Çanakkale kara savaşlarındaki zaferleri ve şehitleri anma törenine bile bir başkan tavrıyla muhalefeti davet etmeyerek nasıl bir kafa yapısına sahip olduğunu göstermiş oldu.  Bu kafadan soykırım sorununu ulusal onurumuzu zedelemeden çözmesini beklemek akıllara zarar!

Abesle iştigal demek!

Cüneyt Arcayürek / Cumhuriyet

*

haber-001.jpg

Latif Demirci / Hürriyet