MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
Bir polis devleti uygulaması

MHP Uşak Merkez İlçe Yönetim Kurulu üyesi Seher Kayıhan, önceki gün seçim mitingi için kente gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim otobüsü geçerken  “bozkurt işareti” yapınca gözaltına alındı.
Kayıhan, Emniyet’e götürülmüş, ifadesi alınmış ve “sabah Cumhuriyet Savcılığı’na mevcutlu çıkarılmak üzere” bırakılmış.
Kayıhan’ı gözaltına alanlar, Cumhurbaşkanlığı Koruma polisleriymiş.
Bunun nasıl bir “suç” olduğunu anlayamadım.
Gerçi yıllar önce de heavy metalci gençler, Erdoğan otomobiliyle geçerken benzer bir işaret yaptıkları için merkeze çekilmişlerdi ama hukuki bir sonuç doğmamıştı.
Bu hareket, Türkiye’de milyonlarca insanın her gün yaptığı bir hareket.
Bir hakaret ifade etmiyor, bir siyasi aidiyet gösterisi olarak değerlendirilmeli.
İkincisi, polis herhangi bir suç ihbarı ve yargı izni olmadan bir parti binasını nasıl basabiliyor?
Siyasi partiler, Anayasa ve yasalarımıza göre demokratik hayatın vazgeçilmez unsurları değiller mi?
Siyasi partilerin istedikleri gibi propaganda faaliyetinde bulunmaları serbest değil mi?
Bu işaret, MHP için bir tür propaganda sayılır, ne hakla yasaklıyor, yapanın özürlüğünü kısıtlayabiliyorsunuz?
Anayasa gereği tarafsız olması lazım gelen Cumhurbaşkanı açıkça bir partiyi desteklerken, diğer partilerin faaliyetlerini engellemek ne demek oluyor?
Bu durumda Türkiye için artık bir  “polis devletidir”  mi diyeceğiz?
Mehmet Y.Yılmaz / Hürriyet

Gazetecilere savaş açan Erdoğan’a Demirel nasihatı

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan seçim kampanyasında gazetecileri de hedefte görüyor, sık sık eleştiriyor. Dün de CNN Türk Ana Haber spikeri Nevşin Mengü’yü hedef gösterdi.
Mengü tweet atmış... Cumhurbaşkanı’nın peş peşe muhtar, taksici ve otobüs şoförleriyle görüşmesi hakkında “Muhtar, taksici, otobüs şoförü, kutsal üçlü”  demiş... Bu arada anlaşılıyor ki tweet’leri tarayanlar da gazetecilerin geçtiği tweet’leri anında Erdoğan’a bildirmeyi ihmal etmiyorlar.
Biz Erdoğan’a Süleyman Demirel’in bir sözünü iletelim...
- Bir siyasetçi kafayı gazete ve gazetecilere takarsa öğlene kadar kendine gelemez, derdi Demirel...
Devleti elinde tutan kişilerin (haklı bile olsa) kaleminden başka silahı olmayan gazeteciyle uğraşması olumlu da karşılanmaz.
Melih Aşık / Milliyet

Canavar çocuklarını yemeye doymuyor

 “Yeni Türkiye”, doğumunda rol alanları bir bir yemeye devam ediyor. AKP eliyle kurulan rejimin “ileri demokrasi” olacağını savunanlardan Aslı Aydıntaşbaş da  “yazamayanlar”  listesine eklendi. Milliyet’e veda etmek “zorunda kalan”  Aydıntaşbaş veda yazısında “sandığa gideceğimiz günü iple çekiyorum” dedi. AKP’nin hızlı destekçilerinden, “akil” Nihal Bengisu Karaca’nın ise, Erdoğan’ın “kara sevdalısı”  Ethem Sancak’a ait 24 TV’deki işine son verildi. Karaca, tepkisini twitter hesabından paylaştığı “bazı güçlü insanların yeni Türkiye’si ile ideal’ yeni Türkiye’ arasındaki makas cidden açılıyor. Keşke uyarıları uyaranları ötekileştirmek yerine biraz dikkate almayı deneseler” mesajıyla gösterdi.

Zalim çerezci(!)

Maliye Bakanı Şimşek’in doğup büyüdüğü Doğu Anadolu topraklarının türküsü;  “Zalım... Zalım... Zalime... Derdinden heder oldum... Yaktın beni Zalime...” geldi sonunda yakasına yapıştı.
Zalım!
Haksızlık eden.
Merhametsiz.
Zalim.
Maliye Bakanı, kız kardeşi geçinebilmek için devletten “yeşil kart almak zorunda kalan” bir aileden geliyor. Çoğumuz yoksul aile çocuklarıyız. Bir bakan için de “kız kardeşinin yeşil kartlı olması” ayıp değil fakat kendisi sanki Karun oldu. Karun da milyonlarca altını harcar, savurur, bağışlar. Soranlara “çerez parası” derdi. Maliye Bakanı, 13 yıllık iktidarları sonunda “Türkiye’yi sefil ülkeler listesinden” çıkarmayı başaramadı.
(...)
Cumhurbaşkanı Makam Mercedes Filosu, Başbakan makam Mercedesleri filosu, 26 bakan, 2000 genel müdür, 40 müsteşar, 100 müsteşar yardımcısının altlarındaki makam Mercedeslerinin de içinde yer aldığı kamudaki 115 bin makam taşıtı için yılda 3.3 milyar TL harcanıyor.
Şimdi vatandaş sorsa:
296 bin kamu işçisi var.
Ne ücret alıyorlar?
Toplam ne ödüyorsunuz?
Maliye Bakanı, defterine bakıp; “Devlette çalıştırdığımız 296 bin işçiye yılda toplam ancak 3.4 milyar lira ödeyebiliyoruz” diyecek. 296 bin devlet işçisine hak gördüğü ücret, ancak kamudaki Mercedes filolarına harcanan paraya eşit.
Kardeşi Yeşil Kartlı.
Ülkesi sefalet kayıtlı.
İşçiye verir köle ücreti.
Kendisi Mercedes meraklı.
Zalim Çerezci!
Zalım... Zalım.. Zalime!
Necati Doğru / Sözcü