MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
“AKP ile koalisyon”a dair küçücük bir işareti bile yok

MHP lideri Devlet Bahçeli’yle görüşen Cumhuriyet yazarları izlenimlerini yazdı:

“AKP ile koalisyon”a dair küçücük bir işareti bile yok

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaret eden Cumhuriyet heyetinden Emre Kongar  “sert ifadelerinden de anlaşılacağı üzere, medyadaki yaygın kanıya ters olarak, en baştan beri bir AKP-MHP koalisyonuna hiç de olumlu bakmıyor”  diyerek, edindiğini kanaatin MHP’nin “ana muhalefet”e talip olduğunu yönünde olduğunu yazdı:

“Ben kendi hesabıma, Bahçeli’nin önümüzdeki dönem için MHP adına” Ana muhalefet partisi “rolünü benimsediğini ve ayrıca, koalisyon çalışmalarından bağımsız olarak yolsuzlukların üzerine gideceklerini düşünerek ayrıldım sohbetten.”

KIRMIZI KALEMLER

Çiğdem Toker’in izlenimi de MHP liderinin “çözüm rezervi” ni aşabilecek bir formülün bulunamayacağı yönünde:

 “Altı kişilik heyetimizin, bir saat boyunca adeta çapraz ateşe tutarcasına yağdırdığı sorulara gelen hiçbir cevaptan, ” AKP-MHP koalisyonu tamam” diyenlerin o yüksek özgüvenini doğrulayan küçücük bir işaret çıkmıyor.  (...) Sözün özü: Bahçeli, Çözüm Süreci’ne hangi nedenlerle karşı çıkıyorsa, aynı nedenlerle koalisyona yanaşmıyor. ..

Yine de “Efendim biz kendimizi her zaman iyi ifade edemiyoruz” sözünden hareketle, belki şu benzetme, MHP’nin duruşunu daha berrak izah edecektir:

Ankara’daki kırtasiyecilerden bütün kırmızı kalemleri toplayıp hepsini bitirinceye kadar çizseniz bile, Bahçeli’nin “Çözüm rezervini doldurmak imkânsızdır.”

ONLAR HEPSİ BİZ TEK

Bahçeli’nin, çalışma masasının yanında duran ve 17.25’i gösterirken pilini çıkararak bu iki rakama sabitlediği, MHP’nin “yolsuzluklarının hesabı sormaktan geri adım atmayacağının sembolü” haline gelen saatin hikayesini yazan Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar da “Ankara’nın puslu havasında, diğer parti karargâhlarında, iktidar ortaklığı uğruna o dosyaları görmezden gelme eğilimi yaygınlaşırken, birilerinin unutmadığını görmek güzel...” diye başladığı köşesinde MHP’nin 7 Haziran gecesi ilan ettiği pozisyonu koruduğunu aktardı:

 “Bahçeli, 7 Haziran gece yarısı Erdoğan muhalifleri bayram yaparken basının önüne çıktı ve AKP-HDP koalisyonu önerdi.” İsterlerse CHP’yi de aralarına alsınlar” dedi. (...) Seçimden 20 gün sonra, görüşmeye gittiğimizde Bahçeli’nin aynı pozisyonda, aynı kararlılıkla durduğunu ve aynı kompozisyonu savunduğunu gördük:

“Onlar hepsi... Biz tek!

(...) MHP’nin karşı safta olmasının süreci zora sokacağını görenler var. Onlar sık sık Genel Merkez’in kapısını çalıp” Taşın altına elinizi sokun” mesajları veriyorlar. (...) Bunların MHP’nin net pozisyonunu bulanıklaştırmak, yozlaştırmak istediklerine inanıyor; onlar geldikçe daha da net ve sert konuşuyor.

“MHP ne yaptı da büyüyor” sorusuna da oradan cevap buluyor:

“Muhalefette net ve sert duruyoruz da ondan...”

Seçim denklemi, tahterevallinin bir kefesine, ne olduğu belirsiz muğlak seçenekler doldurdu; MHP ise daha net olan öbür kefeye talip oldu ve ilk geceden gidip oraya oturdu. Tahterevalli mantığıyla, koalisyon, beklentileri karşılayamaz da inişe geçerse çok yakında MHP’nin yükseldiğini göreceğiz demektir. Bahçeli’nin odasındaki saat, o günden itibaren piline kavuşup işleyebilir. 

 

*

 

Bakalım “utanmazlık ödülü” kime düşecek

(...) Bakmayın siz...  “Zarrab’dan haberimiz yoktu...”, “Salona girmiş...”, “Bilseydik ödül vermezdik...”, “Kim bilir nasıl girdi içeri...”, “ A O’muymuş...”  dediklerine...

Bal gibi biliyorlardı...

Aynı gün Kaçak Saray’ın yanındaki piknik yerinde top oynamaya giden çocukları daha Keçiören Kavşağı’ndan çıkışta fark etti bunlar...

Cumhurbaşkanı’nın bilgisi olmadan girebilir mi Zarrab içeri...

(...) Ey CHP... Ey MHP...

Siz de sonradan  “Haberimiz yoktu”  falan filan demeyin...

Kuracağınız koalisyonun bir ortağı da Reza’dır..

Utanmamayı da paylaşırsınız artık...

Utanmazlık ödülü kime düşerse...

Bekir Coşkun / Sözcü

 

*

 

 

*

 

İstikrar yalanının kanıtı

İlk onda sekiz banka, diğer ikisi iletişim sektöründen. (...) kurumlar vergisi şampiyonları listesi bu. Nerede sanayi, nerede teknoloji firmaları, yok. (...)Teknolojik değişime kapalı, diğer ülkelerle aradaki farkın açıldığı on üç yıl. Bunun adı da, “istikrar”. Baştan sona yalan. Bu liste yalanın kanıtı. Otuz iki kez tırpanlanan İhale Yasası ile buraya kadar.

Yalçın Doğan / Hürriyet

 

*

Eğer muhalefet, Meclis Başkanlığı’nı 13 yıl sonra yine AKP’ye kaptırırsa:

 “Bunlardan cacık bile olmaz!” diyenler haklı çıkacak!

Rahmi Turan / Sözcü

 

*

 

5-006.jpg

 

 

Latif Demirci Hürriyet