MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
Bahçeli ne diyor, ne yapıyor?

(...) Aslında Devlet Bahçeli gayet tutarlı:  Seçimden sonraki ilk gece ve Cumhuriyet grubunu kabul ettiğinde ne demişse onları tekrarlıyor ve o çizgide davranıyor!

* * *

Seçim sonuçları için:

-Türkiye, MHP’ye ana muhalefet görevi vermiştir.

Koalisyon için:

- Bize verilen ana muhalefet görevi koalisyon arayışlarına kapalı durmak demek değildir.

Samimi olmadıklarını düşündüğü AKP ve HDP’ye:

- Söz ve beyanatlarınızın arkasında duracak kadar yürekliyseniz, işte size fırsat, işte size imkân. Çözüm koalisyonunu kurun da görelim.

Ayrıca HDP için:

Ayrı bir siyasal varlık olarak tanımıyoruz, orada bir boşluk görüyoruz.

Koalisyona katılmak koşulları:

1) Çözüm süreci sona ermelidir.

2) Erdoğan anayasaya eksiksiz uymalıdır. Siyasette rol kapmak için uğraşmamalıdır. Çankaya’ya dönmelidir.

3) Yüce Divan ve yolsuzluk soruşturmaları tekrar açılmalıdır.

Cumhuriyet okurları, bütün bunları zaten Cumhuriyet’le yaptığı söyleşide çeşitli kalemlerden öğrendiler.

* * *

Peki öyleyse, dünkü başkanlık seçimi ve grup konuşması üzerine kopan gürültü nerden kaynaklanıyor?

Sanıyorum özellikle Meclis Başkanlığı seçiminden sonra konu, geçmişte de kritik konularda ve oylamalarda MHP’nin AKP’ye verdiği destekler anımsanarak ele alınıyor ve MHP’nin yeniden AKP’ye koltuk değneği olacağı düşünülüyor.

(...)

Ama koalisyon konusu o kadar da basit değil:

AKP, Bahçeli’nin  “Çözüm süreci”  dışındaki iki şartını kabul eder ya da Bahçeli bu koşullardan vazgeçer mi?

Hiç sanmıyorum!

Çünkü AKP bunları kabul ederse Erdoğan’ın vesayeti, Bahçeli bunlardan vazgeçerse de MHP biter!

Emre Kongar / Cumhuriyet

 

*

 

Meclis Başkanını sindirebiliyorsa koalisyon da yapar

“Yok efendim ne yandaşlığı!”

İstediği kadar itiraz etsin...

MHP lideri Devlet Bahçeli, Meclis Başkanlığı’nı daha son iki seçim yapılmadan AKP’ye altın tepsi içinde sundu...

 “Yok efendim bizim ilkelerimiz var!”

Neymiş sizin ilkeleriniz?..

HDP’nin Baykal’ı destekleme ihtimali karşısında HDP ile yan yana düşmek istemezlermiş...

Geçiniz...

Hatice’ye değil, neticeye bak!..

(...)

MHP geçen dönemde de AKP’ye çok koltuk değnekliği yaptı...

Muhafazakarlıkta birleşiyorlar ve destekledikleri parti çok demokratmış gibi “demokrasi hatırına” yandaşlık yaptılar...

E o zaman şimdi de, birleşin!..

Meclis Başkanlığını vererek, üç dönem tek başına iktidar olan partiye dördüncü dönemde de ilk kıyak Bahçeli’den gelmiş oldu...

Bahçeli, AKP’li bir Meclis Başkanı’nı içine sindirebiliyorsa, koalisyonu da birlikte kursun...

Bence bu aşamadan sonra Bahçeli’nin şunları da yapması gerekir:

HDP ile yan yana düşmemek için Meclis Başkanvekilliği’ni de kabul etmemeli...

Meclis komisyonlarında HDP ile bir arada olmamak için komisyonlara üye vermemeli...

Hatta Meclis sıralarında yan yana gelmemek için Meclis’e de girmemeli...

Bunlar çok uçuk mu geldi?..

Meclis Başkanlığı’nı peşin peşin AKP’ye hediye etmenin yanında bunları  “saçmalama” olarak değerlendirmek, ancak Bahçeli gibi siyaseti çok iyi bildiği dün ortaya çıkan bir siyasetçinin işi olabilir!..

(...) Tayyip Bey de her seçim öncesi çıkar bunlara verip veriştirir,  “Şunların haline bakın... Bunlar üç koyunu güdemezler, ben Başkanlığı bunun için istedim” diye bağıra bağıra Türkiye’yi dolaşmaya başlar...

Bunlar da seyreder...

Mehmet Türker / Sözcü

 

 

*

 

AKP değirmenine su

(...) MHP liderinin önceki gün ve dün yaptığı açıklamalar, başkan seçimini de bir formaliteye dönüştürmüş bulunuyordu.  “HDP’nin oy verdiği adaya oy vermem”  diye yola çıktı, “CHP çatı aday İhsanoğlu’na oy versin” e geldi, ardından da “Dördüncü turda bizim adayımız olmazsa boş oy kullanırız”  dedi. Bu  “politika” nın bir tek sonucu olabilirdi, AKP’nin adayı Meclis Başkanlığı seçimini son turda alıp götürebilirdi. Böylece muhalefet, Devlet Bahçeli’nin  “Onunla konuşmam, bununla yan yana durmam”  politikası nedeniyle aslında çoğunlukta oldukları Meclis’in başkanını götürüp AKP’ye hediye etmiş oldular. Ortağı olduğu koalisyonu bozup, AKP’nin iktidara gelmesiyle sonuçlanan erken seçime gitme ısrarından sonra bir kez daha Bahçeli, AKP’nin değirmenine su taşımış oldu.

Olabilir, bu nedenle onu eleştiremeyiz. Sonuçta bir partiyi yönetiyor, partisinin kurulları ona güveniyor, o da böyle bir politikayı doğru buluyor. Partisinin milletvekilleri de bu politikayı doğru bulmuş olmalı ki onun istediği yönde oylarını kullanıyorlar.

Mehmet Y. Yılmaz / Hürriyet

 

*

 

Yüzde 60’ın dediği olmuyor

4+4+4 sistemi, türban, Meclis’te Cumhurbaşkanı seçimi gibi kritik durumlarda MHP lideri Devlet Bahçeli başrolde, AKP kurtarıcısı. Dördüncü turda muhalefetten bir adaya destek vermeyerek, AKP adayı İsmet Yılmaz’ın başkan seçilmesinde oynadığı unutulmaz rol gibi.

(...)  Bu tutumuyla uzak ihtimal gerçekleşiyor, Meclis Başkanlığı’nı AKP’ye armağan ediyor.

8 Haziran sabahı Türkiye  “AKP’den, dikta eğilimlerinden kurtulmanın sevincini”  yaşarken, Bahçeli uzlaşmaz tavrıyla halkın yüzde altmışının sevincini kursağında bırakıyor. AKP’ye yeniden iktidar yolunu açıyor. CHP’li ya da MHP’li bir AKP koalisyonu veya erken seçim Bahçeli’nin eseri. Hesap sormaya dönük ağır nutukları, verdiği sözleri unutuyor. Ama, halk unutmayacak. AKP’nin yolunu öylesine açıyor ki, kendisine başbakanlık öneren Kılıçdaroğlu’na bile çatmaktan geri kalmıyor,  “Sen o yetkiyi kimden aldın”  diyerek. Uzlaşma kültürü ve diyalog hak getire. Dün çok başka bir işaret veriyor,  “Türkiye’yi namerde muhtaç etmeyiz, koalisyon konuşmaktan kaçmayız”  sözüyle, AKP-MHP koalisyonuna sanki yeşil ışık yakıyor. Tam gününde, AKP adayını Meclis Başkanı seçtirdiği gün, “Ben sana CHP’den daha yakınım”  mesajı...

Yalçın Doğan / Hürriyet

 

 

*

 

Muhalefet partileri koalisyonu için Bahçeli’yi  “HDP’nin dışarıdan desteğini”  bile kabul etmemekle eleştirenlerin biraz da HDP’ye dönüp  “PKK’nın silah bırakma meselesi ne oldu”  sorusunu sorma zamanı gelmedi mi?                                              

Güngör Mengi / Vatan

 

*

 

1-061.jpg
Musa Kart / Cumhuriyet