MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
Seçmen bunun için mi oy verdi?

CHP ve HDP ile koalisyon yap. 
HDP varsa ben yokum.
CHP-HDP koalisyonuna dışarıdan destek ver.
HDP’nin olduğu formülü desteklemem
Sen CHP ile koalisyon yap HDP dışarıdan desteklesin.
HDP’nin dışarıdan desteğini kabul etmem.
Meclis Başkanı seçiliyor, üçüncü turda CHP’nin adayına oy ver.
HDP’nin oy verdiği adaya oy vermem.
* * *  
Devlet Bahçeli’nin koyduğu bu çizgileri katı, sert ama ilkeli bulanlar çoktu.
“Bunlar ilke değil AKP’ye destek vermek için icat edilmiş mazeretler” diyenler haklı çıktı. Nitekim MHP temsilcileri geçen dönemde HDP temsilcileriyle Anayasa Uzlaşma Komisyonunda baş başa çalışıp, birçok anayasa maddesine ortak imza koymuş, milletvekili haklarında pekala anlaşmışlardı.
* * * 
Bu kervan buradan koalisyona mı gider, erken seçime mi?
Tayyip Erdoğan ne isterse o olur.
Bundan böyle de... MHP Meclis’te, HDP’nin  “he”  dediği hiçbir şeye  “he”  demeyecektir. No dediği hiçbir şeye de no demeyecektir.
AKP ye karşı CHP + HDP oyu 212’de kalıyor.
MHP’nin bu tavrıyla AKP güvenoyu alabileceği gibi ülkeyi azınlık hükümetiyle istediği gibi yönetecektir.
Seçmen MHP’ye bunun için mi oy verdi? 
Melih Aşık / Milliyet

Bahçeli “kurtarıcı melek” değil ama...

TBMM Başkanlığı’nın, MHP’nin boş oyları sayesinde AKP’ye verilmesinden sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin  “AKP’ye gönderilmiş bir kurtarıcı melek”  olduğuna inanan çok sayıda insan var artık. Ben böyle düşünmüyorum.
 Her siyasi parti, kendi hesabını yapar, kendi politikasını yürütür. O yaptığı hesap sizin beğendiğiniz hesaba uymuyor diye eleştirmek benim kabul edebileceğim bir şey değil. Ama bu Bahçeli’nin varlığının AKP için önemini ortadan kaldırmıyor.
 Bunlardan “en birincisini”  dün hatırladım. 
Olay, DSP-ANAP-MHP koalisyon hükümeti sırasında yaşandı. Cem Uzan’ın Türk makamlarından izin almadan Ürdün vatandaşlığına geçtiğinin anlaşılması üzerine, tıpkı Merve Kavakçı olayında olduğu gibi vatandaşlıktan çıkarılması gündeme gelmişti. (...) Devlet Bahçeli, o gün nedenini tam olarak bilemediğimiz bir şekilde bu kararnameyi MHP’lilerin imzalamasını engelledi (...) Cem Uzan da 2002 yılındaki seçime Genç Parti Genel Başkanı olarak girdi, seçimde barajın altında kalmakla birlikte yüzde 7.25 oy aldı. (...) Cem Uzan, Bahçeli engellemese ve vatandaşlıktan çıkarılmış olsaydı aldığı yüzde 7.25 oy, bu iki partinin de barajı geçmesini sağlayacak, daha dengeli bir Meclis olacak ve AKP tek başına iktidar olamayacaktı...
Mehmet Y. Yılmaz / Hürriyet

İsim değişikliği! 
Girdiği her seçimde AKP adayının seçilmesine yol açan adayın adı Seçmeleddin Bey olsun...
Akif Kökçe / Milliyet  (Açık Pencere)

İlkeli lider(!)

 “Tayyip Erdoğan’a en çok hizmet eden adam kimdir?” 
 “AKP’yi her defasında kim bataktan kurtarmıştır?” 
 “Seçmen muhalefet yap diye oy verdiği halde, bunun tam tersine kim iktidara koltuk değneği olmuştur?” 
Bu adam MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’dir.
Ona “Gizli AKP’li”  diyorlar ama artık gizliği filan da kalmadı. Zehir zemberek sözlerle suçladığı partinin adayını Meclis Başkanı yaptı!
Hiçbir iktidar milletvekili, AKP’ye, Devlet Bahçeli kadar hizmet etmemiştir. Bu bakımdan Başbakan Davutoğlu AKP adına Devlet Bahçeli’ye  “Üstün hizmet madalyası” verse yeridir.
Bahçeli efendi, seçim meydanlarında:
 “Behey densizler, behey gafiller...” 
 “Besmeleyle soygun yapıp şükrederek haram havuzunda ıslananlar...”  diye yeri göğü inletiyordu.
Meğerse rol yapıyormuş!
 “Yolsuzluklardan, hırsızlıklardan, soygun ve rüşvetten”  bahsettiği,  “Behey densizler, behey gafiller! Haram havuzunda ıslandılar!”  diye haykırdığı partinin adayı İsmet Yılmaz’ı Meclis Başkanı yaptı.
Ne diyelim? Tam ona yakışan ilkeli (!) bir davranış bu! Helâl olsun!
Rahmi Turan / Sözcü

Milli irade böyle demedi

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç  “Şaşırıyorum”  dedi,  “Bu ülkede seçim oldu mu gerçekten, çünkü Başbakan ve bakanlar yerli yerinde”..
 Arınç’ın bu sözü kendi partisi dışındaki partileri uyarmaya yetmelidir. Eğer halk aynı partiyi ve hükümeti yerli yerinde korumak isteseydi o partiyi tek başına iktidar yapardı.
 Seçmen bunu tercih etmemiştir, tercihi ortadadır ve partiler buna saygılı şekilde davranmalıdır.
 AKP sık sık MHP ile yapılacak bir koalisyonun daha uzun ömürlü olacağını ve bunu tercih ettiklerini açıklıyor. Hüseyin Çelik de bunu tekrarladı. MHP “kırmızı çizgilerini inat halinde dayatmak”  yerine hangi asgari müşterekte buluşulabileceğini ortaya koymayı deneyebilir.
 Bu süreçte halkın ilk beklentisi AKP’den başlayarak tüm partilerin şeffaflık içinde hareket etmesi, algı operasyonlarını bir yana bırakmasıdır.
 Güngör Mengi / Vatan

AKP-MHP olanaksızlığı

(...) MHP, HDP’yi yok saymak adına, bütün rüşvet ve yolsuzluk iddialarını sineye çekerek, Erdoğan’ın parlamenter rejimi başkanlık sistemi gibi yozlaştırmasına ses çıkarmayarak, seçim öncesi verdiği bütün sözlerin tersine, AKP ile koalisyon yapar mı? 
Ya da AKP, barış sürecinin tümüyle durdurulmasını, rüşvet ve yolsuzluk iddialarının soruşturulmasını, Erdoğan’ın anayasal sınırlar içine ve Çankaya’ya çekilmesini kabul ederek MHP ile ortaklık kurar mı?  Ben bu olasılıkların her ikisinin de (hangi karşılıklı ödünler verilirse verilsin) pek de geçerli olduğunu düşünmüyorum.  Bu açıdan AKP ile MHP arasındaki bir hükümet ortaklığını pek olanaklı görmüyorum...  Çünkü böyle bir ortaklık:  (...) Partilerden birinin veya her ikisinin birden kendini inkâr etmesi ve böylece çok büyük ölçüde oy kaybetmesi anlamına gelecektir.      
Emre Kongar / Cumhuriyet

Azınlık hükümeti vizesi

Davutoğlu’nun yerinde olsam.. Görevi almaz bakanlar listesini yapar, azınlık hükümeti kurup Beştepe’nin önüne koyarım..
Hadi bu kadarı da ayıp olur diyelim.. Yalandan bir tur atarım..
Olmadı bir tur daha atarım..
Sonra kamuoyuna döner, olmuyor işte; bunlarla olmuyor derim.. Ülkeyi hükümetsiz bırakmamak adına azınlık hükümetini kurar, topu Meclis’e atarım. Meclis ne yapar?
MHP kabul oyu vermez de çekimser kalır, boş oy atar!.. Olsun, çoğunluk AKP’de olduğu için hükümet yine güvenoyu alır..
276 gerekmiyor..
HDP kabul oyu verirse, o zaman da MHP’ye ihtiyacı kalmaz.. 
MHP’nin bu tavrı değişmeyeceği için ülkeyi tek başına iktidardaymış gibi yönetir.. İstediği yasayı Meclis’ten geçirir..
Mehmet Tezkan / Milliyet

HDP’nin de burnu fazla büyümesin

Devlet Bahçeli’nin Meclis Başkanlığı oylamasındaki tutumuyla, Türkiye 7 Haziran öncesine döndü...
8 Haziran sabahı ülkeye gelen rahatlama, 1 Temmuz akşamı yine kabusa döndü!..
Seçmen AKP’nin oyunu 9 puan düşürdü, ama Bahçeli Meclis’in yönetimini yüzde 40’a teslim etti...
Uygulamada Bahçeli, AKP’ye 9 puanlık bir hareket sahası armağan etti...
AKP’nin eli şimdi çok daha rahat!..
Tayyip Bey de sarayına kurulmuş, manzarayı gülerek seyrediyor!..
(...)
 “Ver Bilal’i, al hükümeti”  gerçek olsaydı...
17-25 Aralık soruşturmalarında samimi olsaydı...
Tayyip Bey’in anayasal sınırlar içine çekilmesi konusunda kararlı olsaydı...
Tayyip Bey’i Çankaya’ya yollamayı gerçekten isteselerdi...
Meclis Başkanlığı’nı AKP’ye altın tepsi içinde sunup, Meclis’in yüzde 40’ını, yüzde 60’ın başına getirmezlerdi...
* * * 
Son turda HDP’nin Baykal’a 50 oyla destek vermesi, onların da AKP gibi bir dertlerinin pek olmadığını gösteriyor...
Neden 80 vekille değil de 50 vekille?..
Neden 30 milletvekili yan çiziyor?..
Sonucu değiştirmese de 80 oyun sembolik anlamı vardı...
HDP’nin de burnu fazla büyümesin!..
Bir seçim olur, barajın altında kalırlarsa Hanya’yı Konya’yı görürler!..
* * * 
Sonuç itibarıyla 8 Haziran sabahı rahatlayan Türkiye, önceki günkü gelişme yüzünden 6 Haziran gününe dönmüş oldu...
Devlet Bahçeli’nin  “siyasetçiliğini”  ve  “devlet adamlığını”  ne kadar kutlasak azdır!..
Mehmet Türker / Sözcü

Eyvah korktuğum başıma geldi

 Bizim mahallenin MHP refleksi yine hortladı... Önceki akşam Atina’dan döndüm ki mahalle baştan sona Devlet Bahçeli’ye saydırıyor... Neymiş,  “AKP’nin adayını Meclis Başkanı yapmış...” 
Bak kardeşim: 
-Bir: MHP, AKP’nin adayına oy vermedi... 
-İki: Meclis’te en çok oyu olan partinin adayı başkan seçildi, ki normaldir...
 -Üç: Sen Bahçeli’ye yüklenmeden önce, dön CHP’ye şu soruyu sor:  “Arkadaş, bu ülkenin cumhurbaşkanlığına layık görüp, aday yaptığın bir insanı, cumhurbaşkanına vekâlet edecek bir makama uygun görmedin mi...” 
Söyle... 
Ekmeleddin İhsanoğlu, senin cumhurbaşkanı adayın değil miydi... Cumhurbaşkanına vekâlet edecek bir koltuk olan TBMM Başkanlığı’na da yakışmaz mıydı... Yakıştıramadın mı... 
Biliyorum, sol elin MHP’liye oy vermeye gitmez... 
* * * 
O zaman benim sağ ve sol gözüm de sana bakıp soracak: 
-Dört: Ey CHP’li kardeşim, elin seçimde yüzde 10 barajını aşması için HDP’e oy vermeye gitti de, AKP adayının önünü kesmek için Ekmeleddin Bey’e oy vermeye neden gitmedi... 
Ertuğrul Özkök / Hürriyet