MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
İhtirasın sonu yok

Terörden medet umuyorlar

(...) Saray politikacılarının eylem ve söylemlerine bakarsanız, Türkiye’nin terör bataklığına sürüklenmesi onlar için iki konuda fırsat yaratıyor: 
1) Yanlış ve Türkiye için büyük bir sorun olan Suriye politikasını, IŞİD’i bahane ederek, bir askeri harekâtla sürdürmek. 
2) Hemen bir yeniden seçime gidip, AKP’ye Meclis’te salt çoğunluğu sağlayacak bir sonuç almak. 
İlginç olan nokta, Şanlıurfa’da meydana gelen her iki olayın, süreç olarak ortam hazırlayıcılarının da Saray politikacıları olması... 
Yani “Kendin pişir kendin ye” misali; bunalımı hazırlıyor ve sonra da onun sonuçlarından kendilerine yarayacaklarını umdukları yeni politikalar üretmeye çalışıyorlar!
(...) Saray politikacıları, katilamdan, cinayetlerden, terörden, zayıflayan iktidarlarını sürdürebilmek için medet umuyor... 
Ve ülkenin yazgısı, insanların canı üzerinden, iktidar fırsatları üretmeyi umuyorlar!
Oysa ülke yazgısı ve insan canı üzerinden aranan iki yeni fırsat da artık bu iktidarı kurtarmaz:
Ne ABD desteğiyle de olsa, Suriye’ye karşı bir savaş harekâtı, ne de MHP desteğiyle de olsa bir erken seçim! 
Doktor artık “Ne yersen ye” demiş Saray politikacılarına! 
Emre Kongar / Cumhuriyet

Bütün minarelere ışıklı mahya gersen ne yazar...
Din din diye dinin içi boşaltılıyor

(...) Müslüman olmayan İsveç, Norveç, Danimarka, Yeni Zelanda gibi ülkelerdeki şeffaflık ve temizlik, doğruluk ve dürüstlük bizde yok. 
İslam’ın kesinlikle haram kıldığı, yasakladığı rüşvet alma verme, haram yeme, gayr-i meşru rantlar, riba, zina, yalan iftira gıybet, emanete hıyanet, gıybet, dedikodu korkunç boyutlara ulaşmış, genelleşmiş. 
(...) Realitede Ümmet var mı, bilmiyorum ama varsa ne hale gelmiş, ne boyalara girmiş bu Ümmet. 
(...)Dinin içi boşaltılıyor, küfür ve nifakın isteğine uygun yeni bir light ve ılımlı İslam türetilmek isteniyor ama bizim çoğumuzun durumun vahametinden haberi yok. 
 (...) Ramazan gecelerinde minareler arasına ışıklı mahya geriliyormuş, ne yapayım ben onu. 
Mehmed Şevket Eygi / Milli Gazete

PKK’nın Öcalan’a karşı bakan kaçırma planı

(...) PKK’nın şimdi cezaevinde bulunan Abdullah Öcalan başta olmak üzere PKK’lı hükümlü ve tutukluları kurtarma planı var. Bunun için bakan, general, üst düzey bürokratları kaçırma, insani yardım örgütlerini devreye sokarak onların serbest bırakılması karşılığında PKK’lıları serbest bıraktırma çabası var. Bu konuda Devletin önemli katları uyarıldı. İşte, Emniyet’te izinlerin kaldırılmasında da PKK’nın bu planının etkili olduğu anlaşıldı. Valiler, Cumhuriyet savcılıkları da bu duruma karşı uyarıldı ve “gereken hassasiyetin gösterilmesi” istendi. Güvenlik görevlileri alınan yeni duyumlara karşı uyarıldı. Terör örgütü böyle bir çılgınlık yapar mı? Bugüne kadar 40 bin kişinin ölümünden sorumlu örgütün, kaybedecek neyi olabilir? Açıkçası son genelge Ankara’yı alarma geçirmeye yetti...  

Saygı Öztürk / Sözcü

Uyanın

Suruç’ta ölen 32 genç, yazılıp ellerine verilmiş; “Kobani’yi birlikte savunduk, birlikte inşa edeceğiz” pankartı taşıyorlardı.
(...) Kobani’yi savunup yeniden inşa etmeye kalkınca “Suriye’nin yani başkasının iç içişlerine karışmış” sayılırsın. Sen başkasının iç işlerine karışırsan o başkası da vücuduna bomba sarılmış militanını Suruç’a gönderir, senin içişlerine karışır.
Türkiye bataklık olur.
Kardeş kardeşi öldürür.
Müslümanlar vuruşur.
Uyanın!
Necati Doğru / Sözcü

Mahçupyan’ın fıtratında var...
“Askerse ölecek tabii” Akşam yazarı Etyen Mahçupyan’ın CNN Türk’e konuğu olacağı haberi üzerine, Posta yazarı Yazgülü Aldoğan’ın attığı tweet 2. Cumhuriyetçi tayfanın “fıtratını” deşifre etti:  “Şirin Hanım Etyen Mahcupyan’ı konuk ediyor. Yıllar önce aynı masada yemek yerken bir şehit haberi almış ve çok üzülmüştüm! Aynen şunu demişti:

- Askerse ölecek tabii! 
Diyorlar ya fıtratında var! Ve omuz silkmişti yüzüne bakmam o günden beri bugünkü şehidimiz için de aynısını düşündüğüne eminim...”