MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
Barzani’yi denize kavuşturacak “gaz alma” operasyonu

 

Türkiye dedi ki:
 “Irak ve Suriye’deki iç savaş benim güvenliğimi ve ülkemin bekasını tehdit ediyor.” 
Ardından ABD izniyle hava harekatına başladı.
1) Kuzey Suriye’de, IŞİD’i vurdu.
2) Kuzey Irak’ta, PKK’yı vurdu.
Kuzey Suriye’de PKK/PYD’yi vurdu mu? Hayır!
Peki bu durum; Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden PKK’nın Kuzey Suriye’de olmadığı anlamına mı geliyor?
Peki bu durum; Türkiye’nin Kuzey Suriye’de IŞİD’e karşı savaşan PKK/PYD’ye destek verdiği anlamına mı geliyor?
Peki bu durum; Türkiye’nin, Kuzey Suriye’deki Ayn El Arap (Kobani) gibi PKK/PYD kazanımlarını fiilen kabul ettiği anlamına mı geliyor?
Aslında... Demek ki neymiş; Türkiye’nin, Kuzey Suriye’de PKK/PYD kamplarını vurmasına izin çıkmadı! I
(...) 30 yıldır hepimiz biliyoruz; terörle mücadelede hava harekatı sınırlı ölçüde etkilidir. Kara harekatıyla desteklenmez ise başarı şansı yoktur.
Aslında... Demek ki neymiş; Türkiye’nin kara harekatı yapmasına izin çıkmadı!
Yani...
Yapılan hava harekatı halkın öfkesini yatıştırmaya yönelik bir “gaz alma operasyonu”  idi.
Batı bizi parmağında oynatmayı sürdürüyordu.
Gayeleri belliydi; Barzani’yi denize kavuşturmak!..
Soner Yalçın / Sözcü

AKP’nin tehlikeli oyunu

(...) 7 Haziran seçimlerinde Meclis’te çoğunluğu kaybetmiş olmalarına karşın, sanki hiçbir şey olmamış gibi, Davutoğlu Hükümeti’nin, yani kendi iktidarlarının kesintisiz olarak devamını sağlıyorlar.
* * *
Bu oyun son derece tehlikeli... 
Çünkü geniş kitlelerin demokrasiye ve seçim mekanizmasına olan inancını sarsıyor! 
Bu inanç tümüyle yok olduğunda, Türkiye’nin bir Irak’tan, bir Suriye’den, bir Libya’dan farkı kalmaz... 
En azından, bazı Doğu Avrupa ülkelerinin içine yuvarlandığı kaosu yaşar!
(...)  Demokrasinin bu erozyonunda, yüksek yargı organlarının sorumluluğunu tarihe bırakarak... 
Kamuoyunun, “Bunlar seçim kaybetse de gitmez” gibi son derece tehlikeli bir düşünceye doğru kaydığına işaret etmek istiyorum: 
Bu yargı geniş kitlelere yerleşirse, Türkiye için felaket olur!
Emre Kongar / Cumhuriyet

“Gitar çalan terorişkolar”ı unutmadık

AKP medyası ve milletvekillerinin Doğan Grubu’na dönük “PKK’yı destekliyorlar” saldırılarına cevap veren Ertuğrul Özkök, dünkü köşesinde “Hem Aydın Doğan hem Hürriyet, var olma mücadelesinde, hep devletinin yanında olmuştur... Sen yarın o kirli elini PKK’ya yine uzatsan da... PKK silahı bırakmadığı sürece Aydın Doğan ve Hürriyet teröre karşı mücadelesinden vazgeçmeyecektir...” demiş. 
Doğan Grubu’nun, terörle müzakere yürüten bir iktidar ve yandaşlarınca terör örgütü hamiliğine varan suçlamalarla hedef gösterilmesinin elle tutulur yanı yok. Doğan Grubu mensupları elbette bu hücum karşısında kendilerini ve patronlarını savunacaklar. Ama Özkök’ün dünkü yazısındaki gibi fazla iddialı laflara da gerek yok. Arşivler açık. Kimse masum değil. “Gitar çalan romantik devrimci PKK’lılar” manşetlerini Hürriyet attı, Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Aslı Aydıntaşbaş gibi Kandilseverler Doğan Grubu yayın organlarında yazdı “terör örgütünün insani, barışçı yönü(!)” zırvalarını sonuçta.   
Ha Özkök bunları da “devlete hizmet” sayıyorsa o başka!

Akillerin köşe komşusu mu yazıyor bunları 

tar’ın “tetikçi” namlı yazarı “CNN Türk kanalında Şirin Payzın resmen PKK militanı gibi davranıyor. İki gece önce dağdaki teröristten hiçbir farkı olmayan ve PKK’yı böcek, çiçek örgütü gibi gösteren Hakkari vekili Abdullah Zeydan, CNN Türk’te programa bağlandı. Resmen PKK’nın sözcülüğüne ve avukatlığına devam etti. Dünyanın hiçbir demokrasisinde ve ana akım medyasında terör örgütünün propagandası yapılmaz. Buna kimse izin vermez. (...)Payzın şu anda medeni bir ölüdür” diyor. 
İyi, hoş, Payzın’ın Kürtçülere zaafı izleyen çoğu insanı çileden çıkarıyor sahiden de ama bu eleştirileri  yapan “akiller” in köşe komşusu olunca ciddiyeti kalmıyor. 
Ele verir talkımı, kendi PKK’yı meşrulaştırmaya çalışan akillerle bir olur yutar cukkayı!

Kod adı: Darbe

7 Haziran seçimlerinden sonra yaşanan gelişmeler de gösteriyor ki, sandıktan ne çıkarsa çıksın, AKP demokratik yollarla asla iktidarı bırakma gibi bir düşünceyi taşımıyor.  
Nuh Gönültaş / Bugün

 

Sözcü yazarı “eli sopalı Öcalan” formülüne isyan etti
Kusasım geliyor!

(...) Dolmabahçe Masası’nın önde geleni Yalçın Akdoğan, “Öcalan, bunları sopayla kovalar...” dedi.
Ne demek istedi?
Apo dışarıda olsa.
Eline bir sopa alır.
Demirtaş’ı döver.
Gider Kandil’e!
Karayılan’ı da sopalar.
Bayık’ın da kemiğini kırar.
Demek ki, yeni açılım bu: Kurtar bizi Öcalan. 
(...) Hazırlıklı olun.
Bundan sonra her gün birkaç kez iktidar sözcüleri, “Demirtaş’a yüklen... Apo’yu yağla...” konuşmaları yapacaktır.
(...) Sizi bilmem.
Benim kusasım geliyor.
Bebek katili deniyordu.
Şimdi kurtarıcı yapılıyor.
Bir “acze düşme” ifadesi.
Öcalan’dan kendi elinle büyüttüğü HDP’yi, Kandil’i, PKK’yı öldürmesini bekliyorlar.
Apo, bile bunu yemez.
Eline sopa ver.
Önce sana vurur.
Necati Doğru / Sözcü