MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
Ya demokrasi, ya Tayyip

İkisi bir arada olmuyor...

Ateşle su gibi...

Karanlıkla ışık gibi...

Dondurmayla turşu gibi...

Birisi varsa öbürü olmaz...

*

Manevi dünyasında demokrasi yok...

(...) Yetiştiği ortam Kasımpaşa ise demokrasinin beşiği zaten...

Tokadı kuvvetli olanın “abi”  olduğu semtin namı böyle...

Ne kaldı?..

Özel yetenekler...

Ne yüce bir dinin imamlığında, ne Kasımpaşa’nın kabadayılığında asla olmayan; kin, nefret, intikam...

*

Tam 47 tane hukuk cübbesi giydirdiler, zırnık hukuk kapmadı nitekim, demokrasinin vazgeçilmezidir...

*

Türkiye işte bunları anlamalı artık...

Bu ülkenin biraz aklı olan tüm bireyleri bunu görmeli ve toplumun savunma güdüsü harekete geçmeli...

Demokrasi ile Tayyip Erdoğan bir arada olmaz...

Olamaz...

(...) Demokrasi isteyenler onu oradan indirdikleri gün demokrasi gelecek...

Başka türlü gelmez...

Gelemez...

Aydınlıkla karanlık gibi...

Bekir Coşkun / Sözcü

 

*

 

CHP kiminle masaya oturduğunun farkında mı!

CHP, AKP ile  koalisyon yapmaya çalışıyor. AKP’nin yaptıklarına bir göz atalım. Bir yanda hükümet kurmak için CHP ile pazarlık yapıyormuş gibi görünüyor, öte yanda  “yüzde 60’lık bloku parçaladık, seçime hazır olun”  diye örgütüne talimat gönderiyor.

Sözcüleri çözüm sürecinin artık devam etmesinin mümkün olmadığını ileri sürüyor, daha da ileri gidip Dolmabahçe’de vardıkları 10 maddelik mutabakatı inkar ediyor.

Teröre yıllardır ses çıkarmıyor, erken seçim ihtimali baş gösterince IŞİD’le mücadele adı altında PKK’yı bombalıyor. PKK da kalleşçe baskın yapıp, masum yurttaşlarımızı, askerlerimizi, polislerimizi şehit ediyor, insanlarımızı kaçırıyor.

İktidar, teröristler cana kast etmeden, gerekli istihbaratı ve önlemleri alamadığı gibi, zeytinyağı gibi üste çıkmaya çabalıyor.

Analar ağlamayacak diye çözümü başlatanlar utanmadan, son günlerde cenaze törenlerine katılıp, anaların ağlamasına çocukların ve eşlerin feryadına tanıklık ediyor.

(...) Ancak, CHP hâlâ masadan kalkan taraf olmayacağını tekrar edip duruyor. Ve izlediği politikalarla ülkeyi bir felakete, kargaşaya sürüklediğini iddia ettiği AKP ile koalisyon kurmaya çabalıyor.

İş işten geçmeden CHP, AKP’nin oyununu bozmalı?

Nahit Duru / Yurt

 

*

 

Kurbağalıdere rant kokuyor

İlk gördüğüm o olduğundan olsa gerek, dere deyince aklıma ilk Kurbağalıdere gelir.

En eski çocukluk yıllarımda, derenin denize yakın yerinden karşıdan karşıya sandalla yüz paraya geçildiğini anımsıyorum.

(...) Anılarımın deresi şimdi leş gibi kokuyor. Derenin çevresine yaklaşır yaklaşmaz, içini bulandıran burnunun direğini kıran koku, yağma-talan-avanta düzeninin, tıpkı kazurata benzeyen rant kokusudur.

(...) Yağma-talan düzeninin,  “gör beni göreyim seni, sev beni seveyim seni” belediyecilik anlayışı üç yıldır, boyu kokusundan küçük Kurbağalıdere’nin ıslahını bir türlü yapamıyor, daha doğrusu yapmıyor.

Kadıköylülerden yeterince oy alamayan Büyükşehir Belediyesi de projeyi savsaklayarak, aksatarak, kokuyu sürdürüp intikam alıyor.

Bir de kokuya çare bulmuş! Pisliğin, yani Kurbağalıdere’nin üstünü kapatacak.

Gördüğün gibi Sevgili, yağma, talan toplumunda dereler b.k batağına dönüşür, ıslah ise pisliği halı altına süpürmek gibi, b.k akağının üstünü örtmek olarak anlaşılır.

Ali Sirmen / Cumhuriyet

 

*

 

Kimimiz öldük; kimimiz nutuk söyledik

“Evlatlarımızı feda etmeye hazırız”  demiş mesela Başbakan Davutoğlu...

Ben de kendisine 90’lı yıllarda böyle durumlarda kafamızı önümüze eğerek sıkça tekrarladığımız o Orhan Veli şiirini okumak isterim:

 “Neler yapmadık şu vatan için!

Kimimiz öldük;

Kimimiz nutuk söyledik.”

Kanat Atkaya / Hürriyet

 

*

 

Kader...

Ne seçim sonuçlarını onlar tayin etti...

Ne AKP nin tek başına iktidarına onlar mani oldu.

Ne çözüm sürecini onlar başlatmıştı.

Ne çözüm sürecini onlar bitirdi.

(...) Vatan için öldüler dersek yanlış olur

Siyasi hesaplar, hesapçıklar için öldüler.

Geride yetim yavrular, dul kadınlar, gözü yaşlı analar bıraktılar.

Böylesi pisi pisine ölüm, görülmemiştir.

Melih Aşık / Milliyet

 

*

 

Söylem başka eylem başka

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli önceki gün gazetecilerle yaptığı sohbette özetle dedi ki:

*  “AKP 7 Haziran’da çok oy alsaydı bugünkü tavrı takınmaz, çözüm sürecini bitirmezdi.

* Erdoğan, Başkanlık Sistemi engellendiği için kızgın.

* MHP olarak biz AKP’nin azınlık hükümetine destek olmayız.

* Bugünkü kanlı ortamın sorumlusu AKP’dir. Terörle mücadele edilmesi gerekirken müzakere edilmesi Türkiye’yi bu noktaya getirdi.”

Devlet Bahçeli bunları söylerken, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da, Tayyip Erdoğan’a sert tepki göstererek  “Cumhurbaşkanı’nın Çin gezisinde, Doğu Türkistan’da yapılan zulümleri görmezden gelip, Çin’in yaptığı zulmü haklı gösterecek bir tavır takınması Türkiye’ye hiç yakışmamıştır” dedi.

Devlet Bahçeli’nin ve Oktay Vural’ın sözleri iyi güzel de... Ben artık, onlar ne derse desin, inanmıyorum.

Çünkü söylemleri başka, eylemleri başka! 

AKP’yi her zaman zehir zemberek sözlerle eleştiriyorlar, fakat en güç zamanlarda destek olarak herkesi şaşırtıyorlar! Bugün bir oylama olsa eminim ki, yine AKP’den yana tavır takınırlar!

Rahmi Turan / Sözcü

 

*

 

Tımar değil kumar

...Her şey yarım saat içinde olup bitince anlatmak zaten zor, anlamak daha da zor!

Bir de baktık ki PKK, çözüm sürecini silahlanmak, güçlenmek için kullanmış. Eh, hükümet de nerede ne yaptıklarını biliyormuş ki, TSK bombalıyor da bombalıyor.

Ama bu kadar kısa zamanda çözümden savaşa dönüşü, doğrusu bünye kaldırmıyor.

Akla ister istemez komplo teorileri; Cumhurbaşkanı’nın  “Mutlak Muktedir”  başkan olmak, AKP’nin de erken seçimde oylarını yükseltmek için kanlı bir kumar oynadığı olasılığı geliyor...

Demek ki Adana’da tutuklanan kumarcılar, ülkede olup biteni tüm siyasal allameden önce ve damardan çözmüş: Kumarhanenin kapısına  “Geleceğin Türkiye Partisi” tabelası asmışlar. Geçen hafta polis basınca da “Erken seçim çalışması yapıyoruz!” demişlerdi.

Adanalı kumarbazlar, Türkiye’nin tımarda değil, kumarda kaybedileceğini çoktan anlamışlar!

Mine Kırıkkanat / Cumhuriyet

 

*