MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
Gazeteci kılıklı tetikçiler yine sahnede

"Cumhurbaş-kanı" soruşturmasında ifade veren Tezkan'dan "ihbar niyetine":

Gazeteci kılıklı tetikçiler yine sahnede

Dün savcının karşısın- daydım; ifade verdim..

İfade vermemin nedeni Cumhurbaş-kanı'na hakaret ettiğime dair şikâyet..

(...) Mesele şu.. MHP lideri Bahçeli'yi konu alan 9 Ağustos tarihli yazımda şöyle demişim..

'İktidardaki geçici parti bir an önce seçim istiyor..

Niye istiyor?

Cumhurbaşkanı istediği için istiyor..'

Yazılım programındaki tireleme hatası nedeniyle Cumhurbaşkanı kelimesi Cumhurbaş-kanı olarak çıkmış..

(...)İftira kampanyasının düğmesine bastılar..

Meseleyi o hale getirdiler ki Milliyet kurumsal olarak açıklama yapmak zorunda daldı..

(...) Mesele bu kadar açık ve netse o zaman neden soruşturma açıldı diyeceksiniz?

Şikâyet nedeniyle..

(...) Gazeteci kıyafetli, yazar kılıklı birtakım insanlar türedi.. Sabah kalkıyorlar kime hakaret etsek, kimi aşağılasak, kime itibarsızlaştırma kampanyası düzenlesek diye öküzün altında buzağı arıyorlar..

 (...) Bu işleri kim yapıyor?

(...) -Poyrazköy davasının tetikçileri onlardı..

-Amirallere suikast soruşturmasında başroldeydiler..

-Türkan Saylan'a söylemediklerini bırakmayanlardı..

-Eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ için itibarsızlaştırma kampanyası düzenleyenlerdi..

-Ergenekon davasında savcıların önüne geçmişlerdi..

-Aydınlara, yazarlara, rektörlere hakaret yağdırmışlardı..

-OdaTV davası onların eseriydi.. Soner, Ahmet, Nedim, Yurdakul, Müyesser, Barış'lar ve diğer arkadaşlar onlar yüzünden hapis yatmıştı..

(...) Onlar yine sahnede.. Sokacak adam arıyorlar..

Mehmet Tezkan / Milliyet

 

*

 

Nereye gidiyorsun?

Tarih: 10 Ağustos 2009.

Zaman gazetesindeki yazısının başlığı şuydu: "Tasfiye edilecek gazete(ci)ler listesi."

Şöyle yazdı: "Evet, aynen öyle! Başlıkta sehven yazılmış bir şey yok. Yakın bir gelecekte bazı gazeteler ve gazeteciler tasfiye olacak. Daha doğrusu, mesleği çağdışı metotlarla devam ettirmeye çalışan bir zihniyet topyekûn çökecek; bazılarının bugünkü şaşaalı tahtlarından eser kalmayacak...." Bu satırların yazarı Ekrem Dumanlı, Zaman genel yayın yönetmenliğinden önceki gün ayrılmak zorunda

Soner Yalçın / Sözcü

 

 

*

 

Türkiye'yi NATO'ya yem ediyorlar

Rusya'nın IŞİD'e karşı savaşının ilk günlerinde Türk ve Rus uçakları iki kez karşı karşıya geldi.  (...) Türkiye ve Batı, Rus uçaklarının IŞİD'le birlikte Ahrar Eş Şam, Fetih Ordusu gibi grupları da bombalıyor olmasından şikâyetçi. Ankara'ya göre o örgütler doğrudan Esad'a karşı savaşıyor. Rusya ise bu örgütlerin Suriye'de kendi varlığını da tehdit ettiği iddiasında. Bu arada Rus uçakları sınırımızda dolaşırken bizim angajman kurallarının ne olduğu merak ediliyordu.

Emekli General Nejat Eslen dün dedi ki:

"Rus savaş uçakları devreye girdikten sonra angajman kuralları fiilen sona erdi. (...) Rus uçakları Türkiye'nin desteklediği muhalifleri bombalıyor. Yani Türkiye'nin Suriye politikası da bombalanıyor..."

(...) Her an sıcak çatışma çıkabilir. ABD ve NATO da Rusya'yla çatışmamızdan mutluluk duyabilir. Her zamankinden daha dikkatli bir diplomasiye ihtiyacımız var.

Melih Aşık Milliyet

 

*

 

TRT Müzik'teki "Gülmek Serbest" adlı programda eski TRT yayınlarıyla alay edilip gırgır geçiliyor.

TRT'nin bugünkü borazanlaşmış hali daha mı az komik?

Akif Kökçe / Milliyet (Açık Pencere)

 

*

 

 

 

 

*

 

Siz hâlâ "saldırgan kim" mi diyorsunuz?

90 günde 575 azmettirme

... Sadece 1 Temmuz ile 1 Ekim 2015 günleri arasında, o malum medyada bizler için kaç hakaret, iftira, hedef gösterme manşeti atılmış, yazısı yazılmış ona baktım.

... 90 gün içinde bizim için 575 manşet, haber ve yazı yayınlamışlar. Neredeyse gün başına 7 iftira, hakaret, şantaj, sindirme, hedef gösterme manşeti, haberi veya yazısı... Üstelik bunlar sadece gazetelerde yer alanlar. Televizyonlarda, internet sitelerinde ve trol hesaplarından yapılanları da eklerseniz önünüze Türkiye tarihinin en örgütlü psikolojik terör saldırısı çıkar. Nazi Almanyası'nda bile görülmemiştir böyle bir trol terörü...

Hâlâ soruyor musunuz Hürriyet'e kim saldırdı, Ahmet Hakan'ı kim darp etti diye (...) Faili belli, azmettireni belli, arkasındaki besbelli bir kan kırmızısı pazartesi...

Ertuğrul Özkök / Hürriyet

 

 

*

 

Olağan bir İçişleri Bakanı'nın kendisine bu raporu sunanlara diyeceği tek şey var:

Elleriniz armut mu topluyordu

İçişleri Bakanlığı'na sunulan bir "risk raporuna" göre 20 il, 69 ilçe, 300 köy ve mahallede, seçim güvenliği ile ilgili riskler mevcutmuş. (...) bu ilçelerde bombalarla tuzaklanmış mahalleler varmış. Bu rapor, İçişleri Bakanı'nın da katıldığı bölgesel toplantılarda tartışılmış.

(...) Acaba İçişleri Bakanı, kendisine bu raporu sunanlara ne dedi? (...) herhalde kendisine bu raporu sunan İçişleri Bakanlığı ya da Emniyet yetkililerine şunu sormuş olmalı:

"Kardeşim, bugüne kadar eliniz armut mu topluyordu, bu ne rezalet? Devlet ülkenin önemli bölümüne hâkim olamıyor, mahallelere giremiyor. Durum bu hale gelene kadar ne yapıyordunuz siz?"...

Mehmet Y. Yılmaz / Hürriyet

 

*

 

2-128.jpg

Ercan Akyol / Milliyet