Bülent Arınç (...) Canı yanmış, içlenmiş, gadre uğramış insanlar gibi soluksuz konuşuyordu...
(...) "...patronları, genel yayın yönetmenleri bir yerden aldıkları talimatla Bülent Arınç'a ambargo uyguluyorlar. Hatta Bülent Arınç iyi adamdır, Abdullah Gül de iyi şeyler yapmıştı diyenler programdan çıkarılıyor. Eğer kayda alınmışsa o kayıtlar siliniyor ve başka türlü yayınlanıyor. Bu kadar yeter..."
Ama yetmiyor, o kadar dolmuş ki...
"Kendi sorumlu olduğum TRT'nin, Anadolu Ajansı'nın Bülent Arınç'a ambargo uygulaması Türkiye'de, yani benim içimde (için de?) bir hicrandır..."
(...) Bülent Arınç sıradan bir politikacı değil.(...) "Yeni Türkiye" burası işte, böyle bir yer... "Abilerin bile" konuşmasının istenmediği... Çekilen "had çizgisini" aşmaları tehlikesine karşı ekranlardan sürgün edildiği... İrili ufaklı troller tarafından itibar suikastına kurban gittiği, haysiyetinin pusuya düşürüldüğü... İkbal çukuruna düşmüş zavallı yanaşmaların kendileri gibi olmayanlara o çukurdan "Alçak!" diye bağırdığı bir garip memleket...
(...) "Hicran" içinde izlediği bu vaziyette, bu iklimde hiç payı yok mu peki Arınç'ın?
Kanat Atkaya / Hürriyet
*
Allah söyletiyor!
(...) Bu hengâme içinde Başbakan Davutoğlu:
"Biz zalimlerin yanındayız!" demez mi?
Anladık tabii... Aslında "Mazlumların yanındayız" demek istiyordu.
(...) canlı bomba saldırısından sonra da "Anket yaptırdık, oylarımız arttı!" demişti... (...) "AKP kaybederse, beyaz Toroslar gelir!" diyerek seçmeni tehdit etmesi de büyük gaflardan biriydi.(...) Dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın "Oslo'da anlaşmıştık, PKK bozdu!" demesinden sonra Başbakan Davutoğlu:
"Biz Oslo'da görüşmedik demiyoruz" diye itiraf etti...
Rahmi Turan / Sözcü
*
AKP dayatması ters tepiyor
(...) AKP, Türkiye'de artık üçüncü aşamaya geçmiş ve anayasayı da yasaları da umursamayan bir biçimde kendi iktidarını zorla dayatmaya başlamıştır!
Seçmen bu sürece ve AKP'ye 7 Haziran seçimlerinde "Dur" dedi... Ama AKP iktidarı, seçmenin bu tercihine karşılık "Durmak yok, yola devam" anlayışıyla iktidarını pervasızca sürdürüyor... Böylece farkında olmadan, diyalektik bir biçimde, seçmeni daha da yabancılaştırıyor, bilinçlendiriyor; muhalefeti daha da yaygınlaştırıyor ve güçlendiriyor!..
Emre Kongar / Cumhuriyet
*
İnsan bu kadar mı güzel anlatır kendini(!)
Bu ülkenin 'kâğıt üzerinde aydınları' arasında prensipsizlik bir resmi ideoloji adeta. (...) ilkesel duruş yok. Entelektüel tutarlılık yok. Felsefi omurga zaten hiç yok! Düşünün, bir yazar senelerdir savunduklarına tamamen aykırı bir işe imza atıyor, sonra da imzaladığı bu tuhaflığı eleştirenlere pişkince hakaretler yağdırıyor...
Nagehan Alçı / Milliyet
*
Latif Demirci
