MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
Madem Ağrı Valisi doğru söylüyordu; Savcı Bey niye "ihbar" kabul edip de soruşturma başlatmadı?

 

Hakaret davası açılan gazeteci sordu

Madem Ağrı Valisi doğru söylüyordu; Savcı Bey niye "ihbar" kabul edip de soruşturma başlatmadı?

Ağrı Valisi Musa Işın'ın, Ağrılı meslektaşlarımıza geçtiğimiz ağustos ayında söylediği şu sözleri tekrar hatırlayalım:

"Bir ilçemizde kadınlar gece vakti toplantı var diyerek evlerinden alınıyor, kocaları karşı çıkınca da ölümle tehdit ediyorlar. Bir ilimizde 40'a yakın genç kız dağa kaçırılarak iğfal ediliyor ve siz bu halde ailelerinize dönemezsiniz diyerek orada zorla tutuluyorlar."

Bu sözleri gazetelerde yayınlandıktan sonra, 24 Ağustos 2015 tarihinde, Vali Bey'e bazı sorular sormuştum. Onları da hatırlayalım:

 Kocalarının elinden eşlerinin alınıp götürüldüğü ilçe hangisi?.. Hangi ilimizden 40'a yakın genç kızı dağa kaldırıp tecavüz ettiler?..

Vali Bey bunlara cevap vermedi. Cevap verseydi, ben de bu köşede yayınlayacaktım ve herkes öğrenecekti.

O yazımda siyasal İslam'ın yalanı bir silah olarak kullandığına dikkat çekmiştim. "Kabataş'ta türbanlı kadının üzerine işeyen, üstleri çıplak, başları bandanalı, 70 kişilik güruh" yalanı gibi! Çünkü bu arkadaşların ilginç bir cinsel fantezi dünyası var, böyle halüsinasyonlar da görebiliyorlar.

 (...) Vali bu sorulara yanıt veremeyince ne yaptı? Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikâyette bulundu, "Bana yalancı dedi, hakaret etti" diyerekten! Savcı da Vali Bey'i kırmadı, davayı açtı, "kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret etmişim" diye beni hapse tıkmak ve seçme, seçilme, siyaset yapma haklarımdan mahrum etmek istiyor!

(...) Savcı'ya sormak isterim:

Güneydoğu ve Doğu Anadolu'daki milyonlarca kadının ve erkeğin şeref ve haysiyetini korumaktan kim sorumlu? Vali bu açıklamayı sizin yetki bölgenizde yaptı. Bunu neden ihbar kabul edip soruşturma açmadınız?

Mehmet Y. Yılmaz / Hürriyet

 

*

 

Bahçeli'nin görmediği bir gerçek var!

"1 Kasım'ın en büyük kaybedeni kim?" sorusunun aklı başında herkesin üzerinde mutabık olduğu tek cevabı var: MHP.

*

Aslına bakarsanız; liderin partiden daha ön plana çıktığı, genel başkanın açıklamalarının partinin programından daha çok ses getirdiği bir mecrada kaybeden MHP'den çok Genel Başkan Devlet Bahçeli'dir.

*

Sonuçta 1 Kasım'da MHP her dört seçmeninden birinin oyunu kaybetti. Sürpriz miydi? Asla. MHP'nin oy kaybedeceği herkesin malumuydu...

*

Peki, ne olacak? Bahçeli geçen hafta Meclis'teki ilk grup konuşmasını yaptı. Dinlediniz mi? Anlaşılan o ki Devlet Bey, 1 Kasım'da hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edebileceğini düşünüyor. Yine...

Yanılıyor. Bahçeli son derece saygı duyduğum, değerli bir liderdir. Ancak MHP Genel Başkanı olarak misyonunu tamamlamıştır. Genel başkanlık koltuğunda oturmakta ısrar ederse kendisine daha çok da partisi MHP'ye zarar verir. Kaldı ki böyle demokrasi olmaz. Bahçeli, devam edecekse bile buna kendisi değil parti kongresi karar vermeli.

*

Tuğrul Türkeş ayrıldı, hain ilan ettiler. Sinan Oğan'ı kovmaya çalıştılar, geri döndü. Şimdi genel başkan adayı. Alparslan Türkeş'in kızı Sinan Oğan'a destek için yanındaydı. Bahçeli, partinin en sevilen simalarından biri olan Meral Akşener'i milletvekili adayı bile göstermedi. Bugün yarın Akşener de genel başkanlık yarışında "Varım" diyecek...

Bahçeli bu talebi görmezden gelemez, gelmemeli... MHP bir kez daha Bahçeli'nin liderliğinde seçime girerse bırak barajı aşmayı tarihinin en büyük hezimetlerinden birini yaşar. Benden söylemesi.

 

Tolga Candaş Işık / Posta

 

*

 

Suriye parası kafa karıştırdı

Türkiye'de iki milyon Suriyeli var ama kamplarda kalan 280 bin kişi..

Gerisi sokaklarda.. Kimi cepten yiyor, kimi iş bulmuş çalışıyor, kimi Avrupa'daki yakınından para bekliyor, kimi dileniyor..

Devlet yardım ediyor mu?

Bilmiyoruz.. Ama kamplardaki mülteciler için harcanan parayı biliyoruz.. Çünkü Cumhurbaşkanı yeri geldiğinde açıklıyor..

Mayıs ayındaki konuşmasında; 5.5 milyar dolar harcandığını söylemişti.

Ekim ayında bu rakam 7.5 milyar dolara çıktı..

Geçen hafta sadece kampta kalanlar için 8.5 milyar dolar harcandığını söyledi..

Mayıstan kasıma 3 milyar dolar harcamışız; 6 ayda.. Mülteci sayısı aynı, nasıl olmuş?

Bu hesaba göre kampta kalan Suriyelilere yılda 6 milyar dolar harcıyoruz!..

Kampta kalanların sayısı değişmediğine göre; dört yılda 24 milyar dolar harcamamız gerekir..

Son altı ayda 3 milyar dolar harcamışsak..

4 yılda 5.5 milyar dolar harcamamızın izahı ne?..

Son altı ayda havyarla mı beslemeye başladık!..

Rakamlar tutmuyor..

Mehmet Tezkan / Milliyet

 

*

 

Türkmenler yardım bekliyor

Büyük güçler arasında patlayan üçüncü dünya savaşının uzantısı olarak Rusya, Orta Doğu'daki enerji kaynaklarından uzak kalmamak için Suriye'ye girdi. IŞİD'i kovalarken Bayır-Bucak Türkmenlerine de ölüm yağdırıyor. Türkmenlerin elindeki Kızıldağ, arkasında Rus desteği olan Esad ordusunun eline geçti. Türkiye, Türkmenlerin yardımına koşamıyor. Türkiye bölgesel güçtü. Bizi yönetenler, bize öyle söylüyorlar. Küresel güç Rusya açısından Türkiye diye bir bölgesel güç yok. Türkmenler yardım bekliyor.

Necati Doğru Sözcü

 

*

 

 

 

*

 

Yasaklar ülkesi

"Basın hürdür, sansür edilemez."

Bu ifade doğrudur.

Anayasanın 28'inci maddesi diyor bunu... Evet, diyor da, gelin siz bir de bize sorun... Basın hür müdür, değil midir?

(...) Cumhurbaşkanı, kendisine yöneltilen eleştirilere tahammül edemiyor, dava üstüne dava açıyor.

Yalnız gazetecilere, yazar ve çizerlere değil, herkese...

Birçok vatandaş hapiste ve yüzlerce dava devam ediyor!

(...) Bin bir hata yapsalar da, beyefendileri eleştirmek yok!

Kendimizi tüm dünyaya güldürüyoruz!

Rahmi Turan / Sözcü        

 

*

 

Yalan dünyanın yalan işlerinden çok daha öncelikli bir meselemiz var:

İnsanlığın sonu!

... Dünya yönetilebilir olmaktan çıktı. Yaşanır olmaktan da pek yakında çıkacak. Özellikle "küresel köy"e dönüştükten sonra, dünyada her şey iç içe, birbirini daha çok etkileyen, "anca bir kanca bir" özelliğe kavuştu. Ekonomik sistem olarak, bütünlüğün dışında kalabilecek ve tek başına yaşayabilecek bir ülke kalmadı gibi.

Şimdi tek tek ve kısa kısa bakalım:

1. Terör durdurulamaz bir şekilde yayılıyor. (...) Bir süredir Orta Doğu'da yaşanan ve yüz binlerce kişinin öldürüldüğü dehşet, bir kâbus olarak Avrupa'ya çöktü.

2. Ekonomik kriz: 2007'den itibaren neredeyse 10 yıldır kapitalist emperyalist sistem krizle boğuşuyor. Tam "heyula geri dönüyor" derken bir başka yerden patlak veriyor. (...) Bu bağlamda dünyada işsizliğin artması kaçınılmazdır. (...) Bu yaratıcı yıkım, dünyayı hâlâ yöneten savaş-petrol-sanayi -eski- kompleksinin iktidarının çökmesi ve yerini bilgi toplumunun yeni sahiplerinin, yeni sermaye ve üreticilerinin iktidarının alması biçiminde gerçekleşebilir.

3. İklimsel gelişmeler insanlığı ve sistemi erkenden çökertebilir. Bilim insanları arasında insanlığın 100 yıl ömrü kaldı diyenler çıkmaya başladı. Dünya iklimini altüst etmeye başlayan gelişmelerin kümülatif birikimleri, kestirilemeyen beklenmedik iklim çökmelerine neden olabilir.  Bu durumda büyük besin açlıkları ortaya çıkar. İç savaşlar, ülkeler arası savaşlar ve eskisi gibi "kavimlerin büyük göçleri"ne şahit olabiliriz. Bu göçler şimdi savaş bölgelerinden merkeze kaçış şeklinde oluyor. Bu iklim çökmelerinde daha kapsamlı ve dalgalar halinde gelişebilir.

Böyle bir durum, yöresel büyük savaş ve kıyımları tetikleyecektir.

Bu sistemin öncülüğünü yapan kapitalist-emperyalist blok, çaresiz ve her yönden iflası yaşıyor. En son geldiği nokta, aman bize bulaşmasın, aman biz felaketlerin nasıl dışında kalırız, yanılsamasıdır. Kalamazsınız...

Orhan Bursalı / Cumhuriyet

 

*

 

Ölme eşeğim ölme

Yandaş medya "müjde üzerine müjde" veren haberler ile okurlarının gözünü boyamayı sürdürüyor (...) sanırsınız doğal gaz fiyatındaki indirim kapının eşiğinde! Haberi fiyatlar bugün-yarın yani hemen indirilecekmiş gibi sunuyorlar!

(...)  Haberi okuyunca öğreniyoruz ki öyle hemen yani bugün-yarın bir indirim söz konusu değil! Türkiye İran ve Rusya ile doğal gaz fiyatında anlaşamamış!

İşi tahkime götürmüş!

Tahkimden şayet lehimize bir karar çıkacak olursa ithal ettiğimiz doğal gazın fiyatı düşecekmiş!

Bu indirim de vatandaşa yansıtılabilirmiş! Enerji Bakanı böyle demişmiş!

Yani ölme eşeğim ölme!

Yandaş medya bu kadar uzun vadeli bir projeyi hemen yani bugün-yarın uygulanacak bir şeymiş gibi takdim etmekte hiç sakınca görmüyor!..

Zeki Ceyhan / Milli Gazete

 

 

*

 

Yeni Şafak kaş yapayım derken göz çıkardı

AKP yandaşı Yeni Şafak, iktidarın Gülen cemaatiyle mücadelesini desteklemek için yaptığı haberde, "paralel yapı"nın nasıl gizli gizli örgütlendiğini ispata çalışırken eline yüzüne bulaştırdı ve yeni kurulacak AKP hükümetinde Gülen bağlantılı bir masonun yer almasının muhtemel olduğunu yazdı!

Gazetenin "Kasım Gülek arşivinden çıktığını iddia ettiği Türkiyeli Meşhur Masonlar listesi"ni kaynak göstererek yaptığı habere göre AKP listedekilerden birini bakan yapabilir!

 

*

 

1-239.jpg

Ergin Asyalı / Sözcü