MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
Halkın yarısı da bir gün uyanır

 

Gazete olmaktan çıkarsın. Yazar olmaktan da çıkarsın. Başbakan ne konuşuyorsa sen de onun ağzıyla yazarsın. Bakanları, iktidar partisi önde gelenlerini, iktidar zenginlerini halka şirin, temiz, rüşvet yemez, devleti soymaz, dini bütün göstermek için takla üstüne takla atarsın. İktidarın görüşlerini kendi görüşünmüş gibi dile getirirsin. Bu haysiyetsiz, şerefsiz, vicdansız çok basit, ilkel gazetecilik ve yazarlıktır. Bu yolu tutarsan iktidar organı yazar ve iktidar organı gazete olursun.

Gazete organ olunca!

Havuza alıyorlar.

Paraya boğuyorlar.

Yazar organ olunca!

Havuzdan besliyorlar.

(...) Bir de tersi var.

Gazete olmaya devam edersin. Yazar olmayı her şart altında sürdürürsün...

Bu şerefli bir yol.

Haysiyetli çizgidir.

Bu çizgiyi tuttursan.

"İktidar organı" olmazsın.

"Dördüncü güç" olursun.

İşte gazete odur.

Yazar da gerçeğin sesidir.

İktidara organ olmayı elinin tersiyle itip, şereflice "dördüncü güç" olmaya çalışanların gazetelerine saldırırlar. Sahiplerini korkuturlar. Yazarlarını hapse koyarlar. Cumhuriyet Gazetesi'nin iki yazarı; Erdem Gül ile Can Dündar'ı (kendisi Atatürk'ün içki içmesiyle alay eden, öküz sürüsünü düşman kuvveti zannedip çarşaf giyerek kaçan korkak biri diye gösteren film yapıp para kazanan fırsatçının biridir) önceki gece yarısı hapse koydular.

(...) Halkın yarısı da bir gün uyanır.

Dördüncü gücün kıymetini anlar.

Necati Doğru / Sözcü

 

 

*

 

Siyasi bir karar

Can Dündar uzun yıllar sütun komşuluğu yaptığımız bir meslektaşımız... Körfez savaşı sırasında birlikte yoğun biçimde savaş karşıtı yazılar yazmıştık. Daha sonra yaptığı Atatürk  belgeseli çok kötüydü, bütün yurttan doğal bir tepki aldı. Cumhuriyet gazetesine genel yayın müdürü olduktan sonra izlediği politikayı da hiç tutarlı bulmadık. Cumhuriyet değerlerini savunan yazarları arka plana çekmesini, yetmez ama evetçileri ön plana çıkarmasını eleştirdik. Can'ın daha pek çok eleştirilecek yanları olabilir. Ancak MİT TIR'ları haberinden Ankara  Temsilcisi Erdem Gül'le birlikte tutuklanması onlarla ilgili olmadığı gibi bu sonucu haklı gösterecek hiçbir şey yok... (...) Mahkemeden siyasi bir karar çıktı... Gazetecilik ağır bir darbe aldı... Geleceğin sayfalarına kaygılı notlar düşüldü.

Melih Aşık / Milliyet

 

 

*

 

"Yetmez ama evet" yargısının kurbanları

(...) Laik ve demokratik bir hukuk devletinde, medyanın, ifade özgürlüğünün ve her türlü muhalefetin esas güvencesi, tarafsız ve bağımsız yargıdır!

(...) Ne yazık ki, ülkemizde, 2010 referandumu ile başlatılan süreçte, yargının bağımsızlık ve tarafsızlığı göz göre göre yok edilmiştir.

(...) Yayımlanan bir haber yüzünden, terör örgütü propagandası yapmakla ve casuslukla suçlanan Can Dündar ve Erdem Gül, aslında yargı kurbanıdırlar...

Çünkü söz konusu haber, daha önce başka bir gazetede yayımlanmış olan, sosyal medyada defalarca paylaşılan, politikacıların üzerinde yemin billah ederek yorumlar yaptığı, yani "aleniyet kazanmış" bir haberdir.

(...) Bırakınız "Hukuk Devletini", sadece yürürlükteki yasaların geçerli olduğu "Kanun devletinde" bile tutuklanmalarına gerek yoktur!

Emre Kongar / Cumhuriyet

 

 

*

 

Kimini tutukladı, kimini tahliye etti, kimi hakkında "yakalama" kararı çıkardı

Tek kişilik medya mahkemesi gibi!

En baştan söyleyeyim ki, Can Dündar'ın tutuklanması tamamen haklıdır ve evrensel standartlara uygundur...

Öte yandan Can Dündar'ın tutuklanması ne kadar doğruysa bence Erdem Gül'ün tutuklanması da o kadar yanlıştır. Gül'ün tahliye edilmesi ve gözü yaşlı eşi Aslı Işık hanıma kavuşması gerektiği kanaatindeyim...

... ABD'yi yeniden keşfetmenin alemi yok. Assange ve Dündar gibi ihanet konusunda sembol isimler tutuklanmalıdır. Ekrem Dumanlı gibi azılı çetecileri zaten saymıyorum. Onların çeteci Ali Fuat Yılmazer'den hiç farkı yok. Onlar zaten yakalanıp tutuklanmalı ama Erdem Gül gibi isimlerin tutuklanması olayı sulandırır. Peki Nazlı Ilıcak ve Ahmet Hakan gibi sırf Tayyip Erdoğan düşmanlığından FETÖ işbirlikçiliği yapmış tipler ne olacak? Batı standartlarında onların hakkı medeni ölümdür. Marjinal kuytu köşelerde sürünmektir. Ilıcak göbek attığı program hariç şu an zaten medeni ölüdür. Ahmet Hakan'ın aynı hale düşeceğini zaman içinde göreceğiz...

Cem Küçük / Star