Pazar günü "Devlet Bahçeli'nin bilinmeyen yönleri" başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu yazıya MHP'lilerden olağanüstü bir ilgi ve de tepki geldi.
Bir kısım aklı başında MHP'li "Güzel bir yazı. Sayın Bahçeli'nin uzun yıllardır Meclis'ten maaşlarını almadığını ve bu paraları her maaş gününde hayır kurumlarına yolladığını biz de sizden öğrendik. Bu onun ne kadar hayırsever bir insan olduğunu gösteriyor" derken, bir grup fanatik MHP'li de:
"Vay efendim, bu nedir böyle? Bahçeli el yıkama rekortmeni, TV'de evlilik programlarını izliyor, gezilerinde uçağa binmiyor' demek ne demek? Sen ahlaksızsın, sen şusun, sen busun" gibi ipe sapa gelmez, kendilerine yakışan saldırılarda bulunuyor.
Birileri bardağın dolu tarafını, diğerleri de bardağın boş tarafını görüyor!
... Hele MHP'nin sözcüsü gibi bir gazete var.
... İşte o gazete (salı günkü nüshasında) beni hedef göstererek "Bu edepsiz kaleme sessiz kalma ülkücü!" diye sürmanşet attı. Açıkça hedef gösterdi!
Bunların demokrasi anlayışı (!) bu işte... Akılları sıra beni korkutacaklar!
Mahkemede hesaplaşacağız!
Rahmi Turan / Sözcü
*
Ne kadar inkar edersen et...
Geçmişini silemezsin Mehmet Altan
Ayşenur Arslan'ın Halk TV'de önceki sabah konuğu Prof. Mehmet Altan idi. İktidarı eleştirirken doğru şeyler söyledi Mehmet Altan. Yerinde saptamalar yaptı. Konuşmanın sonuna doğru Ayşenur:
- Ancak geçmişte AKP'yi desteklediniz, gibi bir hatırlatma yapınca çok kızdı... Bunu söyleyenleri akıl dışı davranmakla, ukalalıkla suçladı.
Ne var ki Altan'ın eski yazıları arşivlerde duruyor...
Yıllar yılı AKP'nin demokrat olduğunu iddia etti.
AKP'nin üyelik için AB'ye başvurmasını demokratlığına kanıt olarak gösterdi. Erdoğan'ın "Demokrasi bizim için tramvaydır istediğimiz durağa gelince ineriz" sözlerini duymamış göründü. Erdoğan'ın değiştiğini savundu. Mazi çok uzakta değil, arşivde duruyor.
Melih Aşık / Milliyet
*
Ekmek bulamıyorsan tek parça elbise giy
(...) Ocak ayı enflasyonu açıklandı. Yüzde 9.58 ile, "Ocak ayı yüksek gelir" diyen uzmanların, analistlerin ve ekonomiden sorumlu halk korosunun tahminlerini de hafiften aştı. (...) Mayıs 2014'ten bu yana en üst noktada enflasyon... Bu arada cebinizdeki yanma hissinin ve bundan kaynaklanan ince sızının teşhisini doğru koydunuz büyük ihtimal. Gıda ve alkolsüz içecek fiyatları yüzde 4.28 artmış görünüyor çünkü. Pazarda file doldurana "Yüzde 4 artmış haa, bişiy değil" derseniz sopayı yersiniz büyük ihtimal ama biz yine de açıklanan rakama sadık kalalım. Gıdadaki artışta sopalanmak için ileri iteklenen çarliston biber olmuş. Yemeden duramadığımız, Türkiye'nin her köşesinde soframızdan eksik etmediğimiz, olmazsa olmazımız bir gıda maddesi değil herhalde (severiz o ayrı) çarliston biber. Ama yüzde fiyatı 52.99 artmış ve an itibariyle bir numaralı halk düşmanı ilan edilmiş durumda. Ah garibim... Alkol ve tütün yüzde 9.6 artmış, konut, ev eşyası, eğitim, eğlence hepsi kendince biraz artmış. Ama düşen "birşeyler" de var eeyyy vatandaş. Malum, kısa bir süre önce enflasyon sepetine çiğköfte ve pizza ile birlikte "tek parça elbise" de eklenmişti. Her ürünün zam fırtınasının önüne katılıp sürüklendiği günlerde tek düşen giyecek ve ayakkabı fiyatları olmuş. Yüzde 6.71 azalmış kıyafet ve ayakkabıya ödediğimiz. O zaman ete, ekmeğe metroya elektriğe zam yağarken yapılacak iş bellidir... Ekmek bulamıyorsan tek parça elbise giyeceksin kardeşim!
Kanat Atkaya / Hürriyet
*
En manidar yorum "içeriden" geldi
Balbay'ın kovulmasının nesi sürpriz(!)
Cemaatin yıllardır yaptığı Abant Platformu'na beni de çağırdılar. Ne hikmetse... (...) A. İnsel de gitmiş, bugünün haklıları, bir zamanların baskıcı rejiminin bir parçasıysalar, bu demokrasi mücadelesi olur mu benzeri şeyler yazdı. Doğru, o zaman niye gitti. Zaten bir tanesi cemaatin genel yayın yönetmenleri toplantısına da temsilen gitmişti. Mustafa Balbay'ın yazılarına da son verilmesinin sürpriz nesi var, anlamadım.
Orhan Bursalı / Cumhuriyet
*
Latif Demirci Hürriyet
