MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
3'üncü cephe

...Artık her şey öylesine açık seçik ortada ki Suriye satrancının bir hamle ötesini görmemek için "saf" olmak gerek.

Güneydoğu'sundan başlayarak PYD kantonlarına paralel Türkiye'de de bu kez PKK kuşağı oluşturmak planı okunmakta.

Önce...

Bu kuşağı kaşımak, karıştırmak, çatışmalar üretmek, sınırın ötesindeki PYD kantonlarından dolaylı destek vermek.

Diyarbakır Sur'da, Silopi'de, Cizre'de yakılan ateşler prova.

"Havalar ısındıktan sonra dağ kadroları da düze inecek" yollu tehditler, planın "önsözü..."

Ankara'nın bütün bunları "sezmediğini" kimse sanmamalı.

Türkiye'nin bu karanlık tezgâha pabuç bırakacağını da...

ABD ile ipler işte bu nedenle gerilmekte.

Yoksa...

ABD Dışişleri Bakanı sözcüsünün ya da Obama'nın Suriye özel temsilcisinin birkaç söylemi değil...

Türkiye, milleti ve ülkesiyle bütün halinde "var olma/varlığını onuruyla sürdürme" mücadelesini vermenin tarih kavşağında.

Burada önemli olan, "İçeride omuz omuza sağlam durabilmek...... Sağduyuyla ve ince diplomasiyle dışarıda tezgâhlanan oyunları bozabilmektir.

Kriz yönetimini başarıyla uygulamaktır.

Öfkeyle ayranı kabaran, sonu hüsrana varabilecek öfke patlamalarının önünde maceralara girmemektir."

Güneri Cıvaoğlu/Milliyet

 

*

 

Sanki otomatiğe bağlandı…

Şehidin gelmediği gün yok, hem de üçer beşer…

Yahu bunlar can, can!..

Toprağa veriliyorlar, üzerleri örtülüyor, başucuna bir taş…

Anaları, babaları, eşleri, evlatları, kardeşleri acılarıyla baş başa…

Onların mücadelesiyle, onların hayatlarını feda etmesiyle terör örgütüne darbeler indirilirken, övünüp hamaset yapmak da biri eli yağda bir eli balda olan iktidardakilere düşüyor!..

Mehmet Türker / Sözcü

 

 

*

 

Atatürk görse çok gülerdi          

Başbakan Davutoğlu Mardin konuşmasında diyor ki:

'Parçalayıcı ulus anlayışının yerine birleştirici millet anlayışını getireceğiz.'

(...) Davutoğlu "millet" sözünü "din" anlamında kullanıyor.

Anayasamız ise (...);

MADDE 6: Türk Milleti, egemenliğini, Anayasa'nın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.

MADDE 7: Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir.

MADDE  9: Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.

Bütün bu maddeler Anayasa ile birlikte değişecek mi?

Mesela Meclis duvarına "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ibaresi yerine "Egemenlik kayıtsız şartsız Millet - i İbrahim'indir" mi yazılacak?

Böyle bir değişikliği yapmaya Ahmet Davutoğlu hükümetinin gücü yeter mi?

Atatürk bu tartışmaları görse ne çok gülerdi!

Melih Aşık / Milliyet

 

 

*

 

Güvendiğiniz Barzani bu işte

 ... Barzani'nin PYD-PKK ile olan ilişkilerinden söz ederken "Suriye Kürdistanı'nın ilanıdır" denerek yapılan Duhok anlaşması nedense bir türlü gündeme gelmiyor. Bu anlaşma için Barzani öncülük etmiş ve imzalandıktan sonra şunları söylemişti: "Kürtlerin bir yerdeki başarısı tüm Kürt milletinin başarısıdır. Bu anlaşma Kürtlerin birliğini istemeyen düşmanlara bir cevaptır. Kürdistan bölgesinin Duhok kentinde Rojova'nın parti ve siyasi oluşumları 'ortak yönetim, ortak askeri güç ve siyasi birlik' konusunda anlaşmaya vardı".

... bu gayret ve açıklama sonrasında hala "Barzani iki Kürdistan arasındaki koridoru ve PYDPKK ile yakınlığı istemiyor" derken neyi kast ediyoruz acaba?

 Güngör Mengi / Vatan

 

 

*

 

Batağa saplanmamızın tek bir nedeni var

BUGÜN Suriye'den kaynaklanan sorunlarımızın tümünün tek bir nedeni var: Suriye'de ilk protesto gösterileri başladığında, Türkiye'nin sağlıklı bir değerlendirme yapamamış olması!

(...) Zamanın Başbakanı ve Dışişleri Bakanı'nın iki hafta içinde Şam'da Emevi camisinde namaz kılacaklarını söylediklerini hatırlayalım. Rejimin hemen yıkılmamasının yaratabileceği riskler de doğru hesaplanmamış. Ne böyle büyük bir mülteci akınına yol açacağı hesaplanmış ne de Suriye'de devlet otoritesinin çökmesinin neden olabileceği riskler masaya yatırılmış. Suriye'deki muhalif güçlerin kendi içindeki güç dengeleri de yanlış öngörülmüş. Cihatçı grupların muhalefeti kısa sürede etkisi altına alabileceği, El Nusra gibi dünyanın büyük bölümünü huzursuz edecek güçler nedeniyle Suriye muhalefetine Batı'nın desteğinin sınırlı olabileceği düşünülmemiş. IŞİD gibi bir oluşumun bölgede sınırları adeta tamamen değiştireceği de, Rusya'nın Akdeniz'deki en önemli üslerini korumak için neleri göze alabileceği de hesaplanmamış. Suriye Kürtlerinin böyle bir çözülme ortamında nasıl harekete geçebilecekleri, kimin etkisi altında, kimlerle ittifaklar kurabileceği ve bunun Türkiye için yaratabileceği risklerin de iyi değerlendirilmediği artık ortada.

(...)Bu politikanın mimarlarının bir özeleştiri yapmalarını beklemememiz gerektiğini biliyoruz. Ama hiç olmazsa nerede hata yaptıklarını görüp, Suriye politikasını en başından başlayarak değiştirmeye çalışmalarını beklemek de hakkımızdır...

Mehmet Y. Yılmaz / Hürriyet

 

 

*

 

Hâlâ neyin müttefikliği

CUMHURBAŞKANI Erdoğan istediği kadar PYD'ye yardım konusunda ABD'li dostlara sitemde bulunsun ve "Ortağın ben miyim mi teröristler mi?" diye sorsun! Adamlar bildiklerini okumaya devam ediyor ve PYD'lilere hiç toz kondurmuyorlar! (...) ABD'nin gerçekler karşısında gözlerini yummasına bir anlam verebiliyoruz da bunca yaşanan olaya rağmen ABD'ye hâlâ müttefik ve dost gözü ile bakmaya bir anlam veremiyoruz!..

Zeki Ceyhan / Milli Gazete

 

 

*

 

Saman ithal eder hale geldik hâlâ ders almadılar; Seymen köyü muhtarı Adın Dinler meralarına göz dikenlere isyan etti:

Bu ne açgözlülük!

Ben İstanbul'a 90 km uzaklıkta, Çorlu Havalimanı'nın dibinde, E5 üzerindeki tarihi Seymen köyünün muhtarı Aydın Dinler'im. Çorlu'ya bağlanan mahallemizin oturanları buğday ve ayçiçek eker, meramızda hayvan otlatır, ot ihtiyacımızı karşılarız. Meramız dedelerimizden miras kaldı. Köyümüzde halihazırda 3 bin küçükbaş, bin tane büyükbaş hayvan mevcuttur. İki yıldan beri Tekirdağ Büyükşehir Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı tarafından gübre atılmaktadır. Buna karşılık 938 dönüm meramıza el konulacağı söylentileri çıkmıştır. Eğer böyle bir sanayi sitesi bu meraya kurulursa bizler ne yapacağız? Hayvancılığımız bitmeyecek mi? Köylümüz ne ile geçimini sağlayacak. Hayvancılık yapılmaz ise bu et fiyatları nasıl düşecek. Bundan Çorlu halkımızda olumsuz etkilenmeyecek mi? Bu sorularımızın cevabını sanayi sitesini kurmak isteyenler cevaplasın. Amaç acaba köylüyü mü bitirmektir? Bunu merak ediyoruz. Ama bilinmelidir ki, yarın buraya bir şey yapılmaya kalkıldığında karşılarında kocaman bir köyü bulacaklardır. Engellemek için elimizden gelenin yapılacağını bilmenizi isteriz. Bizler üreticiyiz; bizler üretmez isek şehirdeki insanlar ne yiyecek? Bunu iyi düşünsünler...

Yalçın Bayer  /Hürriyet

 

*

1-366.jpg

Ercan Akyol Milliyet