MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
Ago Paşacığın kulakların çınlasın

"Kral öldü yaşasın yeni kral" naraları atan yandaş kalemşorlar için "bir papağanın ibretlik öyküsü"

Ago Paşacığın kulakların çınlasın

 Daha bir hafta 10 gün öncesine kadar "Hoca bizim canımız" diyenlerin son gelişmelerin ardından yazdıklarını okuyunca "Meğer ucuz kurtulmuşuz" diyorum.

(...)

Ago Paşa gençken, kafesinde satılmayı beklerken, karşısındaki parka bakıp "Millet Bahçesi'ne gidelim!" demeye başlar ve hayatı değişir. İstibdat döneminde millet demek suçtur, yasaktır. Dükkâna gelen iki polisin uyardığı sahibi Agocuğa kızar, tehditler savurur. O da "Padişahım çok yaşa!" diye bağırmaya başlar ve şans yıldızı parlar.

Bir zengin evine, altın kafese gider Ago Paşa. Artık "Padişahım çok yaşa!" diye bağırabilen bu papağanın iki özel uşağı vardır. Padişaha övgü düzdükçe bu yalakalıktan nemalanan sahibi tarafından el üstünde tutulur Ago Paşa. Ama devir dönüp İttihat ve Terakki dizginleri ele alınca bu kez de padişah övgüsü "sakıncalı" hale gelir. "Canı cehenneme yollanmak" ile tehdit edilen Ago Paşa bu kez canının derdiyle "Yaşasın hürriyet! Yaşasın Niyazi! Yaşasın Enver!" diye bağırmayı öğrenir ve yine lükse kavuşur.

(...) 31 Mart'ta "Şeriat isteriz!" diye bağırır. Hareket Ordusu gelince "Yaşasın Mahmud Şevket Paşa!" diye coşar. Birinci Dünya Savaşı'na girerken "Yaşasın harp!" der, "Yaşasın Hindenburg! Yaşasın Enver!" der.

Anladınız işte... Sesini rejime ayarlayarak ayakta kalmaya çalışmaktan yorgun düşer; sahibine ters düşme korkusuyla yaşamaktan perişan olur...

(Ago Paşa'nın Hatıratı, Refik Halid, Semih Lûtfi Kitapevi, 1939)

Kanat Atkaya Hürriyet

 

*

 

 

Davutoğlu "Gülen'e elçi yolladı" diye mi tasfiye edildi

Halk TV'de pazar günü Gürkan Hacır'ın "Şimdiki Zaman" adlı programında Erol Mütercimler çok önemli bir iddia attı ortaya:

- Ahmet Davutoğlu görevden alınmadan 20 - 25 gün önce Pennsylvanya'ya bir elçi gönderdi, dedi...

Kimi gönderdi, neden gönderdi... Davutoğlu Gülen'den ve ABD'den medet mi umdu? Bekleyelim öğrenelim...

Melih Aşık Miliyet

 

 

*

 

TRT o "partili gazeteci"ye soruşturma açtı ama...

"Öngörü madalyası"nı hak etmiş

(...) TRT Haber ve Spor Dairesi eski Başkanı Nasuhi Güngör ortada fol yok yumurta yokken katıldığı televizyon programında 'AKP Davutoğlu'yla yola devam edemez' demişti..

Haber dairesi başkanlığını bırakmasının kızgınlığıyla mı söyledi?.

Durum tespiti mi yaptı?

Burnu iyi koku mu aldı?

Saray'dan tüyo mu geldi?

Bilemem.. Ama söylediği çıktı.. AKP, Davutoğlu ile yoluna devam etmeyecek..

TRT, Güngör'ün bu sözleri nedeniyle soruşturma açmış..

Bence doğru tespit ödülü verseydi.. Öngörü madalyası taksaydı..

Mehmet Tezkan Milliyet

 

*

 

Mahkeme kararlarının itibarsızlaştırıldığı ülkede "yeni Anayasa" neyi değiştirecek?

Önce "hukuk devleti" ol

Hukukçular, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halk oyuyla seçilmesinden sonra "Parlamentoyu bekleme odasına aldık" sözünü hatırlatarak bunun "Anayasa'nın bazı hükümlerini dondurduk" demek olduğunu, "Geçiş dönemi modeli" ile "Parlamentonun yanında Anayasa'nın rafa kaldırılmış olacağını" vurguluyorlar.

 Yeni hükümet kurulduktan sonra atılacak adımların "hukuk devleti" ilkesine uygun olması için mutlaka anayasa hukukçularının görüşleri şimdiden alınmalıdır.

 "Anayasal karşılığı olmayan, hukuk dışı sayılacak" iddiaları çıkıp televizyonlardan kendi kafalarına göre yorumlayan gazeteciler, siyasetçiler iktidar partisini yanlış yönlendirme veya halkta yanlış algılar yaratma hatasına düşüyorlar.

 Aynı hata "MHP kongresi konusunda mahkemenin verdiği kararı ilçe mahkemeleriyle değiştirme" çabalarında veya Can Dündar-Erdem Gül için Anayasa Mahkemesi'nin "yaptıkları gazeteciliktir" kararını hiçe sayan mahkeme kararında göze çarpıyor.

 Mahkeme kararları ve hukuk itibarsızlaştırılacaksa "yeni bir anayasa" neyi değiştirebilir ki?

Güngör Mengi Vatan

 

 

*

 

Günün tespiti

Diktatörlüklerin en koyusu çoğunluğun diktatörlüğü, en acımasızı ise bireyin diktatörlüğüdür:

En koyusu çoğunluğun diktatörlüğüdür, çünkü ona karşı sığınacak bir yer bulmak çok zordur.

En acımasızı bireyin diktatörlüğüdür, çünkü zayıf olduğu için çok zalimdir...

Emre Kongar Cumhuriyet

 

*

 

Yandaş medyayı karıştıracak yazı:

"Tayyip Bey uçağına alsın diye" ahlaksızlık yapıyorlar

Gelecek Başbakan için "Düşük profilli" tanımlaması yanlıştı. Bunu geçmişte Tayyip Bey'in konuşma metinlerini yazan Aydın Ünal'ın yapması daha da yanlıştı. 

... Yapılan operasyonun halk nezdinde oluşan burukluğu izale babında Ahmet Davutoğlu'na yönelik karalama kampanyası da her boyutuyla yanlıştır

...Şimdi birisinin kalkıp Amerika'daki bir fesat yayınından yola çıkarak balta gibi harflerle sürmanşetten "AMERİKA ANKARA'DAKİ ADAMINI KAYBETTİ" gibi bir manşet atar, ardından da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu adamın ipini bu sebeple çektiğini ima eden yorumlar döşenirse size sadece "Ayıp ve utanç verici" tepkisini vermek düşer.

... Bakıyorsunuz, bu taraklarda hiç bezi olmayan birisi, oturmuş, Davutoğlu'nun Tayyip Bey'e nasıl oyun oynadığını yazıyor. Beklentisi ne? "Tayyip Bey beni uçağına alır bundan böyle!"

...Kriz durumlarında bile ahlaki hassasiyetlerimizi kaybetmeme sınavı ile karşı karşıyayız.

Ne diyeyim, omuzlarda yazı yazanların ne yazdığına dikkat!

Ahmet Taşgetiren Star

 

 

*

 

Davutoğlu'nun eski danışmanından Erdoğan'ın "etrafına" ağır sözler

Amigo seviyesizliği

 (...) Hakkaniyet AK Parti'nin kendisiyle ilgili tasavvuru, kimliği, giderek ortak kişiliği için önemli. Toplumla kurulan bağın yozlaşmaması için gerekli... Ne yazık ki Davutoğlu'nu göndermek üzere harekete geçen aparaçik ve amigoların seviyesizliği bunu engelledi. Bu seviyesizliğe 'dur' demeyenler bunun manevi vebaliyle birlikte şimdi 'bu yollarda yürümek' zorundalar.

Ataerkil oluşumlarda merkezileşen ve artan güç, seviyesizliğe neden olan bir çekim merkezi yaratır. Nitelikli insanlar dışlanırken, merkez ve lider etrafında örülen koza sayesinde biat üzerine kurulu bir milisleşme üretilir. Ortak aklı kullanmayan, kullanmak istemeyen, giderek istese dahi kullanamayacak bir karar mekanizmasına doğru gidilir. AK Parti'nin önünde böyle bir tehlike var...

Etyen Mahçupyan Karar

 

 

*

 

Bunca aşağılamayı hazmedecek aday var mı?

(...) Eskiden sarayın danışmanı olan, şimdi vekil sıfatını taşıyan kişi, geleceğin başbakanının "düşük profilli" olacağını ilân etti.

Artık, kim o koltuğa oturursa otursun, ağzıyla kuş tutsa bu damgayı silemez!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu daha şimdiden "Ülkeye başbakan değil, saraya uşaklık yapacak kişi arıyorlar!" diyerek, ileride söylenecek sözlerin özetini verdi.

Bütün bu aşağılamaları, hangi geniş mideli siyasetçi sindirip hazmedecek acaba?..

Rahmi Turan Sözcü