Medyadan al haberi; Erdoğan rakibini seçti!

Cumhurbaşkanı Adayı Meral Akşener, Halk TV'de, Uğur Dündar'ın konuğu olduğu Halk Arenası'nda, "Uzun zamandır ilk kez televizyona çıkıyorum. Önümde görünmez demir parmaklıklar var" dedi.

Bir kalemde milyonlara hitap edebileceği kitle iletişim araçlarının sayfalarına, köşelerine, ekranlarına "görünmez demir parmaklıklar" döşeyerek, artık iyot gibi açığa çıkan "görünür" bir karartma uygulanıyor Akşener'e.

***

Sosyal medya kullanmayan, internete girmeyen milyonlarca insan için gazete ve televizyonların yarattığı algı şu:

24 Haziran'da iki aday yarışıyor/yarış iki adayın arasında geçiyor:

 Tayyip Erdoğan ve Muharrem İnce!

Şimdi diyeceksiniz ki, "İnce'ye de ambargo var ama..."

Var, doğru...

Daha iki gün önce ben de yazdım var da; onunla ilgili ambargo adına, yüzüne, sesine, görünürlüğüne değil söylediklerine sadece! Yoksa, -evet asla olması gerektiği gibi Erdoğan'la eşit oranda olmamakla birlikte- hiçbir muhalefet adayına olmadığı kadar cömert ekranlar İnce'ye... Haber bültenlerinde günlük programını veriyorlar, mitinglerini kısmen naklen yayınlıyorlar, tartışma programlarında durmadan onu anıyor, konuşuyor, tartışıyorlar... Ne zamanki İnce, seçmenin "kafasını karıştıracak" , "uyandıracak" bir laf sarf ediyor; dııııııııııtttttttt! Orada ambargo devreye giriyor! İnce'nin zülfüyâre dokunduğu yerler sansür yiyor!

Yoksa, yok sayılmıyor... Aksine, sanki sistematik şekilde "varlığı" kazınmaya çalışılıyor toplumsal hafızaya.

***

Bu kötü bir şey mi?

Muhalefetin diğer adayları da aynı derecede "var" sayılsa değil tabii...

Ama medya "Erdoğan'a karşı İnce" ezberi oluşturuyor.

Bu kısmı yazmak, iyi kötü bu sektörden ekmek yiyen biri olarak benim için çok acıklı ama medyanın hal ve gidişine bakınca bu "ezberletme" kararının yayın yönetmenleri, haber müdürleri, yorumcular ve hatta gazete-TV patronları eliyle alınamayacağı/alınmadığı ortada!

Nerede kendi kararlarını kendi başlarına alma cengaverliği onlarda!

Belli ki...

Göklerden gelen bir  "İnce'ye yol verin" talimatı vardır!!!

***

Nedenine gelince...

Cevabını Akşener verdi aslında geçenlerde:

"Çünkü Sayın Erdoğan rakiplerini kendi seçer..."

Anlamamak için kör sağır olmak lazım;

Erdoğan rakibi seçti ve İnce bu kişi!

***

Yanlış da anlaşılmasın, "Erdoğan, ikinci tura İnce'nin kalmasını istiyor" demek "İnce'yi zayıf görüyor" demek değil;

Ama İnce'yi "vurulabilir" görüyor...

İnce'ye söyleyebileceği birçok şeyi "kadın" olması nedeniyle Akşener'e söyleyemeyeceğini biliyor...

İnce'ye söyleyebileceği birçok şeyi "anne" olması nedeniyle Akşener'e söyleyemeyeceğini biliyor...

Mesele fıtrattan ibaret olsa söyler muhakkak, o mahallede "kadın"a, "anne"ye karşı kimler neler dedi hepsi hatırımızda...

Lakin, Akşener'e "bel altı" girişmenin bedelini sandıkta çok ağır ödeme ihtimali "söyleyemez" hale getiriyor;

 Zira, Akşener hem "kadın", hem "anne" kimliğiyle bu bedeli ödettirebilecek yapıda...

Ek olarak "camileri" diye başlayan iftiranamelerle, "din" ile, "başörtüsü" ile, "askeri vesayet"le, "28 Şubat"la, "terör"le; bugüne kadar beslendiği yaftaların hiçbirini "ok" yaparak yaralayamayacağının da farkındadır illa ki Akşener'i...

***

İkinci tura Muharrem İnce de kalsa varmak için çalışacağı menzilin hepimizin hayrına olacağından en ufak şüphem yok ama, yarışmaktan bu kadar kaçıyor olmaları bile Akşener'e yarışma şansını vermek için iyi bir neden değil mi?

***

İYİ müzik!

19 Mayıs akşamı...

Saat tam 19.19'da yayınlandı ilk defa...

16 yıldır içimizi şişiren ne varsa haykırışıydı... Sessiz çığlıklarımızdı... Hak ettiğimize; daha iyisine çağrıydı...

En önemlisi gençti; kirlenmemiş ve ümiTVar...

Bayıldım İYİ Parti'nin gençler için, gençlerce hazırlanan seçim müziğine...

"Kolaya kaçmış" denmeyeceğini ve bir de partizanlık atfedilmeyeceğini bilsem, bugün sadece o şarkının sözlerine yer verirdim köşemde...

Ben şu birkaç mısrayı paylaşayım ama siz Youtube, Spotify, itunes; her yerde var bu "manifesto"nun tamamını dinleyin mutlaka:

"Eğmem boyun eğmem, kalbinde sevgin yoksa efendim diyemem

Etmem pes etmem ister söv ister hapset ben sesimi kesmem

Dönmem geri dönmem bu köy benim bu kent benim sana yar etmem

Korkmam karanlıktan içimde bir ümit yanar... Güneş tekrar doğana kadar..."

***

SORU-YORUM

Cumhurbaşkanı'na suikast ihbarı olan bir devlet -tabii eğer sahiden varsa- ne yapar; büyük bir gizlilik ve titizlikle bir yandan Cumhurbaşkanını koruyacak diğer yandan da tehdidin kaynağına ulaşıp ortadan kaldıracak önlemleri mi alır? Yoksa bunu yedi düvele duyurup "Eyyyy suikastçılar haberi aldık hadi kaçın saklanın da biz de sizi bulamayalım" mesajı mı yayınlar bağıra çağıra?

***

GÜNÜN SÖZÜ

(Kudüs mitingleri, orantısız inanç sömürüsü filan tavanken hatırlatmadan olmazdı)

"AKP'ye oy vermek demek İsrail'e oy vermek demek... (AKP'ye oy verdiğin günden beri) Sen bir Yahudi hapishanesindesin!"

Necmettin Erbakan

Yazarın Diğer Yazıları