Memurlar uyanın!

Yıllardan beri yetersiz kaynakla, elverişsiz şartlarda, düşük ücretle hizmet üreten memurlarımız, art niyetli saldırıların hedefi olmakta, asılsız iftiralara maruz kalmaktadır. Memurluk mesleğine karşı yapılan bu saldırıların altında bir tek hedef yatmaktadır: Memurların bugüne kadarki en büyük kazanımı olan iş güvencelerinin ellerinden alınması.
Memurların haklarını geriletecek, iş güvencesini ortadan kaldıracak birçok kanun tasarısının gündemi meşgul ettiği bir dönemi yaşıyoruz. Bir çalışan için kazanılmış en büyük hak, iş güvencesidir.
İktidar, geldiği günden beri memurluk güvencesini ortadan kaldırarak güvensiz ve güvencesiz bir çalışma hayatı oluşturmak için altyapı hazırlamakta, türlü söylemlerle kazanılmış haklarını yok edecek uygulamalarla, memurlarımızı adeta bir ateş çemberinin içine atmak istemektedir.
İktidar, memurların iş güvencesinden neden rahatsız olmaktadır?
Devlet memurları, son on iki yılda bir kısım uygulamalarla kısıtlansa da doğruları yapma cesaretine sahip tek büyük kitledir.
İktidar oluşturmaya çalıştığı parti devletini bir türlü oluşturulamamıştır.
İşte, bu sebeplerle Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuranlar, siyasi iktidarların baskılarından uzak, devletin ve milletin haklarını koruyabilmeleri amacıyla devlet memurlarına, diğer çalışanlardan farklı olarak iş güvencesi hakkı vermiştir. İş güvencesi, devlet memurlarının geleceğinden çok, ülke ve milletin menfaatlerinin ve geleceğinin gereğidir.
Bütün bu gerçekler ortadayken önce sözleşmeli ve 4/C’li esnek istihdam uygulamasıyla memurluk güvencesini yok etmeye çalıştılar. Ardından taşeronlaşma yoluyla memurların görevlerini taşeron işçilerine devrettiler.
Rotasyon uygulamasını, memurları oradan oraya sürmek ve baskı altında tutabilmek için bir araç olarak kullandılar.
Ülkeyi parti devletine dönüştürmekte kararlı olan iktidar, memurların görevden alınmalarında yargı kararıyla geri dönme haklarını gasp etmek istediyse de Türkiye Kamu-Sen’in yoğun eylem ve girişimleri ile Anayasa Mahkemesinin çıkarılan ilgili kanun maddesini iptal etmesi neticesinde bunda başarılı olamadı.
Ancak iktidarın memurların iş güvencesini ortadan kaldırmaya yönelik hazırladığı politikalar bitmek tükenmek bilmiyor. Nitekim en son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TÜMSİAD Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma bunun en önemli göstergesidir. Cumhurbaşkanı yaptığı konuşmada:  “yeni anayasa ile birlikte memur işçi ayrımını da ortadan kaldırmak lazım. Aynen gelişmiş ülkelerdeki gibi çalışanlar sistemini getirmek suretiyle bu işi ilerletmek lazım”.  Cumhurbaşkanını birileri ciddi şekilde yanıltmaktadır. Nitekim Devlet Personel Başkanlığı’nın verilerinde göre; gelişmiş ülkelerde söylenenin aksine hemen hepsinde statü hukukuna bağlı olarak çalışan bir memur kesimi bulunmaktadır. Yine dünyanın gelişmiş olarak kabul edilen hiçbir ülkesinde memur ile işçi aynı statüde çalışmamaktadır
İşsizliği ortadan kaldırmaya yönelik bir politika geliştirmeyen, taşeronlaşmayı kaldıracağını söyleyip aksine daha da pekiştiren, 4/C’lileri kadroya almayıp yüzüstü bırakan iktidar, güvencesiz istihdamla nereye varmayı hedeflemektedir?
30-35 yaşına gelmesine rağmen işsizlikten dolayı hala evlenemeyen gençlerimizin varlığından anlaşılan iktidar haberdar değildir.
Taşeronlaşma, ülkemizi felaketten felakete sürüklenmesine neden olan bir sistem olduğu bunca olumsuzluğa rağmen hala anlaşılamadı mı?
İktidar, sözleşmeli ve esnek istihdamın çalışanların motivasyonunu bozması ve verimi düşürmesi nedeniyle bazı ülkelerde kaldırıldığından haberdar değil mi?
Türkiye Kamu-Sen’in, memurun iş güvencesini ortadan kaldırmayı öngören her girişime karşı meşru her türlü tepkiyi ortaya koyacağı malum... Ancak memurlarımızın da sahip oldukları hakların gasp edilmemesi için son derece uyanık olmaları, hak ve çıkarlarını gerçek anlamda koruyan sendikalara daha fazla destek vermeleri gerekmektedir.
Memurlar iş işten geçmeden uyanın.

Yazarın Diğer Yazıları