Ülkemizde cunta yönetimi fonksiyonunu kaybedip demokrasi filizlenmeye başlayınca, yeşeren ayrık otları temizlenerek yerine demokrasi çiçekleri ekilip, ortalığa mis gibi demokrasi kokusunun yayılacağı söylenmeye başlandı.

Tabii o ayrık otları tam olarak temizlenmediği için olacak ki oralarda yetiştirilmeye çalışılan demokrasi çiçekleri arzulanan seviyede yetişemedi. O ayrık otlarından en çok şikâyet edenler ise onların sayesinde yeşererek ayrık otlarına rahmet okutan çakırdikenlerine dönüştüler.
İşte o günün mirası olan çakırdikenleri insanların ciğerine kadar batarak acı vermeye devam etmektedirler. Hem de öyle bir acı ki, ağızlardan kan getirirken, ağzınızdan gelen kan çakırdikeninin ciğerleri parçalamasından değil de kızılcık şerbeti içtiniz de onun rengi diye insanlarla alay edilir oldu.
Bu acıyı tüm toplum çekerken, toplumun aydın kesimi sayılan çalışanları ve emeklisi daha çok acı hisseder oldu. Bu kesim ki çıkarılan yasalar ve yasa tanımaz uygulamalarla oluşturulan çakırdikenleriyle beyinler dumura uğratılıp, gözler yuvalarından fırlatılıp kör edilmişlerdir.
Hâlbuki demokrasiye yer vermeyen ayrık otlarının söküldüğünün söylenmesi üzerine, toplumun her kesimi gibi memur da umutlanarak demokrasi içerisinde onuruyla yaşamak, tok karın ve ak alınla ailesinin karşısına çıkmak için bir araya gelerek güç teşkil etmesini düşündüğü sendikalarını kurmuştular. Hatta bu sayede birçok kazanım dahi elde ettiler.
Memur bu kazanımları elde ederken  “İnsanların alnının teri kurumadan haklarının verilmesini”  savunduğunu söyleyen dünün kapanan ve bugünün devamı olan iktidar partisinin o günkü vekilleri  “Sendika, grevli ve toplu sözleşmeli olur”  diyerek çıkarılmaya çalışılan 4688 sayılı yasaya karşı oy kullanarak daha iyisini istemişlerdi.
Bugün 12 yıldır iktidarda olmalarına rağmen, her alanda olduğu gibi bu alanda da söylediklerini yok saymışlardır. Ta ki 2010 yılına gelindiğinde memurun oyunu da alma adına kendi çıkarlarını gerektiren Anayasa değişikliği paketine toplu görüşme yerine toplu sözleşme maddesini ekleyerek grev hakkını görmezden gelip, yapılan beyin yıkama operasyonuyla memuru oyuna getirmeyi marifet saymışlardır.
Yapılanın aslı eski sistemden farklı olmayıp, sadece isim değişikliğinden ibarettir. Yapılan değişikliği ise kendi çıkarları doğrultusunda kullanıp dünü aratarak memur ve emekli tuş edilmiştir. Dahası önceden elde edilen kazanımlar bile ellerden alınmıştır.
Hükümet çıkardığı yasalara meşruiyet kazandırmak için, dün üç beş üyeye sahip bir konfederasyonu koltuğunun altına alarak palazlandırmak suretiyle kendi menfaatleri doğrultusunda kullanmaya başlamıştır. O konfederasyonun yöneticileri ise aynı görüşe sahip olduğu iktidarın koltuk değnekliğini ve şahsi çıkarlarını temsil ettiği kesimin çıkarlarına tercih ederek pazarlama işine soyunmuştur. 
Hükümet çalışanının ekmeği ve onuruyla oynarken, yandaş konfederasyon yönetimi de olanları alkışlayarak, çanak tutmayı sendikacılık saymıştır. Çalışana karşı çıkarılan yasalara ses çıkarmayan bu konfederasyon, çalışanı masa başında hükümetin isteklerine peşkeş çekerek, memuru alana emekli de bedava diyebilecek kadar ileri gitmiştir. 
Hükümetin gücünü kullanarak, çalışan üzerinde baskı oluşturmak suretiyle yetkili konfederasyon olurken, yanına PKK yandaşı konfederasyonu da alarak memurun aleyhine alınan kararlarına ülkenin aleyhine alınan kararları da eklemiştir. 
Anlaşılan o ki bu konfederasyonların görevi sendikacılık olmayıp, Türklüğü inkâr edip, PKK’ya destek olarak ülkenin bölünüp parçalanmasına yönelik faaliyetlerde bulunmaktır. Bunu da söylemlerine ilaveten akılsız insanlar dedikleri grupla birlikte Türkiye turunda gayet net göstermişlerdir. Ayrıca bugün ülkeyi kan gölüne çevirenlere karşı sessizlikleri ise bunun ayrı bir göstergedir.
Bugün akan kan bu konfederasyonların da eline bulaşmıştır. Görevleri aynı olan iki konfederasyonun neden bir çatı altında olmadıkları ise sorgulanmaktadır. Bir başka sorgulama ise ülkesine ve kendisine zarar veren bu kuruluşlarda insanların niçin bulunduklarıdır. Üyelerin ise beklenti için onurlarını bu kadar neden ayaklar altına serdikleridir.
Elbet bir gün gelecek devran dönecektir. Memuru alana emekli bedava yerine, bana memuru verene pazarlamacı sendikaların yöneticileri bedava denilecektir. Ha şu da unutulmamalıdır. Fırıldak her zaman fırıldaktır. Rüzgâr estikçe dönecektir.