Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Enes İSLAMOĞULLARI

Enes İSLAMOĞULLARI

Men dakka dukka...

‘Ne istediler de vermedim’demişti?
Belki de 11 yıllık iktidârı boyunca Başbakan’dan sâdır olan tek hakîkat cümlesi buydu.
Doğru söylemişti...
Ne istedilerse verdi!
Evvela Polis Okullarını, Polis Akademilerini verdi...
Emniyet İstihbarat, Çevik Kuvvet 11 yıl boyunca cemaatin kadrolarıyla doldu...
Ali İsmail dövülerek öldürülürken, Gezi Parkı’na orantısız güç kullanılırken, ekmek almaya giderken kafasına biber gazı mermisi yiyen 14 yaşındaki Berkin Elvan bitkisel hayata mahkûm olurken “Polis destan yazdı...”  dedi, o polisleri ödüllendirdi... 
Şimdi avazı çıktığı kadar bağırıyor: “Emniyeti ele geçirmişler” 
Oysa ne istedilerse vermişti!
Ülke ülke dolaşıp cemaat okullarının açılışlarını yaptı.
Ülke ülke dolaşıp cemaatin iş adamlarının önünü açtı, işlerini kolaylaştırdı.
Şimdi Büyükelçileri toplayıp, elçilerden aynı okulları ve aynı iş adamlarını görev yaptıkları devletlere ihbar etmelerini isiyor.
Oysa ne istedilerse vermişti!
Yargıyı teslim etti, HSYK’yı verdi, Danıştay’ı verdi; askerî vesâyetle yürüttüğü savaşta bu kadroları ve şâibeli kararlarını mühimmat olarak kullandı...
Suçsuz insanlar, şâibeli delillerle yıllarca cezaevlerinde yattılar, yatıyorlar...
Şimdi yargının vesâyetinden, yargı darbesinden şikâyet ediyor.
Oysa ne istedilerse vermişti!
Polis okullarını verdiği gün, emniyet istihbaratı verdiği gün, yargıyı verdiği gün, devletin paylaşılamayağını bilmiyordu; devlet geleneklerinden haberi yoktu, “Bir şehirde iki şehriyar olmaz” hükmünden ve geleneğinden haberi yoktu, çünkü devlet nedir bilmiyordu...
Şimdi bağırıyor, “haşhâşiler”  diyor, “küresel çete” diyor, “faiz lobisi” diyor, “vaiz lobisi” diyor,  “çete” diyor, “yargı darbesi” diyor..
Oysa ne istedilerse vermişti!
Açılım sürecinin önünde engel görülen bir Genel Başkan kasetle koltuğundan edildi.
Diğer bir muhalefet partisinin milletvekilleri ve yöneticilerinin kasetleri bir seçim öncesinde medyaya servis edildi. 
Seçimler boyunca bu kasetleri tepe tepe kullandı.
“Bu hususî hayat değil, genel ahlâksızlıktır” dedi.
“Beline sahip olamadılar”  dedi.
Ses çıkarmadı, karşı durmadı, fâillerini yakalayıp adâlete teslim etmedi. 
Şimdi internete yasaklar getiriyor, attığı bir twit yüzünden bir gazetciyi ülkeden kovuyor, ailece tvit kampanyaları düzenliyor, danışmanlarının trolleri kızının kampanyalarına yardım ediyor...
Oysa ne istedilerse vermişti!
Bu ülkenin Başbakanı olarak bu devletin kozmik odasını verdi, bu devletin mahremini açtı.
‘Men dakka dukka’ demiş eskiler, teslim ettiği kozmik odadan sızıntılar başladı..
Çok kapı çaldı, şimdi onun kapısını çalıyorlar...
O sızıntılar bir sele dönüşecek ve o sele kapılıp gidecek.
Çünkü ne istedilerse vermişti!
Devletin paylaşılmayacağını anlaması için yolsuzlukların, rüşvetin ortaya çıkması gerekiyordu..
Onun ve etrâfının kasetlerinin çıkması gerekiyordu.
Oğlunun ifâdeye çağırılması gerekiyordu..
Yani iktidarının bağırsaklarının deşilmesi ve bütün ifrazatın ortaya dökülmesi gerekiyordu. Bütün bunlar oldu, olmaya devam ediyor ve edecek.
Şimdi anladı, devlet paylaşılmazmış.
Verecek neyi kaldı!
Biz söyleyelim; ama elini çabuk tutmalı, iktidarda fazla vakti yok...
Oslo’da PKK ile pazarlık masasına yatırdığı bin yıllık Türk yurdunda, on binlerce insanımızın kanını akıtan PKK’ya vereceği bir özerklik kaldı ve İmralı’daki bebek katiline özgürlük... 
Belki aradan promosyon kabîlinden Kıbrıs...
Bundan sonra verebileceği bir şey yok...
Alacaklarını da aldı... 
Sıra 30 Mart’ta milletin tahsilâtında...

 

Yazarın Diğer Yazıları