İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin İstanbul aday tanıtım toplantısında konuştu.
İYİ Parti’nin desteklediği CHP’nin İstanbul Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu ve Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün de organizasyonda hazır bulundular.
Yoğun katılımın dikkat çektiği programın açılış konuşmasını İYİ Parti İl Başkanı Satuk Buğra Kavuncu yaptı. Kavuncu, İYİ Parti’nin tüm teşkilatlarının sonuna kadar Ekrem İmamoğlu’nun arkasında olduğunu söyledi.
‘Türkiye’nin gururu Meral Akşener’ tezahüratları ile kürsüye gelen İYİ Parti Genel Başkanı'nın açıklamaları şöyle:
"Bugün burada bu güç birliğinin adaylarını, bu güç birliği sebebi ile oluşan listeler neticesinde oluşan belediye meclis üyelerini, inşallah başkanımız olacak Ekrem İmamoğlu’nu bir araya getirmek ve arkadaşlarımızı kamuoyuna tanıtmak üzere yan yana getirdik. CHP’den seçilecek olan başkan adaylarımıza ve belediye meclis üyelerimize sesleniyorum. Biz çok zor bir süreci aşa aşa bariyerleri yıka yıka gelmiş insanlarız. Bu salonu şereflendiren insanlara Genel Başkan olarak teşekkürlerimi sunuyorum"
"11 milyon küsür oy almış CHP seçmeni, 5 milyon oy almış İYİ Parti seçmeni... Saadet Partisi ve Demokrat Partiyi de koyarsak 17 milyonluk vatandaşı ey sayın Erdoğan nasıl hain diye nitelendirebilirsin? Nasıl terörist diye nitelendirebilirsin? Bu iş birliği mensuplarını zillet ve illet olarak nasıl nitelendirebilirsin? Yıllara dayanan siyasi ferasetinize ne oldu? Size milletin adamı diyorlardı. 26,5 milyon insan bu ülkenin seçmeni. Sizin değerli vatansever evladınız. Ama 17 milyon seçmen vatan haini. Bir Cumhurbaşkanına ve iktidar partisinin genel başkanına yakışır mı? Gönül belediyeciliği diyorsunuz. Geçtik gönüllü de kalbinize ne oldu?"
"ZİLLET OSLO'DA PKK'LILARLA MASAYA OTURMAKTIR"
"Zillet, Oslo’da PKK’lılarla masaya oturmaktır. Zillet, Habur’da çadır mahkemesi kurmaktır. Habur'da o çadır mahkemesini kurdurup Atatürk resmini ve Türk bayrağını o çadırdan çıkartmaktır zillet. Dolmabahçe’de PKK’nın programını kamuoyu ile paylaşıp, Türk milletine bir barış mektubu gibi sunmaktır zillet.
Türk ordusuna kumpas kuranlara yol vermektir zillret. Karargahta Türk bayrağı indirilmesine, gönderdeki bayrağın indirilmeiasne akafa çevirmektir zillet.
Bu ülkenin üretimine, sanayicisine, tarımına 1 lira koklatmayıp insanları tanzim çadırlarına mecbur bırakmaktır zillet. Zillet, Türkiye'nin varlıklarını ucuz pahada yandaşlara peşkeş çekmektir zillet. Zillet yandaş müteahhitlerinize yaptırdığını tüp geçit köprü ve şehir hastanelerinden geçenden 5 kuruş, geçmeyenden 10 kuruş almak... Hani var ya; Deli Dumrul muamelesi çekmektir zillet."
"BEKA MESELESİ BU KADAR UZUYORSA..."
"Ben bu arkadaşları tanırım. Koltuklarının bekası için her şeyi yaparlar. Ama arkadaş ben diyorum ki, varsayalım ki, İstanbul’u, Ankara’yı, Bursa’yı kaybettiniz diyelim ki, kaybedeceksiniz. Yahu sandalyeleriniz yerinde. Ama bu beka meselesi bu kadar uzuyorsa arkasında ne var bakmak lazım."
"Karşımda Mehmet Aslan var. MHP il başkan yardımcısıyken sorun yok. İYİ Parti’den başkan seçilirse hangi beka meselesine neden olacak bu arkadaşımız? Emre Kınay; Türkiye’nin bekasına hangi problemle sorun yaşamasına neden olacak? Affan Keçeci, Beşiktaş adayımız. Beşiktaş’ı kazandığı taktirde, emniyet teşkilatının yüz akı olan bu kardeşimiz hangi anlamda beka sorunu yaratacak? Sorun nedir biliyor musunuz? Ben Erdoğan’a ya da Bahçeli’ye bugüne kadar onların birbirlerine söylediği gibi bir kelime hak etmelerine rağmen sarf etmedim."
"Erdoğan; “Bahçeli bana bugün şerefsiz dedi kardeşim” ifadesini kullandı. Birbirlerine alçak dediler, terbiyemin müsaade etmediği sözler söylediler. Bahçeli, Erdoğan’ın PKK kadar tehlikeli olduğunu söyledi. 17-25 Recep Erdoğan dedi. Ver Bilal’i al hilali dedi. Buna karşılık Sayın Erdoğan ve Bahçeli’ye Fatiha bilmezler, her türlü milliyetçiliği ayağımın altına aldım, faşist, kandan beslenirler, vampir dedi. Şimdi el sıkışıyorsunuz. Ya sayın Bahçeli, 'Yanılmışım, özür dilerim' diyecek. Sayın Erdoğan 'Ey ülkücü camia, ey sayın Bahçeli ben sizler hakkında yanılmışım özür dilerim fikrim değişti.' Bu arkadaşlar bunu diyemiyorlar. Şerefsiz, alçak zürriyetsiz gibi sözler duruyor. İkisi de sözlerimizin arkasındayız diyor. Bu millet bunu kabul etmiyor. Hem ülkücü hareketin mensupları hem de AKP’ye oy veren seçmen bu durumu kabul etmiyor. En sonunda bu ittifakın sonunda, Erdoğan tabanların konsolide olmadığını söyledi. Siz TV kumandası mı zannettiniz hemencecik program değişecek."
"Ekonomide mutfak yanıyor, tencere yanıyor. Ekonomiyi, EYT’yi, atanamayan öğretmenleri, memurların durumunu, pahalılaşan ürünleri, esnafın durumunu konuştukça bizler kulak veren seçmenin kulaklarını tıkamak için ortaya atılmış bir bahanedir beka meselesi."
"DÜNYAYI GARİPLER YAKAR"
"Aziz milletimden bir istirhamım var: O da 31 Mart gecesi bu arkadaşların kulağını şöyle hafifçe büküp böylece kızartmaktır. Koparmanıza lüzum yok. Bu, 31 Mart akşamı sizlerin karşınızda özür dilemelerini sağlayacak. Fakir fukaranın hakkında doğru karar verilmesini sağlayacak. Şayet istedikleri olursa, 31 Mart akşamı "millet halinden memnun" diyecekler. Zamlar, işsizlik gelecek. Bence tanzim satışları uygulaması doğrudur. Ama 81 ile yaymanız lazım kardeşim. Hakkarili, Samsunlu, Karslı, Iğdırlı yemesin, İstanbul ve Ankaralı mı yesin ucuz domatesi? İçine akaryakıtı da koyun. Çiftçi için de içine akaryakıtı, mazotu, ilacı koyun. Bir önerim var: Şu İstanbul’a kaç milyon lale soğanı alındı? Hollanda’dan milyonlarca dolarlık lale soğanını İstanbul’a diktiniz öldü gitti. Bu paraları yetiştiriciye vereydiniz, tanzime gerek olmadan, üreticiye, satıcıya zarar vermeden vatandaşımız domatesi, biberi ucuza yemez miydi?"
Her iki partinin yöneticilerine seslenen Akşener, “Yazılımmış, üç kağıtmış büyükşehirlerde bunlar geçerli değil. Sayımın sonuna kadar orada bulunmak, kumanya yetişmediği taktirde kızmamak, sonuçlar bitinceye kadar orada bulunmak, ilçe ve il seçim kurullarına kadar çuvalları takip etmeniz gerekecek. Tamamen insan hatasından kaynaklanan, insanların kişisel tavrından kaynaklanan yenilgiler olmuştur. İstanbul’da biz referandum da yüzde 53 hayır çıkardık. Yüzde 53 ile bu beyefendinin seçilmesi mümkün. Sandıklara sahip çıkacaksınız. Sizden de sandıklara sahip çıkmanızı bekliyorum."
"Bu iş birliğini bozmak için her türlü fitne atılacaktır. Bütün yöneticiler uyanık olacaksınız. Kedilere yumak atarlar ya. O atılan yumağa dolanmayacağız. Bizlerle ilgili ne iftira atılırsa atılsın, kulaklarınızı tıkayacaksınız ve cevap vermeyeceksiniz. Yapacağınız iş gönüllere girmek ve kırılan o gönülleri onarmak olmalı. İnsanımız gerçekten bıkmış durumda. İstanbullu fakirler ve zenginler, yukarıdakiler ve aşağıdakiler gibi ayrılmış durumda. Üsküdar’da apartman sahibine kömür gelirken karşısındaki kömür almaya devam ediyor. Hakkı olana dilenci muamelesinin yapıldığı, diğerinin hakkı olmamasına rağmen apartman sahibi olduğu adaletsiz bir dünyada yaşıyoruz. Müslüm Baba’nın da dediği gibi; “Dünyayı yakarsa garipler yakar!"