Meral Akşener'e enfes bir kampanya desteği

Meral Akşener'e enfes bir kampanya desteği

Meral Akşener "hayır" için Çanakkale'ye gitmiş. Ancak konferans vereceği salonun elektriklerini kesmişler. O da buna rağmen konuşmuş.

 *

 Eğer gerçekten de...

"Meral Akşener konuşamasın, hayırcılar çoğalmasın" falan diye böyle bir şey yaptılarsa...

Yaptıkları siyasi açıdan çok ahmakça bir şey...

*

Çünkü Meral Akşener'e bundan daha enfes, daha güzel, daha şahane bir kampanya desteği verilemezdi.

*

 Akşener, elektriği kesenlere ne kadar teşekkür etse az yani.

Ahmet Hakan Hürriyet

***

Evet çıksın diye en aptalca engellemeleri bile yapıyorlar

--------

MHP'de muhalefet bayrağı açan Meral Akşener "Hayır" kampanyasına dün Çanakkale'den başlamak istedi. Akşener bir salon toplantısı yapacaktı. Bir otelle anlaşma sağlandı. Ancak iktidar oteli tehdit etti. "Sonunun fena olacağını" söyledi.

 Otel sahibi çaresiz kaldı. Ne yapacağını bilemedi.

Sonra bir anda otelin elektrikleri kesildi.

Bina polis tarafından sarıldı.

Akşener ve onu dinlemek isteyenler içeri sokulmadı.

Akşener direndi.

 Sonunda "karanlık" salona girildi.

Polis her gireni aradı, kimliğine baktı, not aldı.

Pilli ışıldaklarla Akşener'in konuşacağı yer aydınlatıldı. Salonun gerisi kapkaranlıktı.

Meral Akşener çıktı, 70'li yıllardaki gibi megafonla konuştu. Şimdi "evet çıksın" diye çabalayan iktidara sormak istiyorum. Bu kadar aptalca bir kararı nasıl aldınız?

 Bir referandum öncesi toplumun en doğal hakkı olan fikrini söyleme özgürlüğünü bu saçmalıklarla engelleyerek nereye varacağınızı sanıyorsunuz? Bu yöntemlerle evet çıkarabilseniz bile ülkeyi rahat ve huzur içinde yönetebileceğinizi düşünüyor musunuz?

NOT: Akşener'in konuşmasının ortalarına doğru, bu aptal kararı kim aldıysa ya aklı başına geldi ya da en tepeden ağır bir fırça yedi ve elektrikler tekrar geldi.

Can Ataklı Korkusuz

***

Şehit haberleri bitmiyor!

18 yaşındaki çocuklara "milletvekili olma hakkı" değil, "yaşama hakkı" verilsin!

Akif Kökçe Milliyet (Açık Pencere)

***

Koalisyon ihtimali kalmayacak

-------

Bugüne kadar yapılan anayasa değişiklikleri nasıl ki "kişiye özel" değildir, devlet ve millet için yapılmıştır, bugün de aynı durumun devam edeceğini varsayalım.

Başbakan Binali Yıldırım "Başkanlık mutlak ve mutlak iktidar demektir" demiş, artık muhalefet partilerinin bir koalisyon ortağı olma ihtimallerinin kalmadığını söylemişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise parlamenter sistem için "Bu sistem bileklerimizde prangaydı" dediği konuşmasında sistemi şöyle özetledi;

"Hedef saptırıyorlar. Yasama organı (Meclis) yine var. Yürütme (hükümet) yine var. Kim yürütme? Cumhurbaşkanı!"

Ak Parti 15 yıldır iktidarda "tek karar verici" durumundaydı ve her konuda kararları tek başına verdi.

Bu nedenle "Pranga" ile hangi engelin kast edildiğini net örneklerle anlatmak gerekir.

Görünüşe göre yeni sistem gerçekten de daha çok "muhalefet partilerinin bir daha koalisyon çıkarma ihtimalinin kalmamasına" yarayacak.

Güngör Mengi Vatan

***

Korkuyorlar!

------

Start verildi.

16 Nisan'da Türkiye'nin kaderi tayin edilecek. Özgür, bağımsız, Cumhuriyet ilkelerine bağlı uygar bir ulus mu olacağız, yoksa yüz yıl önceki gibi "millet yerine ümmet" denilen "kul tayfası" mı olacağız? Cumhuriyet, hürriyet ve adalet peşinde koşup "Tek vatan-tek bayrak" diyerek baskı rejimine karşı çıkan "Hayır"cıların, iktidarın koca koca adamları tarafından, akıl ve mantık dışı bir suçlamayla "Terör yanlısı" ilan edilmeleri neyin ifadesidir?

Bunlar milletin en az yarısından korkuyorlar!

 Eğer böyle bir korkuları olmasa, milleti birleştirmek yerine kutuplaştırmayı tercih ederler miydi?..

Rahmi Turan Sözcü