Sayenizde biz birbirimizi daha çok sevdik...
Aradık, bulduk...
Birimizin canı yansa koştuk...
Kenetlendik adeta, bunu kimse yapamazdı...
(...)
Hiçbir zaman Cumhuriyetimize sevdamız bu denli ateşli, güçlü değildi... Cumhuriyet'in kurulduğu ilk yıllardaki kadar kara sevdamız...
Onuncu Yıl Marşını Cumhuriyet'i kuranlar dahi bu kadar içten söylememişlerdi...
Sarılıyoruz birbirimize...
Tanı, tanıma, fark etmiyor...
Mesafeler engellemiyor bizi...
(...)
Bak hepimiz ağaç sever olduk...
Hepimiz dereciyiz...
Hepimiz yaylacı...
Hepimiz hayvansever...
Kaz Dağları'nı, Urla Koyu'nu, Fırtına Deresi'ni, Belgrad Ormanları'nı, Tarihi Yarım Ada'nın atmosfer çizgisini, İstinye'yi, Taksim Gezi Parkı'nı, Kurtköy'ü, avucumuzun içi gibi biliyoruz, gidip görsek de ömrümüzde hiç görmesek de...
(...)
Kız, erkek ayırt etmeyiz, hepimiz özgür, hepimiz eşit, hepimiz Atatürk'ün askerleriyiz...
Vals bizim işimiz, kör kötürüm ol, yatalak hasta, hatta iki ayağın olmasa da pistteyiz alayımız, vals yaparız...
(...)
O bizim parti yönetimi yüzünden, hiç bu kadar sahipsiz kalmamıştık, bu yüzden birbirimizi sahiplenmeyi öğrendik...
Bir tekimiz hapse girse, tümümüz hücrelerdeyiz...
Birimiz yargılansak, hepimiz asılmaya hazırız...
Birimiz üzülse, alayımız yanarız...
Minnettarız...
Bekir Coşkun / Sözcü
*
Biz söylesek hapsi boylardık
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suudi Arabistan dönüşünde Başkanlık Sistemi için örnekler verirken "Üniter sistemli başkanlık baktığımızda var. Hitler Almanyası'na baktığımızda da bunu görürsünüz. Başka ülkelerde de görürsünüz" diyerek Hitler'den örnek vermesi ilginç bir tartışma yarattı.
Bunu biz söyleseydik, Erdoğan'ın avukatı muhtemelen hakkımızda suç duyurusunda bulunur ve "Sayın Cumhurbaşkanımızı Hitler ile mukayese ederek Türk Ceza Kanunu'nun 299'uncu maddesine göre suç işledi" diyerek 4 yıla kadar hapsimizi isterdi.
Neyse ki biz böyle görüş ileri sürmedik. Cumhurbaşkanı Erdoğan bizzat kendisi söyledi...
Rahmi Turan / Sözcü
*
2016 sert geçecek
(...) Yeni yılın ilk haberi; beş şehit..
İlk bombası; peş peşe yapılan zamlar, pardon fiyat ayarlamalarıydı..
2016'ya başlarken ne yazık ki Sur'dan, Cizre'den, öteki ilçelerden çatışmaların biteceğine dair sinyal gelmiyor.. Tuzaklı barikatlar, bavulunu omzuna vurup ilçeyi terk edenler, sabaha kadar süren çatışmalar var..
*
Cumhurbaşkanı dokunulmazlıkların kaldırılacağı sinyalini verdi..
Belli ki Demirtaş ve Yüksekdağ'ın dokunulmazlığı AKP grubunun oylarıyla kaldırılacak..
(...)
Sadece Kürt meselesi değil, bizi zorlayan.. Siyasette de çalkantılı yıla girdik..
Yeni anayasa, başkanlık tartışması iktidarla-muhalefet arasında ipleri gerecek..
Tartışma Meclis'le sınırlı kalmayacak.. Arama konferanslarıyla halka taşınacak..
Başkanlık mı? Parlamenter sistem mi?
Karar yılı olacak gibi..
(...)
IŞİD terörünü unutmamak lazım..
Polis yılbaşı öncesi çok iyi iş çıkardı.. 31 Aralık akşamını kana bulamaya hazırlanan iki Türk IŞİD militanını yakaladı..
Türk IŞİD'liler..
Veya IŞİD'in Türkiye kolu yabana atılmaması gereken tehlike..
*
Rusya krizi de bizi zorlayacak.. Turizmin kara yılı olacağa benziyor..
Benziyor değil olacak!..
*
Suriye meselesine, Irak meselesine hiç girmeyeyim.. Daha çözmemiz gereken onlarca meselemiz var...
Mehmet Tezkan / Milliyet
*
Saray başkanlık savaşını başlattı
(...) Erdoğan, başkanlık rejimine geçişin esas tüm hazırlığının, Atatürk'ün mirasını çiğneyerek üzerine diktiği Başkanlık Sarayı'ndan yapılacağını resmen açıkladı. İnsanları, uzmanları vb. çağıracaklarmış, düşüncelerini ve başkanlık rejimine itirazlarını öğreneceklermiş, buna göre de, propaganda ile halkın kafasını yıkama işlemleri başlayacak
Olacak şey mi?! Bizzat kendisi için istediği bir rejim sistemini, devletin parasıyla, tutulan adamlarla, borazanlığa hazır bir medya ordusuyla birlikte yürütmek... Başkanlık Sarayı, rejimi değiştirmenin de merkezi oluyor.
Öyle anlaşılıyor ki, RTE'nin isteği üzerine Davutoğlu muhalefet partileriyle başkanlık anayasasını görüştü. RTE'nin arzuladığı biçimde bir başkanlık rejimine Davutoğlu'nun destek olacağına inanmak zor.
(...) Davutoğlu'nun bazı gazetecilerle yaptığı bilgilendirme toplantılarında, kayıt ve yazı dışı konuşmalar yaptığı ve pek çok konuda farklı düşüncelerini ortaya koyduğunu biliyoruz. Şüphesiz bunları RTE de biliyor.
RTE ve Sarayı, Meclis'ten istediği hızda ve biçimde bir öneri gelmeyeceğinin bilincinde. Parlamento'da kurulacak bir komisyon pek de umurlarında değil.
Bu nedenle de "parlamento dışı" güçlerle, yani Saray ve çevresinin hazırladığı özel ikna programlarıyla bu işi kotarmaya soyundu. Bu bile başlı başına Meclis'in görevini üstlenmedir...
Orhan Bursalı / Cumhuriyet
*
Ergin Asyalı / Sözcü