MHP böyle çökertilir!

MHP'nin Balgat kolunun başkanının, partili başkanlığın önünü açması, Ak Parti'nin "Ebedî Şef"ini, Türkiye'nin "Ebedî Şef"i yapmak için, MHP kitlesini çiğneyerek, yok sayarak; MHP'nin geleneğini, MHP'nin düsturlarını ve kendisinin önceki sözlerini yutup: "Gel Anayasa'yı çiğneme. Anayasa'yı sana uydurayım. Bütün ipleri eline al; ebedî şefliğin tescil edilsin. Türk'ü silme programı mı uygularsın, 36 dilimli Türkiye mi kurarsın, dünyaya savaş mı açarsın, ne istersen yap. Tek şartım var; ben Balgat'ta ebedî genel başkan olarak oturacağım... Bunu sağlayacaksın!" diyebilir mi?!

Mesele budur. Başka yorum getirecek varsa beri gelsin!

Eski rakibi, Tuğrul Bey bile, Ak Parti'de olduğu hâlde, başkanlığın nasıl bir felâket getireceğini bildiği için, çok ince ayarla, bu sisteme karşı çıkmıştır.

Tecrübeli politikacı Deniz Baykal, partili başkanlık için CNN Türk'te ne dedi?

"Sabahleyin Cumhurbaşkanımız, MGK'yı toplayacak. Öğlen bakanlar kurulunu, öğleden sonra da AKP MKYK'ya gidecek, oradan AYM'ye gidecek ve üyelerin yarısını kendisi tayin edecek. Böyle bir şey olamaz, bu ciddiyetsiz bir iştir. Gerçekten olamaz bir şeydir. Hiç bir ülkede böyle bir model yoktur."

MHP milletvekilleri, şimdiye kadar başkanlığın ne fayda getireceğini kitlelere anlatabildiler mi? Sadece Balgat'takinin sadık yardımcısı Celal geçen hafta İstanbul'da, başkanlığı savundu. Bakmayın siz onun "yukarılara" şirinlik göstermesine... 1970'lerin başlarında, Atsızcı-Milliyetçi Hareketçi ayrışmasında tasfiyeye uğramış (Bıçakla da yaralanmıştı.) 40 yıldır bildiğim Celal, zamanında "ecmainci" dediğine, "yeşil komünist" dediğine asla oy vermez. Hesap adamıdır! Size uçtan bir örnek verdim.

Balgat'takinin MHP'yi bitirmek için yola çıkmadığını hangi milletvekili iddia edebilir!

Ak Partililer başkanlık istediği için suçlanamaz. Kendi tercihleridir. Ama kimse bir başka partinin tercihini kabul etmeye MHP'lileri zorlayamaz.

Size "halkın sesi" bir mektubu vereceğim:

"Ben Niğde Üniversitesi'nden emekli öğretim görevlisiyim... 4 Aralık Pazar günü köşenizdeki yazınızı okuyunca her zamanki gibi bizim düşüncelerimize tercüman olduğunuzu gördüm. Peygamberimizin hadisinin gereği olarak elimizden bir şey gelmese de hiç olmazsa dilimizle kötü duruma karşı bir şeyler yapabilmek adına size yazmaya karar verdim.

Ailecek, seçmen olduğumuzdan beri MHP'yi her seçimde oylarımızla destekledik. Otuz ve otuz beş yaşlarındaki iki çocuğumuzun her seçim sonrası morallerini normalleştirmenin öyle kolay olmadığını belirtmeliyim.

Asıl olan biz seçmenlerin oylarıyla Meclis'te oturan MHP'li vekillerimiz üzerinde çok haklarımız vardır. Esasen bu kul hakkına girer. Vatanımız ve milletimiz hakkında hiç de hayırlı olmayacağını düşündüğüm 'başkanlık' gibi bir sisteme evet diyemezler.

Sizin de dediğiniz gibi büyük bir suça ortak olamazlar. Bu dünyanın bir de öbür tarafını düşünüp, ellerimizi yakalarında hissetmeliler. Şu ana kadar yürekli beş milletvekilimizin gösterdiği duyarlılığı diğer milletvekillerimiz şimdi değilse ne zaman gösterecekler.

Başbuğ'un ve şehitlerimizin kemiklerini sızlatmaya kimsenin hakkı yoktur. Başbuğ, bu partinin başına 'Milliyetçi' kelimesini süs olsun diye koymadı. Milliyetçiliği içine sindiremeyenler, ülkücülüğü hiç sindiremezler..." (Hayati YILDIZ).

Yazarın Diğer Yazıları