MHP örnek olacak

Ben yazmaktan, sizler de aynı şeyleri okumaktan yoruldunuz. Polisiye romanlarda bir klasik söz vardır, "şeytan ayrıntılarda gizlidir." Siyaset de, ne yazık ki sizlerin göz ardı ettiğiniz ayrıntılarda gizli. Bugün sizlere, Türkiye'nin oynak gündemi yüzünden dağılan, dikkat edilmeyen bir ayrıntıdan söz edeceğim. Patlama zamanı gidip, Muhammed Ali'nin cenazesi öncesi yapılan Washington ziyaretinde düğümleniyor.

Hatırlarsanız sizlere, o ziyaret sırasında, Erdoğan'ın yanında uzun süre görülmeyen Cüneyd Zapsu'yu, otelden çıkarken gördüğümü yazmıştım. Oysa yazılanlara göre Zapsu, Erdoğan ve takımına küsmüş, ilişkileri soğutmuş, adı duyulmamaya başlamıştı. Belli ki o ziyarete de Erdoğan'ın isteği üzerine katılmıştı.

Zapsu hatırlarsanız, ABD'de Cumhuriyetçi iktidar sırasında, bu partinin bir düşünce üreten kurumu, Neo Con diye bilinen Neo-Conservatism savunucusu American Enterprises Enstitute'de, (deliğe süpürmeyin)demişti. Zapsu'nun Neo-Con'cular arasında itibarı vardı. O tarihler, galiba 2003'tü, şimdilerde gözden düşen Cengiz Çandar ve yakın mesai arkadaşı Hasan Cemal, Pentagon'da delik çoraplı Bakan Yardımcısı Wolfowitz ile görüşüp icazet istemişlerdi.

Zapsu'nun Washington'da yeniden ortaya çıkmasını, Demokratların iktidarda olduğu Obama yönetiminden, AKP'nin yüz bulamadığı, belki kazanırlar diye Cumhuriyetçilere yatırım yapmaya çalışma olarak değerlendirmiştik. Belli ki Neo-Con'cular yaklaşık bir ay önce kendilerine ulaşan ricaya hafta içinde yanıt verdiler. Hem de oğul Bush döneminde ABD'yi doğrudan yöneten Başkan Yardımcısı Cheney'in Ulusal Güvenlik Danışmanı Hannah tarafından. Hannah'nın Foreign Policy adlı dergide yayınlanan makalesinde sözünü ettiği, "tehlikeli şahıs" ve "yoldan çıkan NATO müttefiki ile nasıl başa çıkılabilir" lafları yenilir yutulur değil. Ayrıca AKP iktidarının, IŞİD bağlantılarına da dikkat çekiliyor. Özetle Trump'ın seçimine umut bağlayan AKP'liler için, Amerika'da bir kapı daha kapanmış oldu. 

***

Bu arada muhtarlar toplantısında sözü edilen Kürt koridoru olayı da gerçekleşiyor. ABD Müsteşar yardımcısının bir mülakat sırasında bu konudaki bir soruya verdiği yanıt, sanki konuyu doğrular nitelikte. Demek ki en fazla bağıranın sözü kabul ediliyor diye bir şey yok.

Öte yandan New York'taki Reza Zarrab olayı hızlandı. Mesela, bu hafta Zarrab'ın itirafçı olması gündeme oturdu. Zarrab nasıl itirafçı olabilir? Kimlere para verdiğini, iktidardan kimlerin kendisine yardım edip rüşvet aldığını anlatabilir. İşte bu durumda Zarrab konusu halen AKP iktidarı için bir saatli bomba. Bu arada Ruslar, Birleşmiş Milletler'e Güneydoğu'daki hastanelerde tedavi edilen IŞİD teröristleri ile ilgili görüntüleri teslim etti. Bizimkiler de ne yazık ki bu olaylara çanak tutacak tutum ve söylem içinde. Şu sıralar özellikle Ankara'dan yapılan, Türkiye'nin bölünmesine yönelik açıklamalar, Batı tarafından hoş karşılanmıyor.

***

Tüm bunların dışında MHP tarafından düzenlenen tüzük kurultayı, Türk siyaset tarihine örnek olacak. Darısı öteki partilerin başına. Düşünün parti içindeki bir grup, liderlik sultasına ayaklanıp, kapı kapı dolaşarak, parti teşkilatı ve delegeleri kurultayın yapılması konusunda ikna ediyor. Yapılan toplantı, MHP'yi vahşet ve saldırganlıkla suçlayanları utandıracak boyutta. Gayet sakin, kimse, kimseye hakaret etmeden 13 maddeyi oylayarak kabul ettiler.

Kimin Genel Başkan olacağı gelecek toplantıya kaldı. Genel Merkez onaylamıyormuş. İyi de parti teşkilatı da Genel Merkezi onaylamıyor. MHP'deki bu demokratik eylem, aslında hepimizin karşı çıktığı AKP'nin kuruluşuna çok benziyor. Ama bir farkla. AKP'yi ABD kurdurdu. MHP'yi ise Türk milliyetçileri.

 

Yazarın Diğer Yazıları