MHP'li hukukçular bu işe ne diyor?

MHP'li hukukçular bu işe ne diyor?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP'nin hazırladığı Anayasa değişikliklerini incelerken pürüzlerin krize dönüşmesine izin vermemiş.  "Yeni bir sistem kuruyoruz. Bu sistem denetlenebilir olmalı, topluma güven vermeli. Açık, şeffaf ve hesap verebilir olmalı" demiş. Bunu Abdulkadir Selvi'nin köşesinde çarşamba günü okudum. 

Bahçeli'nin "Açık, şeffaf, hesap verebilir olmalı" dediği kişi, yeni sistemin cumhurbaşkanı olmalı. Normali de budur zaten.

Yürütme gücünü elinde tutan, hem parlamentoya hem de gerektiğinde yargıya hesap verebiliyor olmalı.

Peki AKP, Devlet Bahçeli'nin bu talebini yerine getirmiş mi, ona bakalım. Görevdeki cumhurbaşkanının yargılanabilmesi için 600 kişilik Meclis'te iki görüşme yapılacak. Birincisinde 360 milletvekilinin oyuyla suçlama önergesinin kabulü gerekecek, ikincisinde 400 milletvekilinin oyuyla Yüce Divan'a sevk. Cumhurbaşkanının görev süresi bittikten sonra da aynı şey geçerli. Ve cumhurbaşkanının göreviyle ilgili olmayan suçlar için de geçerli. Daha da ötesi "suçüstü" durumunda bile geçerli.

  "Ömür boyu dokunulmazlık" zırhı bu.

 Bu düzenleme, 12 Eylül rejiminin Milli Güvenlik Konseyi üyeleri için getirdiği kanun düzenini hatırlatıyor.

Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar için de aynı soruşturma usulü uygulanacak ama bu kez beşte üç çoğunluk yeterli olacak. Onlar için de görevden ayrıldıktan sonra aynı usuller geçerli. Yardımcılar için görevleri ile ilgili olan-olmayan suçlar ayrımı var. Ama görevden ayrıldıktan sonra da aynı usuller ile soruşturulabilecekler.  

Bahçeli'nin talebi yerine getirilmiş mi, MHP'li hukukçular ne diyor acaba?

Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet

***

Bahçeli'nin saati

---------

"Recep Tayyip Erdoğan, aslında Türk tipi değil 'Tayyip tipi' başkanlık hayallerikurmaktadır. Bütün yetkilerin kendisinde toplandığı, yargının kendisinebağlandığı, yasama organı Meclis'in kendi kontrolüne sokulduğu, denge, denetim ve fren sistemi olmayan, tek adam diktatörlüğü, tahtsız ve taçsız sultanlık peşinde koşmaktadır."

Bugünkü şartlarda bu cümleleri yazsam elim titrerdi. İşin sonunda birçokları gibi tutuklanmak var. İyi ki bu açıklama bana değil Sayın Devlet Bahçeli'ye ait. Çok değil geçen sene söylemiş. Artık günahı boynuna.

***

Hele şunları yazsaydım herhalde daha gün bitmeden hakkımda soruşturma başlatılmıştı:

"Beştepe hanedanı ve AKP yönetimi aile boyu rüşvet ve yolsuzluk çamurunabatmıştır. 17-25 Aralık yolsuzluk dosyalarının bir daha açılmamak üzere kapatılması; bu rüşvet, hırsızlık ve yolsuzluk çarkının döndürülebilmesi, Tayyip Erdoğan'ın bütün yetkileri elinde toplayarak diktatörlüğünü ilan etmesinebağlıdır. Yeni anayasayla başkanlık sistemine geçilmesi bunun için istenmektedir. Recep Tayyip Erdoğan tipi Başkanlık sistemi; Türkiye'nin bölünmesinin reçetesidir. Demokrasinin idam fermanıdır."

Bereket bunları da ben yazmadım. Devlet Bahçeli söyledi.

***

Bugün AKP ve MHP'nin üzerinde uzlaştığı anayasa teklifine bakıyoruz. Aynen Sayın Bahçeli'nin öngördüğü üzere Başkan yargıyı kendine bağlıyor, Meclis'i kendi kontrolü altına sokuyor. Denge, denetim ve fren sistemi ara ki bulasın.

(…)

Merak ediyorum, acaba daha önce "demokrasinin idam fermanı" dediği başkanlığa ne karşılığı onay vermekte?

Bahçeli, Can Dündar'la yaptığı röportajda, bürosundaki saatin pilini akreple yelkovan hep 17.25'i göstersin diye çıkardığını söylemişti. Sonra da eklemişti: "Buradan da anlayabilirsiniz ki biz, 17 ve 25 Aralık'ın hesabının sorulması vaadimizden asla geri adım atmayız."

Acaba bugün masasındaki o saatin pili takıldı mı? Yoksa tıkır tıkır işliyor mu o saat?

Buna da bir zahmet başkanlık, "rüşvet, hırsızlık ve yolsuzluk çarkının döndürülebilmesi" için isteniyor diyen Sayın Bahçeli cevap versin.

Soru basit. O saat kaçı gösteriyor Devlet Bey?

Özgür Mumcu Cumhuriyet

***

Yeni Sistemle Bitecek Mi?

-----

Başbakan Binali Yıldırım "Yeni anayasaya göre yapılacak başkanlık sistemiyle Türkiye artık 'koalisyonlarla yönetilen zayıf iktidar' dönemlerini geride bırakacak. Sürekli 'tek başına iktidar'çıkacak" demişti. Bu tarife göre güçlü ve istikrarlı yönetim ancak başkanlık sistemiyle mümkün olabilir.

Oysa 15 yıldır koalisyonlar yok, iktidar partisinin isteyip de gerçekleştirmediği bir uygulama yok, yönetim yeterince güce sahip.

Acaba Türkiye bugün başkanlık sistemiyle yönetiliyor olsaydı hangi konuda "mevcut halinden daha olumlu" bir tablo olurdu? Terör biter miydi? Biterse nasıl?

Güngör Mengi Vatan

***

Elini kolunu sallaya sallaya…

-----

…Beşiktaş'taki son terör eylemi de âdeta "Geliyorum" diye bağırarak geldi. İçinde patlayıcı taşıyan aracın, İstanbul'un ana caddelerinde tam 12 saat süreyle gezip dolaştığı anlaşıldı.

 Bu konuda uzman olan mühendis bir okurum mektup yazmış; "Bomba yüklü bir araç veya canlı bomba önünden geçerken alarm veren ve fotoğrafını çeken algılayıcılar var. Batı ülkelerinde kullanılıyor. Neden biz kullanmıyoruz?" diyor…

Rahmi Turan Sözcü