Okuyucumuz Sayın Kamil Durmuşoğlu, Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP ile MHP’nin ilişkilerinin ne olabileceğini değerlendirdi. Sizlere aktarıyorum.
“MHP’ye oy verenler, oy verme nedenlerinin en başında açılım, anayasa değişikliği gibi hususlarda takındığı tavizsiz tavır gelir. Şu anda CHP’de yaşanmakta olan değişiklik ise MHP’ye yakın olarak sergilediği tavırdan vazgeçileceğinin sinyallerinin verilmiş olmasıdır. Bu değişiklik yönetim kadrolarındaki değişikliğe yansıdığı takdirde CHP’de politik eksenin kayacağı kesindir. CHP, Baykal dönemindeki politik ekseniyle MHP’ye oy vereceklerden oy devşirmesi yapabiliyorken Kılıçdaroğlu ile oluşacak yeni CHP’nin artık MHP tabanından oy alma şansının olmayacağını kestirebilmek için ortalama vasıfta bir gözlemci olmak yeterlidir. Kemal Kılıçdaroğlu’lu CHP muhtemelen AKP’den oy devşirebilir, ama MHP’den asla devşiremez. Çünkü siz de gayet iyi bilirsiniz ki, MHP’ye oy veren kişiler milliyetçilik hassasiyetleri çok yüksek olan kişilerdir. Oysa Kemal Kılıçdaroğlu’nun milliyetçilikle ilgili bir hassasiyetinin olması söz konusu bile değildir. Kemal Kılıçdaroğlu ismi ortaya atıldıktan sonraki süre içinde böyle bir anketin yapılıp ortaya çıkarılacağını istatistik biliminden anlayan herkes bilir. Bu anket, CHP’nin ekseninin mevcut iktidar partisi eksenine yanaşmasını isteyen toplum mühendislerinin masa başı projesinden ibarettir ve düzmecedir.
Türkiye’de mevcut konjonktürde BDP de dahil olmak üzere “sol” oylar en çok % 35’tir. Bu %35’in partilere dağılımı da üç aşağı beş yukarı % 6 BDP’ye, % 6 Sarıgül’ün TDH’sine, %3’ü de tabanı zayıf diğer sol partilere aittir. Tabanı zayıf olan diğer sol partilerin oylarını hep CHP alsa bile alacağı oyların genel toplamının bugün ve orta vadede % 25’i geçmesi mümkün değildir.
Sayın Kılıç...
Bundan sonra esasında milliyetçi düşünceye sahip olanların yapması gereken AKP’ye alternatif olarak MHP’yi öne çıkarmaktır. Milliyetçiler küçük çıkar hesapları uğruna birbirlerini boğazlarken birileri memleketin bütün varlıklarını bir yerlere peşkeş çekmeye devam ediyor, açılım gibi safsatalarla etnik bölücülüğe hız kazandırma projeleri üretiyor. Kılıçdaroğlu ile oluşturulmaya çalışılan yeni CHP’nin de o eksene kayacağı muhakkak gibi görülüyor.”
Bu değerlendirme bugünün güncelidir ve vatandaş arasında oldukça yaygın bir kanaatin yansımasıdır...
Bir bakıma, Kılıçdaroğlu ve ekibinin de alması gereken mesajları içermektedir..
Söz konusu “düşünceden” CHP’nin yeni yönetimi nasıl yararlanır, kendi bilecekleri konudur...Ya da tercih...
Kılıçdaroğlu “iktidar”dan söz ederken tek başına iktidarı dillendiriyor. Yani CHP’yi tek başına iktidar yapacağını söylüyor...
Bu mümkün olabilir mi, göreceğiz...
Ama şöyle bir gerçek hedef vardı...
Baykal’ın liderliğindeki CHP ile MHP koalisyonu görülüyordu. İki parti belli bir müşterekte buluşmuştu...
Kılıçdaroğlu’nun açtığı kapıdan girenlerin kafalarındaki düşünce, CHP’nin ulusal kimliğine son verme üzerine vitrin yansıtıyor...
MHP’nin bu CHP’ye ne kadar yakın olabileceği açıktır...
CHP yönetiminin tavrı netleştikçe, soru cevabını bulacak...