MHP'nin işgalden kurtuluşu 29 Mart...

Önceki yazılarımız ile ilgili olarak arayan bazı okurlarımız, “Seçim öncesinde MHP yönetimiyle ilgili tespitler partiye zarar veriyor” diyor.
Bu görüş doğru mu inceleyelim...
3 Kasım 2002 seçimlerinden hemen sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ilk kongrede genel başkanlığa aday olmayacağını açıkladı, sonra bu sözünden bütün kamuoyunun önünde vazgeçti.

* * *

Olağanüstü kongre için imza toplayanlara, “200 delegenin imzasını tamamlayın, eksiğiniz çıkarsa üstünü ben tamamlayacağım, hatta salon tutmak ve kongre tarihini de belirlemek için ne gerekiyorsa yapacağız”  diye açıklama yaptı. Yeterli imza toplanınca, yaptığı açıklamaları, parti tüzüğünü ve hukuku bir kenara bırakarak kongrenin toplanmasını engelledi.

* * *


Yeniçağ gazetesi, Devlet Bahçeli’nin by-pass ameliyatı olacağını kamuoyuna açıkladı. MHP Genel Başkanı’nın sağlık durumu ile ilgili bu bilgi, çok önemli bir haberdi ve bir gazetenin böyle bir haberi okurları ile paylaşma sorumluluğu vardır. Herkesin başına gelebilecek bir durumu halktan saklamanın bir gereği de yoktu. Bunun üzerine MHP Genel Merkezi’nden yapılan açıklamada, “Genel Başkanımız çok sağlıklıdır. Yeniçağ, sağlık üzerinden siyaset yapıyor” denildi. 15 gün sonra Devlet Bahçeli, Osman Durmuş adıyla hastaneye yattı ve by-pass ameliyatı oldu.
Buraya kadar üç olay saydık. Üçünde de Devlet Bahçeli ve MHP yönetimi, en şık ifadeyle doğruyu söylemedi!
MHP’ye doğru söyleyenler mi zarar veriyor, doğruyu söylemeyenler mi?

* * *


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yıllardan beri salı günleri, haftalık grup toplantısı haricinde konuşmamakta, gazetelere demeç vermemekte, ısrarlı davetlere rağmen televizyonlara çıkmamakta, Türkiye’nin meseleleri hakkında görüşlerini ifade etmemekte, güncel konuları ise 10 gün sonra üç beş cümle ile geçiştirmekteydi,
Bu tutumla MHP’ye zarar veren
kimdir?

* * *


Başbakan ve Genelkurmay Başkanı DTP’lilere randevu bile vermezken, Devlet Bahçeli, Hasip Kaplan ile tokalaşıyor, aynı gün, şehit cenazeleri kaldırılıyordu.
Bu davranış ile MHP’ye zarar veren kimdir?
Bahçeli, Başbakan’a “Orhun Abideleri’nin yolunu yaptırmakla milliyetçi olunmaz, Türk kurultayları toplamakla milliyetçi olunmaz” diyor. Alparslan Türkeş’in başlattığı Türk kurultayını iptal etmekle mi milliyetçi olunur? Hasip Kaplan ve Ahmet Türk’ü meşrulaştırarak mı milliyetçi olunur?
Devlet Bahçeli, Tayyip Erdoğan’ı suçluyor. Erdoğan’ın 29 Mart seçim sürecine kadar milliyetçilik iddiası yoktu ama Devlet Bahçeli’ye “Siz milliyetçilik adına ne yaptınız?” diye sorulsa ne cevap verecek?
Velhasıl, böyle bir genel başkan, temsil noktasında, zaten MHP’ye zarar vermektedir. Zarar vermekle kalmamakta, MHP’yi tasfiye etmektedir. Bugünkü MHP’ye MHP demek mümkün müdür? 
Bize mektup yazan okurlarımıza düşen, asıl bu zararı ortadan kaldırmak, Bahçeli’nin MHP’ye zarar vermesini önlemektir.

* * *


Ülkücü hareketin mensupları kurşun asker değildir, seçmen bazında da eğitim oranı ve analiz kabiliyeti yüksek insanlardan oluşur.
Bunları ifade etmek bizim sorumluluğumuzdur. Bizim bu noktada hiçbir hesabımız yoktur. Biz, Allah’a hesap veririz. Hayatının baharında toprağa verdiğimiz şehitlerimize de hesap vereceğiz. Bu sorumluluk içinde, doğruları yazmaya devam edeceğiz. Bunu vicdanımız emrediyor. Yüreğimiz de el veriyor.
Bu itibarla Yusufiyelilerin çağrısını biz de takrarlıyoruz:
“MHP’deki işgali sona erdirmek için, 29 Mart seçimlerini Devlet Bahçeli ve ekibi açısından bir referandum haline getirmeliyiz.
Bütün il ve ilçelerde, belediye meclislerinde MHP adaylarını destekleyelim, fakat Bahçeli ve yönetimine hayır demek için il genel meclisi pusulasında boş oy kullanalım.
Böylece, MHP’ye zarar vermeden Bahçeli ve ekibinin işgalinden MHP’yi kurtarmak için son şansımızı kullanalım. Bundan sonra MHP’nin de Türkiye’nin de başka şansı olmayacaktır.”

Yazarın Diğer Yazıları