MHP’nin MYK’sı

MHP’nin 10. Olağan Büyük Kongresi, Devlet Bahçeli ile Koray Aydın arasında Genel Başkanlık yarışına sahne oldu. Ancak delegeleri en az bu yarış kadar ilgilendiren bir başka konu daha vardı. Partinin en üst karar organı olan MYK’ya (Merkez Yönetim Kurulu) kimlerin gireceği... Bu merak sadece MYK listesinin hangi isimlerden oluşacağı sorusunun cevabı ile sınırlı değildi. Büyük bir çoğunluğun beklentisi,  “Acaba ben de MYK listesinde yer alabilir miyim?”  şeklinde tezahür ediyordu. Delegenin bu yöndeki beklentisini zaafa dönüştürmeyi başaran Bahçeli ve ekibi MYK üyeliğini mavi boncuk gibi dağıtma yolunu seçti... Aklının  “Acaba ben de MYK listesinde yer alabilir miyim?”  sorusuyla kurcalandığını bildiği delegeleri bir dilekçe ile Genel Merkez’e müracaat etmeleri yolunda teşvik etti. Nasılsa adamakla mal tükenmezdi... Bunun üzerine 600’ü aşkın kişi özgeçmişlerini ekledikleri, “Partimizin MYK’sında hizmet etmek istiyorum”  temalı dilekçelerini Bahçeli ve ekibine ulaştırıp kervana katılmış oldu. MYK üyeliği talebi sadece dilekçe verenlerle sınırlı değildi... Onların haricinde de MYK’nın talibi çoktu.  Bahçeli ve ekibinin de istediği zaten bu talebi körüklemek ve MYK beklentisi içinde olanları kendi etki alanlarına almaktı... Bunda da başarılı oldular. Genel Başkanlık yarışının sonucunu da büyük ölçüde bu faktör belirledi. MYK’ya yönelik bu yoğun talep, Genel Başkan seçimi noktasında delegenin tercihini değiştirdi. Delegenin büyük bir bölümü, bu yüzden Devlet Bahçeli’nin 15 yıllık Genel Başkanlık dönemini akıl ve vicdan terazisinde tartmadan oyunu kullandı. Sonuçta; önümüzdeki dönem için hiç umut ve heyecan vermeyen Devlet Bahçeli’yi yeniden Genel Başkan seçti.
Bahçeli ve ekibi, sırf yoğun şekilde MYK beklentisi içinde olan delegenin oyunu alabilmek için 125 kişilik  “çarşaf liste” dediği bir liste çıkardı. Halbuki MHP tüzüğüne göre teknik olarak ilk 75’in dışındakilerin seçilmesi mümkün değildi. Neticede Devlet Bahçeli’nin listesindeki ilk 75 kişi MYK’ya seçildi. Böyle bir oyunla delege kandırıldı, bu arada da atı alan Üsküdar’ı geçip Genel Başkan oldu.

 

***

 

Gelelim Bahçeli’nin yeniden Genel Başkan seçilmesinde bu kadar önemli rol oynayan MYK’nın MHP’deki fiili işleyişine, ya da işlemeyişine...
MHP Tüzüğü’ne göre; 75 üyeden oluşan MYK, partinin Büyük Kongre’den sonraki en üst karar organıdır. Tüzüğe göre ayda 1 kere toplanır. Ama en üst düzey yönetim organı diye ifade edilen MYK, son dönemde 10 ay aradan sonra toplanmıştır. Toplantıların tümü yarım ile1 saat arasında bitmiştir.
Peki bu toplantılar nasıl geçer?..
Toplantılara baktığımızda Devlet Bahçeli’nin  belirlediği gündem maddeleri dışında madde eklenmediği görülür.
Genel seçimlerde partinin milletvekili listesi, yerel seçimlerde belediye başkan adaylarının tespiti gibi konular, partinin genel politikalarıyla ilgili kararlar bu toplantılarda gündeme bile gelmez. Tek yetkili Bahçelidir. Bırakın MYK’yı bu konular Başkanlık Divanı’nda bile görüşülmez. Genel seçimlerde Başkanlık Divanı üyeleri,  milletvekili sıralamasında kaçıncı sırada olduklarını ancak YSK (Yüksek Seçim Kurulu) açıklayınca öğrenirler.
Bu konuların konuşulması gündeme geldiğinde MYK’da biri çıkar, “Bu konularda sayın Genel Başkanımız karar versin” önerisinde bulunur. Milletvekili listesi ve belediye başkan adaylarının belirlenmesi veya çok önemli bir parti kararı alınması konusundaki yetki, alkışlar arasında Devlet Bahçeli’ye  devredilir.
Aslında bakıldığında MHP’nin MYK’sı tüzük şartını yerine getirmek için usulen kurulmuş bir kurul konumundadır. Oluşum şekli de usulen teşkil edildiğinin en açık göstergesidir.
Gerek yeni MYK’ya, gerek daha önceki MYK’lara baktığımızda hangi ölçüye göre belirlendiği belli değildir. Liyakat mi?.. Parti mensupluğu süresi mi?.. Eğitim mi?.. Uzmanlık mı?.. Başarı mı?.. Hiç belli değildir... Milletvekili olmak, MYK’ya girmek için eğer ölçü ise vekillerin bir kısmı MYK’ya girmiştir... Ama, mesela çok başarılı çok çalışkan, partinin medyadaki yüzleri sayılabilen Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ile Iğdır Milletvekili Sinan Oğan MYK listesinde yoktur...Tek ölçü tek belirleyici Devlet Bahçeli’nin keyfiyetidir. Devlet Bahçeli bu kez değişim rüzgarının güçlü olduğunu görünce yine keyfi ölçülerine göre bir şekilde itibar ettiği, kendisine biat eden insanları, kongre kazanmaya yönelik bir kaç delegenin oyunu sağlayabilecek isimleri MYK’ya yazarak kongreyi almayı hedeflemiştir.

 

***

 

Şimdi, MYK’ya girmek hayaliyle aklını ve vicdanını bir kenara koyup Devlet Bahçeli’ye destek olan delegelere de bir kaç sözüm olacak:
MYK’ya seçilenler kendisini önemli sanabilir ve belki MHP dışındakilere önemli olduğunu düşündürebilir. Ama, bakınız tekrar ediyorum; yukarıda anlattığım seçiliş ve işleyiş tarzıyla MYK’nın hiç bir önemi yoktur. Seçimle işbaşına gelen genelde tebrik edilir. Ama bu kriterlerle seçilmiş MYK üyelerini tebrik etmek doğru mudur? Devlet Bahçeli sevgisine biat etme noktasında veya 15 yıldır partinin eridiğini görürken hala onu desteklemeyi içine sindiren, göz yuman ve buna 3 yıl daha destek verip ödül olarak MYK’da  yer bulan kişiler tebrik edilecek değil, vebal altına girmiş kişilerdir.
Şunu da iyice biliniz ki; MYK üyelerinin milletvekili ve belediye başkan adayı olma konusunda hiç bir önceliği yoktur. İşleyişi itibarıyla önemsizleştirilmiş böyle bir MYK toplantıları için -eğer yapılırsa- ayda bir Ankara dışından kalkıp gelmek 1-2 gün buralarda çoluk çocuğunun nafakasını yol ve konaklama için harcamak da israftan başka bir şey olmaz. Hem parasını hem zamanını böyle harcayacaklar için üzülmekten başka yapabileceğim bir şey yok... Çünkü geçmiş MYK toplantılarında ki vak’adır; üyelerin bu toplantılardaki bütün konuşmaları,  “Camı açabilir miyiz?.. Havalandırmayı kapatabilir miyiz?” gibi sözlerden ibarettir...
İnanmayan varsa gitsin araştırsın!
İşin realitesine bakarsak MHP’de İl, İlçe, Belde yöneticileri MYK’da yer alan üyelerden daha etkilidir. Çünkü onlar bulundukları teşkilatların kararlarında pay sahibidirler. Toplantılarında fikir beyan edip öneriler sunabilirler, karar alıp uygulayabilirler. Ama Devlet Bahçeli başkanlığında “tek adam” keyfiliği ile yönetilen MHP’nin MYK’sında böyle bir şey söz konusu değildir.
Dolayısıyla, dilekçelerle veya başka yollarla talep ettikleri halde Devlet Bahçeli’nin
takdirine mazhar olamayıp MYK’ya giremeyenler hiç üzülmesin. Aksine bu gerçekler karşısında ne kadar sevinip şükretseler azdır... MYK’ya girenler de hiç sevinmesin. Çünkü böyle bir MYK’da yer almanın hiç bir anlamı yoktur.

Yazarın Diğer Yazıları