MHP'nin son MYK toplantısı ve Bahçeli'nin gerekçeleri...

Düşünün ki, bir siyasi partinin geleceğe dair kararları alan ve partinin genel siyasetine ön veren en önemli organı MYK (Merkez Yönetim Kurulu) tüzüğüne ve yasal zorunluluğa rağmen 9 ay boyunca toplanmıyor. Üstelik bu parti ülkenin içinden geçtiği zorlu şartlar karşısında iktidar alternatifi olmak mecburiyetinde olan bir parti... Bu parti Türk milliyetçilerinin yegane siyasi örgütü durumundaki MHP... En son Aralık 2011’de MYK toplantısı yapılıp kongre kararı alınıyor. MYK’nın bütün yetkileri Başkanlık Divanı’na devrediliyor. Genel Başkan’a yetki verilen defter MYK üyeleri tarafından imzalanıyor. Karar defterlerinin boş sayfalarına atılan imzalarla da sonraki aylarda yapılması gereken toplantılar önceden tamamlanmış oluyor. Tüm bu formaliteler yerine getirilerek, ilerde ortaya çıkabilecek yasal sıkıntıların önüne geçiliyor.
Aslına bakılacak olursa daha önce gerçekleştirilen MYK toplantıları da bir formaliteden ibaret. Toplantıların muhtevası, Devlet Bey’in yarım saat kadar süren konuşması ve onun alınmasını istediği kararların deklare edilmesiyle sınırlı. Başka gündem konuları  görüşülmeden toplantı sona eriyor...

***


Tek adam anlayışının bir ürünü olarak, tek başına partiyi yönetmeyi tercih eden Devlet Bahçeli, işte bu yönetim tarzıyla MYK’yı anlamsız, değersiz, işlevsiz hale getirip 9 aydır devre dışı bırakmıştı. Zaten usulen yaptığı için 9 ay boyunca MYK’yı toplama gereği görmedi. Ta ki, 26 Eylül 2012’ye kadar. Devlet Bey, yaptığı sürpriz bir çağrıyla 26 Eylül’de MYK’yı topladı. 9 aydır toplanma ihtiyacı duymayan Bahçeli’ye birden bire bu çağrıyı yaptıran elbette ki Koray Aydın’ın resmen genel başkan adaylığını ilan ettikten sonra aldığı müthiş mesafe ve ortaya çıkan gelişmelerdi. Koray Aydın’ın kongreyi kazanacak bir aday konumuna geldiğini görünce, aylardır toplamayarak refüje ettiği, değersizleştirdiği MYK üyelerinin Koray Aydın’ın safına  geçebileceği düşüncesiyle  onların gönlünü ve oyunu almak için bu toplantıya ihtiyaç duydu. Bu toplantının en ilginç yanı hiç şüphesiz Bahçeli’nin “Yerel seçimlerin öne alınması konusunda MHP niye AKP’ye destek verdi” eleştirilerine verdiği cevap oldu. Öncelikle,  “MHP seçimden kaçtı dedirtmem”  diyen Bahçeli, sonra destek kararını şu garip gerekçe ile açıkladı:
 “Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile Yerel seçimler arasında çok vakit yoktu. Yerel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri arasında yakın zaman vardı. Dolayısıyla  finansal sıkıntı yaşayabilirdik...”
Bahçeli’nin, “Seçimden kaçtı dedirtmem”  gerekçesinin hiç bir geçerliliği olmadığı ortada... Bu mantıkla bakınca, iktidar kendine uygun gördüğü bir zamanda seçim istediğinde Devlet Bey, “Biz seçimden kaçmayız”  deyip onun ekmeğine yağ sürmekte bir sakınca görmeyecek.
Öte yandan, Bahçeli hangi gerekçeyle destek vermiş olursa olsun yerel seçimin öne alınmasının MHP’nin aleyhine AKP’nin lehine olduğu açık.
Bahçeli, AKP’nin seçimleri öne alma isteğine uyarak MHP’li belediyelerin henüz devam etmekte olan projelerini tamamlayıp onları seçimden önce törenle hizmete açma fırsatını böylece harcamış oldu. Halbuki MHP’li belediyelerin bir çoğu bu tür proje ve hizmetlerini seçimden önce tamamlayarak seçmenden oy istemeye hazırlanıyordu.  Şimdi pek çoğu yarım kalmış, şantiye halindeki projelerle seçmeni ne kadar etkileyebilicekleri tartışılır.
Seçimin öne alınmasının AKP’nin ve Başbakan Erdoğan’ın yararına olduğu da ortada. Yerel seçimle  Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kısa aralıklarla yapılacak olması Çankaya hesapları yapan Erdoğan için sıkıntı oluşturuyordu. Böylelikle, Erdoğan’ın, Başbakanlığı sırasında yerel yönetimlerdeki AKP hakimiyetini pekiştirip bütün enerjisini Cumhurbaşkanlığı seçimine vermek, daha rahat ve eli kuvvetlenmiş olarak Çankaya için yola çıkma planı işlerlik kazanmış oldu.

***

Hele bir de Bahçeli’nin aynı toplantıda,  “İktidar bu seçimlere çok fazla ödenek ayıracaktır. Yüzde 51 olan desteğinin daha da artacağı endişesini ortadan kaldırmak için böyle bir düşünce içerisinde yerel seçimlerin öne alınmasına destek verdik” açıklaması var ki, izahı mümkün değil.
Erciyes Kurultayları’nın “kene”  tehlikesi yüzünden iptal gerekçesi ne kadar komikse bu gerekçe de o kadar komiktir.
Bahçeli’nin 2009 yılında, “2009’ un sıfırlarının üzerine çarpı koyun, atın. İki sıfırı kaldırdık. Ne kaldı 29. 11 ile 29’u toplayın ne oldu, 40. Milliyetçi hareketinin 40. yılı. Bunlar tesadüf olamaz...” diyerek ebced hesabı gibi yaptığı iktidar hesapları ne kadar geçerliyse bu gerekçesi de o kadar geçerlidir
AKP’ye seçimleri öne alma konusunda verilen desteğin ardından bütün bunlara bakınca, hele “finansal sıkıntı”  gibi bir gerekçe de öne sürülünce; Devlet Bey MYK üyeleri ve parti yöneticilerinin zekasıyla alay mı ediyor? sorusu insanın aklına geliyor.
Çünkü, Hazine’den partilere verilen seçim yardımı, arkasına sığınılan  “finansal sıkıntı” gerekçesini yok ediyor. 2008-2011 döneminde hazineden MHP’ye verilen devlet yardımı 121 milyon 303,7 bin lira oldu. 2011 başında ise MHP’ye 19 milyon 49 bin 337 lira yardım yapılmıştı. 12 Haziran 2011 genel seçimleri dolayısıyla yapılan ek yardımla bu miktar 57 milyon 148 bin 12 liraya ulaştı.
Şimdi yine hazineden partilere seçim yardımı yapılacak.
Hangi  “finansal sıkıntı” AKP’ye seçim desteği konusunda gerekçe oldu?
Devlet Bey bir anlatsa da öğrensek...

Yazarın Diğer Yazıları