Sizi bilemem. Ben utandım.. Ve üzüldüm...

                Neden benim devletim Almanya karşısında eğilip büküldü? Neden benim ülkemin siyaseti, hukuku, ekonomisi Avrupa, Almanya ve hatta küçücük Hollanda karşısında yerlere yatırıldı?

Söyler misiniz neden?

Bakın gazete haberi ne yazıyor?

"Arkadaşlarının Twitter'da oluşturduğu #FreeDeniz hesabından gazetecinin video mesajı yayınlandı. Yücel, serbest bırakılmasına tam sevinemediğini belirterek, 'Neden bir yıl önce tutuklandığımı, bir yıl önce rehin alındığımı bilmiyorum ve aynı şekilde neden bugün serbest bırakıldığımı da bilmiyorum. İddianameyi hâlâ almış değilim. Elbette seviniyorum ama buruk bir tat var. Tutuklanmamın hukuk, yasa ve hukuk devleti ile ilgisi olmadığı gibi serbest bırakılmamın da bunlarla ilgisi yok' dedi."

Bu madalyonun bir yüzü.

Öteki yüzü ise daha vahim.

Karşımızda etiyle kemiği ile bir Alman yok. Kısaca etnik kökeniyle, tarihsel geçmişiyle, hatta kültürel biçimlenişiyle gerçek bir Alman'la hesaplaşmıyoruz.

Kiminle hesaplaşıyoruz?

Kendi vatandaşımızla.

Adı Yücel olan, biriyle..

Daha Almanlaşamamış, asimile olamamış ve fakat Almanlardan daha Alman kesilen ve hatta benim ülkemin yöneticileri tarafından "olağanüstü sakıncalı" olacak kadar Türkiye'ye zarar veren biriyle..

Kim bilir? Belki de asıl ihanet budur..

Birinci vatandaşlığa karşı görev ve sorumluluklarını ikincisine tercih etmek ve birincinin aleyhine çalışmak.

Bir başka ifadeyle bu olayda çifte vatandaşlığın Alman tarafına yönelik bir sadakatsizlik yok. Varsa -ki mahkeme yok diyerek serbest bıraktı- Türk vatandaşlığına yönelik bir sadakatsizlik var.

Bu sosyal kişilik çatışmasını Almanya kazandı. Yücel, Alman vatandaşı olmanın karşılığını gördü.

Ne pahasına?

Türkiye'nin kötü yönetilmesi pahasına..

Yazık...

Şimdi Türkiye'nin hukuk düzeni uluslararası alanda da değer kayıp etmedi mi? Bütün dünya bizim için ne düşünüyor acaba?

Bakın adam ne diyor: "Neden bir yıl önce tutuklandığımı, bir yıl önce rehin alındığımı bilmiyorum ve aynı şekilde neden bugün serbest bırakıldığımı da bilmiyorum. İddianameyi hâlâ almış değilim."

İşte biz bunu hak etmedik..

                "..Neden bir yıl önce rehin alındığımı bilmiyorum.." diyor.. Kendini "rehin alınmış biri olarak" görüyor ve bütün dünya basınına bu açıklamayı yapıyor.

                Ona neden tutuklandığını anlatıp, niçin cezalandığını göstermeliydik.

Size bir şey söyleyeyim mi? Bu durum bana Osmanlı devletinin Düyunu Umumiye dönemlerini hatırlattı.

Avrupa karşısında çaresiz Türkler..

Eğer öyle değilsek şu soruya cevap vermemiz gerekiyor: Almanya sizin isteklerinizin en küçüğünü yerine getiriyor mu?

Asla!

PKK yıllardır orada..

Türkiye'yi yönetenler avazı çıktığı kadar bağırıyor. Bin kere anlatıyor. Yüz bin kere söylüyor..

Sonuç?

PKK yine orada ve Almanya kılını kıpırdatmıyor. Sadece Binali Yıldırım geliyor diye gösterilere izin vermediler. Belki bundan sonra sokak hareketlerine yer yer kısıtlama getirirler.

Hepsi o kadar..

Mesela 15 Temmuz'un kilit ismi Adil Öksüz orada deniliyor. Haydi versinler de görelim..

Hiç sanmıyorum...