Milletvekillerinin yarısını yenile...

Son zikzakından, geri vitesinden başlayarak konuya gireceğim..
Meydanlarda  “kolumuzu keseriz”  diyerek efelenmeye kalktı. Bir adım daha attı, yolsuzlukla suçlanan eski 4 Bakana  “kendi talebinizle Yüce Divan’a gidin” diye haber yolladı. Hatta Başbakan olduğunu unutup, sıradan bir milletvekili gibi kendi partisi içinde kulis yaptı. 19 Ocak’ta Bakanlar Kuruluna Başkanlık edeceği tebligatını alıp Recep Erdoğan’dan sert bir şekilde zılgıtı yiyince de döne döne dövüşmeye başladı. Malum koroya tam uyup  soruşturma komisyonundaki aklamatik faaliyetleri için  “paralel darbe” söylemlerine tekrar 4 elle sarıldı..  
Kolay değil Ahmet Davutoğlu Hoca’nın işi!..
Kafasının üstünde Binali Yıldırım ile Numan Kurtulmuş, Demokles’in Kılıcı gibi sallanıyor. “Üf” dese anında Kaçaksaray’a rapor ediliyor. Attığı her adımın röntgeni çekiliyor. Bir daha yalandan dahi diklenmeye kalksa, seçimi bile göremeden koltuğa veda edebilir. Ahmet Hoca, neredeyse bürokrasideki  odacı tayinlerini bile Erdoğan’a danışmadan yapamayacak hale geldi. Bakanlar kararname hazırlamadan önce Ahmet Hoca’ya değil Kaçaksaray’ın görüşüne başvuruyor; “acaba beyefendi ne der”  diye... İşi daha sağlama almak isteyenler de İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya gidiyor önce. İki kanaldan birden  “olur”  alanlar çok şanslı. Hemen bürokratın kararnamesini hazırlayıp Ahmet Hoca’nın önüne koyuyorlar. Davutoğlu da yanlışlıkla sorgulamaya kalksa  “yukarının bilgisi dahilinde”  cevabı veriliyor. Çok çok kısaca özetlediğim bu ahval şerait içinde çalışmaya çalışan Ahmet Davutoğlu partisini de genel seçime hazırlıyor!..
Cümlenin sonuna koyduğum ünlem işaretinin ne manaya geldiğini aktaracağım. Önce, Yüksek Seçim Kurulu’nun normal seçim prosedürü içinde aldığı kararı hatırlatalım. 2015 milletvekili genel seçimi 7 Haziran Pazar günü yapılacak. Recep Erdoğan, AKP’de seçim stratejisini Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay ve 12 kişilik ekibine teslim etti. Şu anda iktidar partisinin her ilde görevlendirdiği 30 kişilik ekipler sürekli tarama yapıyor ve muhtemel milletvekili aday adayları ile bire bir, yüz yüze görüşüyor. Raporlar hazırlanıyor ve değerlendirmeler önce Recep Erdoğan’a sunuluyor. Satırlara garip garip baktığınızı hisseder gibiyim. O zaman, konuyu son  “Bakanlar Kuruluna başkanlık etme”  kapışmasında, perde arkasında kalan bilgiden açmaya devam edeyim;
Recep Erdoğan, Ahmet Davutoğlu’na milletvekilli genel seçiminde AKP grubunun en az yarısını temizlemesi talimatını verdi. Şöyle;
Ahmet Davutoğlu, Erdoğan’a, partide dinmeyen baskılar üzerine 3 dönemlikler ile ilgili uygulamanın biraz gevşetilip gevşetilemeyeceğini sordu. “Olumsuz” yanıtı bir daha aldı. Erdoğan Davutoğlu’na bir talimat daha verdi;
 “3 dönemlikler dışında, grubun en az 3’te birini de yenileyeceksin. Gençleştireceksin”..
AKP’nin şu anda TBMM’deki milletvekili sayısı 312. Üç dönem kuralına takılan 72 milletvekili var. Geriye 240 milletvekili kalıyor. “3’te bir ” talimatına göre 80 milletvekili daha potaya giriyor. Yani anlayacağınız AKP grubunda en az 152 milletvekili gidici. 160’ının da yerlerini koruma şansı var. Bu da AKP’de halihazırdaki milletvekillerinin yarısının temizlenmesi manasına geliyor.
Yakın çevresinin  “yorgunluk bahanesi ile her an gidebilir”  gözüyle baktığı Ahmet Davutoğlu Hoca, kurt kapanından kurtulabilmek adına çırpınıyor. Recep Erdoğan, dün kendisine küçük bir jest yaptı. Ankara’da toplanan büyükelçilere konuşma saatini Davutoğlu’nun gruptaki konuşma saati ile denk düşürmedi. Böylece aylardır olduğu gibi Davutoğlu, tüm yandaş kanallardan canlı yayında yayınlanan Erdoğan’ın konuşmasının bitmesini beklemedi. İlk defa saatinde grup konuşmasını gerçekleştirebildi. Vee!..  “Paralel darbe” matbu metnini tam olarak tekrarlayarak, kendisinden de ufak bir ekleme yaptı:
 “CHP ve MHP paralel çeteyle birlikte 30 Mart seçimlerine değişik yerlerde koalisyonla girdi. 10 Ağustos seçimlerine de çatı adayla girdiler. Çatı aday tam bir darbe koalisyonunun adıydı ama millet biz çatıyı anlamayız biz temeldeki ahlak ve inanca bakarız dedi ve Sayın Cumhurbaşkanımızı o makama getirdi...”
Ne garip bir tesadüf ki; darbecilikle suçladığı Ekmeleddin İhsanoğlu’na bundan bir yıl önce kendi elleriyle ödül vermişti Ahmet Hoca!.. 13 Ocak 2014’te  “6’ncı Büyükelçiler konferansı” nın ilk gün akşam yemeğinde  Dışişleri Bakanı sıfatıyla zamanın Başbakanı Recep Erdoğan’ın  “Mısır’da darbecilere destek vermekle” suçladığı ve en ağır sözlerle hakaret ettiği eski İslam Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu’na “yaptığı hizmetlerden” dolayı tüm Büyükelçilerin önünde teşekkür belgesi vermişti Ahmet Hoca..
“Dik duruş”  denen şey; böyle bir şey demek!..

Yazarın Diğer Yazıları