Milli Eğitim ablukada

          Yandaş sendika, diğer bir ifadeyle "paralel sendika", Milli Eğitimde çalışkanlık ve başarılarıyla kendini ispatlamış bilgili ve tecrübeli, ülkenin birlik ve bütünlüğünden asla taviz vermeyen okul müdürleri ve okul müdür yardımcılarının görevden alınmasını sağladıktan sonra, şimdi de bütün öğretmenlere gözdağı vermeye çalışıyor. Bütün uyarılara rağmen iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı bu ahlaksızlığa çanak tutmaya devam ediyor. Milli Eğitimi, iktidar ve Bakanlık değil, söz konusu paralel yapının yönlendirip idare ettiği, Cumhuriyet Savcılıklarına belgelerle yapılan suç duyurularından ortaya çıkıyor.

          Belgelerle yapılan suç duyurularına rağmen hukukun işlememesi, ya da valilikler aracılığıyla kösteklenmesi; benzer haksızlıkların ve zulümlerin daha da artarak devam etmesine yol açmış bulunmaktadır. Hukukun endişe verici bazı saiklerle işlememesi, haksızlıkların önlenip adaletin sağlanmaması ve üstüne üstlük paralel sendikanın okulları abluka altına almaya başlaması, yakında okullarda büyük hadiselerin yaşanabileceği endişesine kapılmamıza neden olmaktadır. Nitekim Elazığ şehir merkezindeki okullarda yandaş=paralel sendikanın öğretmenleri denetlemeye başladığı ile ilgili bilgi doğru ise gerçekten acınacak hale gelmişiz demektir. Konu ile ilgili Elazığ'dan bir öğretmenin e-posta ile gönderdiği bilgi aynen şöyledir:

          "Çarşamba günü (23.12.2015) İl Milli Eğitim Müdürü Ahmet Bağlıtaş, Maarif Müfettişi Başkanı Ercan Uz beyle ve ilimizdeki yazılı ve görsel basında ve görüntülü bir şekilde ve (canlı bir yayın programında) verilmek üzere bir ortaokulda etkileşimli tahtalarla ders işleyen öğretmenin dersini izlemektedir. Buraya kadar anormal bir durum söz konusu değildir. Milli Eğitim Müdürü,  Maarif Müfettişi Başkanı ile birlikte amirliğini yaptığı bir yöneticiyi veya bir öğretmeni denetlemekte ve dersini izlemekten daha doğal bir şey olamaz. Çünkü amirliğini yaptığı memur, öğretmen ve yöneticiyi tanımak durumundadır. Sınıfta ders dinler ve izler. Fakat aynı denetimde bir sendika şube başkanının bulunması anormal bir durumdur. Aynı gün ve saatte Milli Eğitim Müdürü ve Maarif Müfettişi Başkanı ve bir sendika başkanı ile birlikte okullara ve sınıfa ders denetimi ve dersi dinlemeye gitmesi ne anlama gelmektedir? Normal olmayan durum budur. Bu bugüne kadar görülmüş bir şey değildir.

          Bu şu anlama gelmektedir; hükümete yakın ve ikinci paralel devlet gibi eğitim çalışanların her işine arka planda müdahil olan bir sendika ve özellikle atamalarda Milli Eğitimin Müdürlüğünün üzerinde baskı kuran bir sendika. Son örneğini 23.12.2015 Çarşamba günü Milli Eğitim Müdürü Ahmet Bağlıtaş ve Maarif Müfettişleri Başkanı Ercan Uz beylerin yanında sendikanın başkanının sınıfa girmesi ve sınıfta yazılı ve görsel basın karşısında açıklama yapması ve medyada bunun haber olarak sunulması şu anlama gelmektedir: Ey öğretmenler ben bir sendika başkanı olarak Milli Eğitim Müdürü ve Maarif Müfettişi Başkanı ile birlikte siz eğitimcileri denetleyebiliyorum. Sizlerin sendikası beni yakinen ilgilendiriyor ve sizler benim başkanlığını yaptığım sendikada olmalısınız. Yoksa sizin için sıkıntı olabilir. Başkanlığını yaptığım sendikadan olursanız ben sizinleyim. Bakın Milli Eğitim Müdürü ve Maarif Müfettişleri Başkanı sizin soruşturmalarınızı yapan kişi olarak onlar da benim yanımdadır. Siz bilirsiniz,  ya benim sendikamdan olursunuz yâda bertaraf olursunuz.

          Bu sendikanın ilimizdeki birçok uygulaması öğretmene, yöneticiye ve eğitim çalışana gözdağı vermektir. Bir sendika başkanı bir eğitim kurumuna ancak öğretmenler odasına gider ve sendikasına üye kabul eder veya sendikasını anlatır. Yoksa bir sendika yetkilisi sınıfa gidemez.  Bir okulda kimlerin öğretmenin sınıfına girebileceği yasa, yönetmelik, yönerge ve genelgelerde bellidir. Bir sendika başkanın sınıfa gitmesi ve sınıfın içinde açıklama yapması büyük skandaldır. Bu ilimizde yaşanmıştır. Bu ilin atama yetkilileri buna ses çıkarmamıştır ve seyirci kalmıştır. Bu sendikanın dışındaki diğer sendikalara bağlı veya bağlı olmayan tüm eğitimcilere gözdağı verilmiştir. Bu skandalı bizzat Milli Eğitim Müdürü ve Maarif Müfettişi başkanı alet olmuşlardır. Bu ildeki tüm eğitim çalışanları bu ve buna benzer yaşanan olaylardan tedirgin olmaktadır. Bu durum suç teşkil etmektedir. Bu en büyük ayrımcılıktır. Bize göre hemen bu kişiler hakkında soruşturma ve görevden uzaklaştırma başlatılmalıdır. Bunlar hakkında gerekli suç duyuruları yapılmalıdır. Çünkü bu ilde milli eğitim çalışanları olarak her gün tedirgin olmaktayız. Bizler eğitim çalışanları olarak her gün buna benzer binlerce örneğini yaşamaktan artık usandık".

          Söz konusu bilgilerin doğru olduğuna bir türlü inanmak istemiyoruz. Gerçekten doğruysa vay eğitimin haline…

 

Yazarın Diğer Yazıları