Milli Eğitim Diyanet'e mi emanet?

Milli Eğitim Diyanet'e mi emanet?
CHP'li Adıgüzel’in, Milli Eğitim Bakanı Yılmaz'a okul öncesi eğitime ilişkin yönelttiği sorulara yazılı olarak cevap geldi.

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, CHP İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel'in Meclis'teki Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmeleri sırasında yönelttiği sorulara yazılı olarak cevap verdi. Gelen cevapta, 2016-2017 eğitim öğretim yılında okul öncesi eğitime devam eden çocuk sayısında yaklaşık 117.000 artış sağlanarak toplam çocuk sayısının 1.326.000'e çıktığı ifade edildi. Okul öncesi eğitimde son 3 yılda okulla buluşturulan çocuk sayısının ise 265.000 arttığı belirtildi.

DİYANET'E BAĞLI KREŞ SAYISINDA ARTIŞ

Milli Eğitim Bakanlığı'nın örgün eğitim istatistiklerine göre, Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı 4-6 yaş kurslar ile belediyelerce ve derneklerce açılan kreşleri kapsayan toplum temelli kurumların sayısı 2015-2016'da 692 iken 2016-17 yılı ilk döneminde 1.448'e, ikinci döneminde ise 1.552'e yükseldi. 2015-2016 yıllında 21.020 olan öğrenci sayısı ise, 2016-2017 yılında 51.327 oldu.

Öte yandan, bu kurumlara ilişkin gelen yanıtta Diyanet İşleri Başkanlığınca açılan kurumların programlarının ve işleyişinin Diyanet İşleri Başkanlığı koordinesinde yürütüldüğü kaydedilirken, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olmayan kamu kreşleri ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı izni ile açılan kreş ve gündüz bakım evlerinin eğitim denetimlerinin ise Milli Eğitim Bakanlığınca yapıldığını, bu kurumların eğitim programlarının da Bakanlık tarafından geliştirildiği belirtildi.

"ÇOCUKLARIN EĞİTİMİ DİYANETE BIRAKILAMAZ"

Gelen cevaba ilişkin konuşan Adıgüzel, “Diyanet'e bağlı kurumlarda program ve işleyişinin tamamıyla Diyanet'e bırakılması kabul edilemez. Hele ki son dönemlerde, kamuoyunda Diyanet'e ilişkin soru işaretleri ayyuka çıkmışken, 4-6 yaş gibi etkiye en açık bir yaş grubundaki çocuklara yönelik her türlü programın içeriğinin sıkı bir denetimden geçmesi gerekir. Özellikle yoksul ailelerin çocuklarını hedef alan bu kurumlardaki program ve işleyişin çocuğun iyi halini ve gelişimi destekleyen ortamı ne ölçüde sağladığına dair endişeler giderilmiş değil. Çocuklarımızı emanet ettiğimiz bu kurumlarda eğitim veren eğiticiler kim? Formasyonları çocuk gelişimine ne ölçüde uygun? Milli Eğitim Bakanlığı'nın sorumlu olduğu işi, Diyanet hangi uzmanlık alanı, hangi uzman eğitimcilerle yürütüyor?” ifadelerini kullandı.

Öte yandan, Türkiye'de okul öncesi eğitime katılımın OECD ortalamasının altında olduğuna dikkat çeken Adıgüzel, “Ortaya konan çalışmalar, okul öncesi eğitime katılımın çocuğun yaşı büyüdükçe ve hane halkının varlık seviyesi yükseldikçe arttığına dikkat çekiyor. 3-5 yaş okullaşma oranı Türkiye genelinde düşük olmasına rağmen, bu oran yoksullar arasında daha da düşük. Milli Eğitim Bakanlığı okul öncesi eğitime çözüm olarak toplum temelli kurumların sayısındaki artışa bel ağlayamaz. Bu ülkenin çocukları 15 yıldır iktidarın ideolojik hesap ve çıkarlarına yeterince kurban edildi. Eğitim işini ciddiye almadığımız müddetçe hiçbir konuda yol kat etmemiz mümkün değil. 15 yıldır eğitime ilişkin bütün kararları tek başına AKP'nin artık oturup biz nerede hata yaptık sorusunu kendine sorması gerekiyor. Tabi eğer gayemiz çocuklarımıza ve gençlerimize iyi bir gelecek bırakmak ise. Lafla peynir gemisi yürümüyor” dedi.

İlgili Haberler